Çevrendeki koyun sürüsünden bizlere vaktin kalmıyordu. | Open Subtitles | ربما لأنها كانت مشغولة قليلاً تتأمر بالجوار قليلا ً على قطيع الغنم الممتثل |
Çeçe sinekleri ile dolu bataklıklarda kızgın fil sürüsünden kaçarken sıtma hastalığı ile cebelleşmiş. | Open Subtitles | لقد تعالج من أحد نوبات الملاريا، قطيع من الأفيال الغاضبة خطب ودها ذبابة تسي تسي من خلال استثمارها المستنقعات. |
Dün kayak üzerindeyken gördüğüm karibu sürüsünden bahsetmek istiyorum. | Open Subtitles | على أيّ حال، أريد أن أخبركم حول قطيع من الوعل قد رأيته البارحة، |
Tek yapmam gereken sürüsünden geri kalmış bir tanesini sürüden ayırmak. | Open Subtitles | انظر, كل ما احتاج عمله هو امساك البطيء من القطيع |
Eduardo, İspanyol sürüsünden aforoz edildi; | Open Subtitles | لقد تم عزل إدواردو من قبل القطيع الأسباني. |
Zippy ve sürüsünden uzak durun, tamam mı? | Open Subtitles | فقط إبقى بعيداً عن زيبى و قطيعه من ال جوؤولد , مفهوم ؟ |
O çocuğu, kurt sürüsünden kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | وضع حياته على المحكّ لينقذ ذلك الفتى من قطيع ذئاب |
Klanımdan birisi. Kuzeydoğu Atlantik sürüsünden uzak bir akrabam oluyor. | Open Subtitles | إنّه من عشيرتي، نسيب بعيد من قطيع شمال الأطلسيّ. |
Fakat bu saygıyı bencil siyasi sürüsünden görmediğin an sinir krizine girdin. | Open Subtitles | ولكنك عندما لم تجده من قطيع البيروقراطيين الأناني أصابتك نوبة الغضب |
İyi olan şu ki-- ...karibu sürüsünden bahsetmek istiyorum. | Open Subtitles | . أمر جيّد... قطيع من الوعل قد رأيته البارحة، بينما كنتُ أتزحلق. |
Fil sürüsünden aha gürültülü. | Open Subtitles | أعظم من قطيع أفيال |
- Kurt sürüsünden bahsetmiyoruz Ajan Broyles. | Open Subtitles | -ليست قطيع ذئاب يا حضرة العميل (برويلز ). |
Jacob'ın sürüsünden üç tanesi arkada. | Open Subtitles | ثلاثة من قطيع جيكوب عادوا |
Kurdun gücü sürüsünden gelir. | Open Subtitles | قوة الذئب تكمن في القطيع |
"Bir kuş ayrılırsa sürüsünden, Diğerleri yüreğinde duyar bunu derinden." | Open Subtitles | " عندما يغادر طير قطيعه , فالآخرين يحزنون في قلوبهم " |