Lanet yaylım ateşin yüzünden orada bir sürü insanı harcadın. | Open Subtitles | لقد تسببت فى قتل الكثيرين من جنودنا بسبب احداثياتك الخاطئه هل تعلم ذلك ؟ |
Gördüğün gibi o anlaşma bir sürü insanı sinirlendirdi o insanlar ailenin o mülk için nakit para aldığını biliyordu. | Open Subtitles | وكما ترى فتلك الصغفقة تغضب الكثيرين جماعة تعرف أقاربك كانت تدفع المال لأجل تلك الملكية |
Büro'daki, senin ayağını kaydırmak isteyen, bir sürü insanı atlattın. | Open Subtitles | أنت خذلت أناس كثيرين فى هذا المكتب كانت لديهم خطط كبيرة لك |
Bu adamlar kızı yakalamak için bir sürü insanı öldürdü. | Open Subtitles | هؤلاء الثلاثة قتلوا الكثير من الأشخاص للحصول على هذه المرأة |
Asıl önemli olan, bir sürü insanı hayal kırıklığına uğratmam. | Open Subtitles | ما يهم هو إنى خذلت أشخاص كثيرين |
Plajda metal detektörünle bir sürü insanı mı soydun Peter? | Open Subtitles | هل سرقت حفنة من الناس على الشاطئ بـ كاشف المعادن الخاص بك؟ |
Bir sürü insanı üzmek istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | لأننا لا نريد أن نزعج الكثيرين أليس كذلك؟ |
Bilmiyorum ki adamım. Bir sürü insanı kızdırdık. | Open Subtitles | لا أدري يا صاح لقد سببنا في غضب الكثيرين |
Mesele şu ki telefon defterini tarayıp bir sürü insanı aradım ama hiçbiri senin adını bile duymamış. | Open Subtitles | المسألة أنّني راجعتُ دفتر عناوينه وهاتفتُ الكثيرين -ولم يسمع أحدهم بك قطّ |
Evet. Evet, öldürdüm. Bir sürü insanı öldürdüm, hepsi senin içindi. | Open Subtitles | نعم، قتلته قتلت الكثيرين كل ذلك من أجلك |
Ve belki de etrafındaki bir sürü insanı da yaralayabilir. | Open Subtitles | وربّما تؤذي الكثيرين حولها أيضاً |
Bir sürü insanı kovdular. | Open Subtitles | لقد طردوا الكثيرين |
Büro'daki, senin ayağını kaydırmak isteyen, bir sürü insanı atlattın. | Open Subtitles | أنت خذلت أناس كثيرين فى هذا المكتب كانت لديهم خطط كبيرة لك |
Her nereye gidiyorsa, bir sürü insanı öldürmek istiyor. | Open Subtitles | أينما كان سيذهب ، إنه يُريد قتل الكثير من الأشخاص |
Doğal olarak bu fikirleri şuna yöneltti: ''Bir sürü insanı depoya koyalım.'' | TED | إذًا طبيعي أن يقودنا هذا للأفكار التي قالت، "لنضع الكثير من الأشخاص في المستودع." |
Bir tanesi bile bir sürü insanı öldürebilir. | Open Subtitles | نوعاً يمكنه أن يقتل الكثير من الأشخاص. |
Asıl önemli olan, bir sürü insanı hayal kırıklığına uğratmam. | Open Subtitles | ما يهم هو إني خذلت أشخاص كثيرين |
Bu tıpkı bir köpek balığının bir sürü insanı yemesi sonra da bir uçağa binip ülkenin diğer ucunda inmesi ve daha fazla insan yemesi gibi. | Open Subtitles | ومن شأن ذلك أن يكون مثل سمكة قرش تناول حفنة من الناس... ومن ثم الحصول على متن طائرة، وهبوطه في نهاية أخرى من البلاد... ثم تناول المزيد من الناس. |