Bunu kullanmamız çok tehlikeli. Bunu söylemiştik. | Open Subtitles | حمله فى هذه الشبكة خطير لقد أخبرناك بذلك مرات عديدة من قبل |
Güzel, bu uçuşun özel konukları olacağını söylemiştik. | Open Subtitles | حسنآ, نحن أخبرناك رحلة اليوم ستكون مميزة |
Eğer grubumuz dağılırsa iki gün bekleyeceğimizi söylemiştik. | Open Subtitles | لقد قلنا بأننا سنبقى يومين وننتظر البقية |
Oysa ki operasyonun gece vakti yapılmasının çok tehlikeli olacağını söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم انه من الخطر جداً ان نقوم بهذه العملية في الليل |
Yukarıda uyuduğunu sanıyorduk. Evde kalmanı söylemiştik. | Open Subtitles | حسبناك نائماً في الأعلى طلبنا منك البقاء هنا |
Kapıdan ilk girdiğimizde de aynı şeyi söylemiştik: Mutluluk yuvamız. | Open Subtitles | هذا ما قلناه عندما جئنا من خلال الباب ، منزل سعيد |
Bugünkü uçuşun özel olduğunu söylemiştik. | Open Subtitles | حسنٌ, نحن أخبرناك رحلة اليوم ستكون مميزة |
Sana dün öğretmenlerin hizmet günü diye okulun kapandığını söylemiştik. | Open Subtitles | قيل لي أنه لا فصل لديكم أخبرناك ليلة البارحة أن المدرسة ستُغلق |
Sana buraya geri dönmemeni söylemiştik, çatlak! | Open Subtitles | لقد أخبرناك بأن لا تعود مرة أخرى أيها المجنون |
Öğlen konuşacağımızı söylemiştik. Kuralları çiğniyorsun. | Open Subtitles | لقد قلنا بأننا سنتحدث عند الظهر إننا نخالف القاعدة |
Ve bunun aramıza girmesine izin vermeyeceğimizi söylemiştik. | Open Subtitles | .وقد قلنا بأننا لن ندع ذلك يفرّق بيننا |
Bunun bir daha olmayacağını söylemiştik. | Open Subtitles | لقد أخبرناهم أن هذا لن يحدث مجدداً. |
Parayı ödemezlerse seni öldüreceğimizi söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم بأننا سنقتلك إن لم يدفعوا |
Biz de dışarıdan söylemiştik. | Open Subtitles | و إحترق، نعم، ثم طلبنا من الخارج |
Cleveland'a ilk geldiğimizde biz de böyle söylemiştik. | Open Subtitles | وهذا هو ما قلناه أول الوقت وصلنا إلى كليفلاند. |
Cinsel suç işleyenleri araştırmalarını söylemiştik. | Open Subtitles | اخبرناهم ان يبحثوا عن مجرمين جنسيين مسجونين |
Oradayken aynı şeyi istediğimizi söylemiştik. | Open Subtitles | لقد قلنا اننا نبتغي نفس الشئ عندما عدنا هناك |
Onu bulmanı söylemiştik, lanet olası değil. | Open Subtitles | قلنا لك أن تجد لها، لا يمارس الجنس معها. |
Tüm buğday ürünlerinin sağlıklı olduğunu söylemiştik. | Open Subtitles | لقد أخبرنا الناس أن الخبز كامل القمح صحي |
Okuldayken senin özel biri olacağını biliyorduk ve bunu söylemiştik. | Open Subtitles | كلنا عرفنا في المدرسة انك ستكونين مميزة, لقد قلنا ذلك |
Hayır, Leon, bunun yanında oldukça kârlı bir iş yürüttüğünü söylemiştik. | Open Subtitles | لا,ليون,قيل لنا أنك تدير عملا يدر المال بكثرة بشكل جانبي |
Berbat gidiyor ama yürüteceğimizi söylemiştik. Yürütürüz demiştik. | Open Subtitles | لكنّنا قلنا بأنّنا سنجعله يعمل قلنا بأنّنا سنجعله يحدث |
Elimizde canlı, nefes alıp veren hilkat garibeleri olduğunu söylemiştik. | Open Subtitles | قلنا لكم إن ما لدينا هو شيء بشع ورهيب. من المسوخ |
Bu sabah sizlere, dün akşamki çekilişin iki talihlisinin.... ...olduğunu söylemiştik. | Open Subtitles | ... كما أخبرناكم هذا الصباح , لقد كان هناك فائزان بجائزة اليانصيب الكبرى لليلة البارحة |
Gitmemeni söylemiştik. | Open Subtitles | ـ أنا أتسكّعُ مع بعضِ الأصدقاء ـ لقد أمرناك الآَّ تخرجي |