Doğduğun gün, baban köye bir sürü hediye dağıttı. | Open Subtitles | يوم وُلدتِ، وهب والدكِ القرية الكثير من الهدايا |
Son zamanlarda hayranlarımdan bir sürü hediye geliyor bana. | Open Subtitles | لقد حصلت على الكثير من الهدايا من المعجبين مؤخرًا |
Oğluma bir sürü hediye alacaktım. | Open Subtitles | كنت ذاهبة لأشتري له الكثير من الهدايا. |
Ve biri ona bir sürü hediye alıyormuş. | Open Subtitles | لقد اشترى لها أحدهم الكثير من الهدايا |
Bu düşündüğüm şey olmayabilir... çünkü arabamda bir sürü hediye oluyor ve bu kutudakinin, hangisi olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | ربمالنتكونماتظنه ... لا أعرف ما يوجد فيها لأن هناك الكثير من الهدايا في سيارتي ولا أعرف ماهي |
- Böyece bir sürü hediye getirir. | Open Subtitles | ذلك الصبي كما جلب الكثير من الهدايا. |
Oxford öğrencileri bir sürü hediye verdi. | Open Subtitles | لقد إستلمتُ الكثير من الهدايا من قبل الطلاب في جامعة (أكسفورد) |
Burada yolladığınız bir sürü hediye var | Open Subtitles | أرسلت الكثير من الهدايا |
Bir sürü hediye almışsın. | Open Subtitles | لقد تلقيت الكثير من الهدايا |