Binlerce yıl önce bu şey çarpıyor ve bu Şey... dışarı fırlıyor yada sürünerek dışarı çıkıyor ve buzun içinde donuyor. | Open Subtitles | منذ الاف السنين و قد تحطم هذا الشئ وقد قذفت او زحفت و انتهى بها لتتجمد فى الجليد |
sürünerek gitmek işe yaramaz. Saklanacak yer yok. | Open Subtitles | لا فائده من محاوله الزحف اليه لا يوجد تغطيه |
Andy Dufresne boklu nehirden sürünerek geçen ve öbür taraftan tertemiz çıkan. | Open Subtitles | أندى دفرين الذى زحف عبر نهر من القذارة و خرج نظيفا من الجهه الأخرى |
Senin türün çamurdan sürünerek çıkmadan önce 10,000 ömür boyunca yaşdım. | Open Subtitles | لقد عشت 10.000 حياة قبل أن يزحف أول أسلافكم خارج الطين |
Beni kimsenin olmadığı bir yere yolluyorsun eğer vurulursam, sürünerek geri dönmem gerekecek | Open Subtitles | أنت ترسلني إلى المجهول، وإن سقطت، سأضطر للعودة زاحفاً. |
O adama sürünerek gidip yardımını istemek senin için yalnızca küçük düşürücü değil! | Open Subtitles | ليس فقط الأمر مهين لك أن تزحف إلى ذلك الرجل وتطلب منه المساعدة |
Ve sana gelince, seni seni küçük baş ağrısı... sakın bana sürünerek dönmeye kalkma, çünkü artık bitti! | Open Subtitles | وأما بالنسبة لك، أنت ايها ..الألم الصَغيرفيالرقبةِ. من الافضل لكى الا تعودى لى زاحفة لانه الان كل شيء انتهى, |
Aa, Frank'in ayak tırnakları sürünerek çöp kovasına gitmiş. | Open Subtitles | أظافر فرانك المقصوصة زحفت إلى سلة المهملات بمفردها ماذا ؟ |
Kendi mezarından sürünerek çıkmış. | Open Subtitles | وتركت تواجه الموت زحفت خارج قبرها اللعين |
Havandırmada sürünerek bilgisayarın yanına gittim ve orada bekledim. | Open Subtitles | لقد زحفت خلال فتحت التهوية ووقفت امام الكمبيوتر |
Kayaların üzerinde sürünerek ilerleyemeyeceğimi biliyordum. Çok büyük ve düzensizdiler. | Open Subtitles | عرفت أني لا أستطيع الزحف على هذه الصخور كانت كبيرة و متشابكة |
Çoğu yerde sürünerek veya oyuklarda gizlenerek yiyecek bulur. | Open Subtitles | معظمها يحصل على غذائه عن طريق الزحف والحفر في الأرض. |
Andy Dufresne boklu nehirden sürünerek geçen ve öbür taraftan tertemiz çıkan. | Open Subtitles | دائما أضحك أندى دفرين الذى زحف فى نهر من القاذورات |
Geri kalanımız sürünerek ana kapıya ilerleyecek. | Open Subtitles | بقيّتنا ستتقدم في زحف منخفض للبوابة الرئيسية |
Sen kapıdan çıkıp onu kovalarken, o başka kapıdan sürünerek giriyor. | Open Subtitles | تطارده من باب, يزحف داخلًا من الباب الآخر |
İnsanlar sürünerek çamurun içinden çıktılar. | Open Subtitles | إنه كذلك منذ أن كان الأنسان يزحف خارج الوحل |
Eve sürünerek dönmemden çok mutlu olacağını biliyordum bu yüzden eve dönmedim ikimizin de şansına özellikle onun şansına. | Open Subtitles | أعرف كم ستحبّ أن تراني أعود للمنزل زاحفاً لذا لم أعد للمنزل وهذا من حسن حظنا معاً |
Lanet kayanın altına neden sürünerek geri dönmüyorsun? | Open Subtitles | لم لا تعود أدراجك زاحفاً أسفل الصخرة التي تقف عليها؟ |
Bilirsiniz, suçlu olanlar aslında bataklıktan sürünerek çıkan, kasabaya gelip edepsiz işlerini gören ve tekrar karanlığa gömülen canavarlar değildirler. | TED | كما تعلمون، الجناة ليسوا وحوش تزحف خارجاً من مستنقع ويأتون إلى المدينة ويقومون بأعمالهم السيئة ومن ثم يتراجعون إلى الظلام. |
Bir blok sonra, fark edeceksin ki... aptalca hareket ediyorsun ve sürünerek geri geleceksin. | Open Subtitles | حالما تخرجين من المبنى ، سوف تدركين حماقة اساليبك وسوف ترجعين زاحفة |
O zaman sürünerek ellerinde bereleri ile geldiler, ve verdiğim vergilerle yardım etmemizi istediler. | Open Subtitles | يأتون زاحفين إلينا حاملين القلنسوة في أيديهم حتى نغيثهم بأموال الضرائب التي أدفعها |
Sonunda kapı çaldı sürünerek kapıya gittim ve böyle "Merhaba." dedi. | Open Subtitles | أخيرا طرق الباب ذهبت للباب زحفا وفتحته ثم قال لي مرحبا |
Yerde sürünerek pamuk topluyordum, katır gibi saban sürüyordum, komşularımın yardımıyla geçiniyordum. | Open Subtitles | أزحف وألتقط القطن، كالبغل الذي يحرث الأرض، وأعيش على صدقة الجيران المريرة. |
Ringden sürünerek çıkacağım ve ilk uçakla şehri terkedeceğim. | Open Subtitles | سأزحف خارج الحلبة وسآخذ أول طائرة لخارج البلاد |
Muhtemelen sürünerek gitmiştir. Bizden on dakikadan fazla uzaklaşmış olamaz. | Open Subtitles | على الأرجح أنّها فرّت زاحفةً لا يمكنها أن تتقدّمنا بأكثر من 10 دقائق |
Bir hafta sonra sürünerek gelmiş, bacağını yamamış ve yok olmuş. | Open Subtitles | وبعد أسبوع, يشقّ طريقه زحفاً ,إلى خارج الدغل يضمّد جراحه ويختفي |
Sen, Harvard'lı, kendi kanında sürünerek vereceksin son nefesini... | Open Subtitles | أنت ,فتى هارفارد, ستزحف بدمائك حتى اخر انفاسك |