"söylemiştiniz" - ترجمة من تركي إلى عربي

• قلت
• أخبرتني
• قلتم
• قلتي
• قلتَ
• قُلتَ
• أخبرتنا
• قلتما
• قُلت
• قلتِ أنكِ
• قُلتِ
• تقولون
• ذكرتِ
• لقد قلتِ
• قلتى

İyileştireceğini söylemiştiniz, ama o her gün daha da kötüleşiyor.
قلت بأنها ستجعلها أحسن لكن صحتها تسوء يوماً بعد يوم

Daha önce buraya geldiğinde çok çalışmaya bağlı olduğunu söylemiştiniz.
عندما كانت هنا آخر مرة قلت إنه كان إجهاد فقط

D ekinde olduğunu söylemiştiniz ama dosyada D eki yok.
ثم قلت أنه أدرجُ بالملحق د، ولا وجود للملحق د

Ne yapacağıma karar verdim.Bir zamanlar bana görevimin ne olduğunu söylemiştiniz.
لقد قررت ما أريد فعله. لقد أخبرتني مرةً بأن أهتم بواجبي.

Reklam alanı için. All Saints'in yüzü olmak istediğinizi söylemiştiniz.
مساحة الإعلانات لقد قلت بأنك تريد أن تصبح في الواجهة

Lordum, sizinle ilk tanıştığımızda, ...bana büyük bir devlet adamı olmak istediğinizi söylemiştiniz.
سيدي عندما التقينا اول مرة قلت انك تتمنى ان تصبح رجل دولة مهم

Sizin de bir aileniz olduğunu söylemiştiniz. Çocuğunuz var mı?
قلت بأن لديك عائلة أيضاً هل لديك أي أطفال ؟

Sabah sizi yardım etkinliğine çırak olarak davet ettiğini söylemiştiniz.
أنت, لقد قلت سابقاً أنه دعاك للحفله كجزء مكمل للعرض

CA: Sanırım bunun kürelerle ilgili olduğunu söylemiştiniz, buradan başlayalım.
كريس: أعتقد أنك قلت لي بأن العمل له علاقة بالجسم الكروي. أخبرنا عن ذلك أولا.

Sanırım herkesin bir şekilde balıkçılıkla ilişkili olduğunu söylemiştiniz.
وأعتقد أنك قلت بأن أغلب الناس مرتبطون بشكل أو بآخر بالصيد.

Psikozu öngörmek için bir şablon olmadığını söylemiştiniz.
لقد قلت ليس هناك نمط معين فى حسابات المرضى النفسيين

Bunu bana geçen yıl, önceki yıl ve daha önceki yıl da söylemiştiniz.
لقد قلت هذا لى العام الماضى والذى قبله والذى قبله

Siz kendiniz diğer delilleri çöpe atabileceğimizi söylemiştiniz.
حسناً، لقد قلت للتو بأننا يمكن أن نرمي كل الأدلة الأخرى.

Odada bir soygun olmuş görüntüsü olduğunu mu söylemiştiniz?
هل قلت أن الغرفة بدت و كأن كان بها واقعة سرقة ؟

...ikinci satırın ne anlama geldiğini bilmediğinizi söylemiştiniz, değil mi?
أخبرتني بأنّه ليس لديك أدنى فكرة لماذا يشير السطر الثاني

Penguen gibi adamların peşine düşmek için bütün gücümüzü kullanmamız gerektiğini söylemiştiniz.
لقد أخبرتني أننا بحاجة لإستخدام كل طريقة لدينا للسعي وراء أشخاص كالبطريق

Ama sen ve babam mezarlıktaki insanların cennette olduğunu söylemiştiniz, Quentin gibi.
لكن انت وابى قلتم ان من فى القبرة فى الجنة مثل كوينتن

O gün için tura adını yazdıran kişi sayısının 10 olduğunu söylemiştiniz.
الأن، أعتقد أنكِ قلتي أن عشرة أشخاص قاموا بالتوقيع من أجل الجولة

Silahlar üzerinde çalışmadığını söylemiştiniz, öyle değil mi?
لقد قلتَ أنه لم يكن يعمل في سلاح ، أليس كذلك؟

Komutan, yedi kişilik bir ekibiniz olduğunu söylemiştiniz.
قائد إعتقدتُ بأنّك قُلتَ كَانَ عِنْدَكَ فريق الرجال السبعة.

Çiçekleri çok sevdiğinizi söylemiştiniz. Toplamak oldukça zaman aldı ama olsun
أخبرتنا كم تحبين الأزهار ولقد ذهبت بعيداً كي أحضرها لك

Takımı durdurmak istediğinizi söylemiştiniz değil mi? Artık gereği kalmadı.
''قلتما أنّكما تريدان ردع عصابة ''الشبح، لكنّ ذلك لم يعُد ضروريًّا.

Hayır. Ama sesini telefonda değiştirdiğini söylemiştiniz.
. لا , لكنك قد قُلت أنه يُغير صوته فى الهاتف

Evrak işini halledersem düşüneceğinizi söylemiştiniz.
قلتِ أنكِ ستفكرين فيها إن قمت بإزالة العقبات.

Benimle bir konu hakkında konuşmak istediğinizi söylemiştiniz?
هل قُلتِ بأنّكِ أردتِ الكلام معي حول شيء؟

Ross mutlu olduğu sürece ağzımı kapalı tutmamı söylemiştiniz, değil mi?
تقولون ان علي ابقاء فمي مغلقا إذا كان روس سعيدا صح؟

Fabry hastalığının nadir bir hastalık olduğunu söylemiştiniz.
لقد ذكرتِ أنّ هناك عدد قليل من مرضى فابري

İzin isteyip alabileceğimi söylemiştiniz.
لقد قلتِ للتو فقط تستطيع أن تأخذها لو إستأذنت منها

Peki bileğini kazayla kestiğini söylediğinizde yine mi yalan söylemiştiniz acaba?
و حين قلتى أنه جرح رسغه ، أكانت هذه أيضا كذبة ؟