İkinizi de seviyorum ve bunu bir daha yapacağınıza bana söz verin. | Open Subtitles | أحبكما أنتما الاثنان عداني أنكما ستعيدان الكرّة |
Ama yine de kızlar Tanrı'ya olan inancınızı hiç yitirmeyeceğinize söz verin. | Open Subtitles | و لكن عداني بأنَّكما لن تتوقفا عن الإيمان بالرب |
Yıkılıp, örtünün altına girmeyeceğinize söz verin. | Open Subtitles | عديني أن لا تنهارين وتسحبين بعيداً تحت ملاءة |
Bunun birlikte oynadığımız son poker... olmayacağına söz verin bana. | Open Subtitles | عدوني ان هذه ليست اخر مرة سنلعب البوكر فيها سوية |
Bir daha tekrarlamayacağınıza dair söz verin bana! | Open Subtitles | عدني ألا تكررها. أعدك أنك ستستمتع بالعرض القادم. |
Annemi öldüren o iğrenç yaratığı bulup öldüreceğinize dair bana söz verin. | Open Subtitles | فقط أوعدني بأن تجد ذلك الوحش المخيف الذي قتل أمي. وتقوم بقتله. |
Ama yine de kızlar Tanrı'ya olan inancınızı hiç yitirmeyeceğinize söz verin. | Open Subtitles | و لكن عداني بأنَّكما لن تتوقفا عن الإيمان بالرب |
Bir zamanlar kız kardeştiniz. Birbirinizi bırakmayacağınıza söz verin. | Open Subtitles | كنتما أختَين فيما مضى عداني فقط أنْ تبقيا يداً واحدة |
Birbirinizi hep koruyacağınıza bana söz verin. | Open Subtitles | عداني إنّكما ستفعلا هذا دوماً. |
Bakın, kızmayacağınıza söz verin, zaten önemli bir şey değil. | Open Subtitles | هناك أمر يجب أن تعلميه وهو تافه بالحقيقة لكن عديني ألا تغضبي |
- Önemli değil, söz verin eğer kendinizi kötü hissederseniz, bir doktora görüneceksiniz. | Open Subtitles | لا عليك، اسمعِ عديني فحسب ألم تشعري أنك على ما يرام فوراً أنّك ستذهبِ لزيارة الطبيب |
Size anlatacağım ama lütfen söz verin, o gelene kadar hiçbir şey yapmayacaksınız. | Open Subtitles | سوف أخبرك، ولكن رجاءً عديني أن لا تفعلي شيئاً قبل وصوله. |
Bitirene kadar çıldırmayacağınıza ve bunun ne kadar harika olduğunu söylemeyeceğinize söz verin, tamam mı? | Open Subtitles | عدوني أنكم لن تفزعوا أو تقولوا كم هذا عظيم حتي أنتهي, حسنا ً ؟ |
Bana söz verin, eğer savunma teknolojileri üretemeyi başarırsanız, bu bahsettiğiniz kalkanlar gibi, bunları hükümetimle paylaşacaksınız. | Open Subtitles | عدوني, إذا كنتم قادرين على تطوير تكنلوجيا دفاعية مثل الدروع التي تحدثتم عنها أنكم ستشاركونها مع حكومتي |
söz verin bir daha hiçbir şeyin bizi ayırmasına izin vermek yok. | Open Subtitles | عدوني انه لن يحصل اي شيء مره اخرى يكسر علاقتنا |
Tek parça olarak geri getireceğinize söz verin, yeter. | Open Subtitles | عدني فقط أن تعيدوها سليمة سنفعل ما بوسعنا |
O zaman bana geri gelip evi gün batımında göreceğinize söz verin. | Open Subtitles | اذا عدني أنك ستعود لرؤية المنزل عند غروب الشمس |
Uslu duracağınıza ve ne dersem yapacağınıza söz verin. | Open Subtitles | عدني بأن تكون مطيع وتقوم بكل ما أقوله لك |
New York'a geldiğinizde bizi arayacağınıza söz verin. | Open Subtitles | ـ أوعدني أن تتصلا بي بمجرد أن تعودا إلي نيويورك؟ |
Bu gece yarısı. Yalnız geleceğinize söz verin! | Open Subtitles | لكن يجب ان تأتى وحدك عدنى انك ستأتى وحدك |
Bu kanın laboratuvar analizlerini kendiniz yapacağınıza söz verin. | Open Subtitles | يجب أن تعديني أنك ستقومين بفحص هذه العينة بنفسك |
Yorulmam. Peki, ben Helen Robinson'la konuşurken arabada kalmaya söz verin. | Open Subtitles | حسناً , أتعدون أنكم ستبقون فى السيارة بينما أتحدث مع "هيلين روبينسون" ؟ |
Kızımın güvende olacağına söz verin yeter. | Open Subtitles | عليك فقط أن تعدني أن إبنتي ستكون بأمان، اتفقنا؟ |
Lee'ye tırnaklarımdan bahsetmeyeceğinize dair söz verin. | Open Subtitles | أوعدوني أنكم لن تقولوا اي شيء لليي حول اظافري |