Bu süreci bir başlattığınızda, aslında, bir önceki fermente edilmiş sıvıyı yeniden değerlendirebiliyorsunuz. | TED | وبمجرد أن تجعل العملية تستمر، يمكن في الواقع إعادة تدوير السائل المخمر السابق. |
Bu senenin seçim süreci örnek liderlik yapmak için iyi bir seçenek sunmuyor. | TED | العملية الانتخابية لهذا العام لم تعطِ خياراً جيداً لم تكن مثالاً يحتذى به. |
Bütün bü zihinsel süreci durdurmuş ve bambaşka bir şey yapmış. | TED | لقد أوقف كل تلك العملية العقلية وقام بعمل شئ جديد تماماً. |
Konut yapımında olduğu gibi, bunun için çözüm bulmakta toplumu dâhil etmek zorundaydık ve katılımcı bir tasarım süreci başlattık. | TED | وكما فعلنا في عملية الإسكان، كان علينا إشراك الأهالي في عملية البحث عن حلّ لهذا. حيث بدأنا عملية تخطيط تشاركية. |
İşte bunlar: bu hedefler, yoğun bir müzakere süreci sonunda belirlendi. | TED | تلك الأهداف كالتالي: هذه الأهداف هي نتاج عملية تشاور واسعة النطاق. |
Tanrım, çok güzeldi. Sanırım artık bütün süreci anlamaya başladım. | Open Subtitles | كان رائعاً جداً ، أعتقد أنني بدأت أفهم العملية قليلاً |
Kaya yığınları dağ boyutuna ulaştığında çekim gücü süreci hızlandırır. | Open Subtitles | عندما وصلت أكوام الصخور لحجم الجبل تسرّع الجاذبية هذه العملية |
Daha iyi hissetmek istiyorsun ama bu süreci kontrol edemezsin. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بالتحسن لا يمكنك ان تسيطر على العملية |
gübah çıkarma hücrelerinin dışına... konulacak basit bir kutu süreci işler hale getirecektir. | Open Subtitles | الوسيله البسيطه لصندوق العملات, خارج كل كرسي الاعتراف, ربما يجعل العملية سهل التحكم. |
- süreci hızlandırmış olsam da o büyü açığa çıktığında kontrol edemeyeceğiz. | Open Subtitles | لقد سارعت العملية ولكن لا يمكننا التحكم إلا عند ظهور تعويذة معينة |
2009'da BM süreci değerlendirirken, deniz yatağının nerdeyse 100 milyon kilometre karesinin korunduğunu keşfettiler. | TED | وفي 2009 عندما سبرت الأمم المتحدة العملية وجدت أننا اكتشفنا تقريباً 100 مليون متر مربع في قاع البحر تم حمايتها |
Sonuncusu da, bu süreci olabildiğince sinir bozucu, sancılı ve zor hale getireceğinizi onlara söyleyin. | TED | أخيرا، تأكد أن تخبرهم أنك ستجعل هذه العملية بأقصى درجة من الإزعاج والألم والصعوبة الممكنة. |
Ve ben formu değil süreci tasarladığım için, Bu işlemi defalarca, tekrar tekrar tüm form grubunu oluşturmak için çalıştırabilirim. | TED | ونظرا لأنني قد صممت العملية وليس الشكل، أستطيع إعادة تشغيل العملية مرارا وتكرارا لإنتاج أسرة كاملة من الأشكال. |
O zaman bu süreci mimariye aktaralım. | TED | دعونا نجلب هذه العملية للهندسة المعمارية. |
Origen Elektrik süreci doğal gazı bir yakıt deposuna gönderiyor. | TED | تقوم عملية طاقة أورايغون بتحويل الغاز الطبيعي إلى خلية وقود. |
Bu yüzden bakterilerin plastik yeme süreci aslında doğal bir süreç. | TED | لذا فإن عملية أكل البكتيريا للبلاستيك هي عملية طبيعية في الواقع. |
Katlanma süreci, rastgele görünse de aslında çok belli bir yol izler. | TED | عملية الالتئام، بينما تبدو عشوائية، في الحقيقة هي غاية في الدقة والإحكام. |
Ancak bunun işe yaraması için belli bir oranda onay alacak bir kanunu yazmaya çalışan bir algoritma yazabilir ve süreci değiştirebilirsiniz. | TED | لكن إن نجح هذا، فيمكننا برمجة خوارزمية لصياغة قانونٍ ما والحصول على نسبة معينة من الموافقة، ويمكنك عكس هذه العمليّة. |
Binayı henüz açmayın. Bu süreci onun hakkında delil toplayarak değerlendirin. | Open Subtitles | قومي بالإبقاء على عمليّة الإغلاق وأستغلّي هذا الوقت لجمع أدلة ضدّه |
Buna yargı süreci deniyor ve bundan başka bir yolu da yok. | Open Subtitles | يطلق عليها الإجراءات القانونية الواجبة , و لا يوجدهناك طريقة للالتفاف حولها. |
bu süreci durdurabilir, hatta tersine bile çevirebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أننا يمكننا إيقاف العمليه نعكسها لتتعادل |
Kuvvetlerimiz çevirme süreci sekizinci sembole geldiğinde ... ateş açma emri aldılar. | Open Subtitles | تم إعطاء الأوامر لقواتنا لإطلاق النيران لو أن عمليه الإتصال وصلت للشفره الثامنه |
Şu anda kendisi de bu çalışmaları paylaştı böylece diğerleri bunları alıp onun kaldığı yerden devam ederek süreci basitleştirebilir ve geliştirebilir. | TED | والان هو قد نشر هذا العمل اخرين يستطيعون المواصلة من حيث توقف هو واستنباط عمليات وتحسينات اكثر بساطة |
Bu süreci devam ettirmeli emsal için alıntı yapmalı ve duyurmalısınız. | Open Subtitles | وعليكم انهائها عليكم اتباع الاجراءات عليكم ذلك |
Eğer ameliyat başarılı olursa, ...uzun bir iyileşme dönemi ve fizik tedavi süreci olacak. | Open Subtitles | فسوف يكون هناك فترة نقاهة طويلة وفترة طويلة من العلاج الجسدي |
Quinctius'a destek olması için bin adam daha gönder. - süreci hızlandırmalıyız. | Open Subtitles | أرسل ألف رجل آخر لمساعدة (كوينستيوس) يجب أن نُعجل بالتقدم |
İki yıl devrimsel tasarım ve inşa süreci, .. sonucu ilk defa 2008te halkın beğenisine sunduk. | TED | بعد سنتين من التصميم الإبداعي وعملية البناء، الدليل على الفكرة ظهر علنيا لأول مرة عام 2008. |
Biz de bu bağlama bağlı belleği bir kenara koyarız ve bir sonrakinde bu süreci tekrarlamayı öğreniriz. | TED | نحنُ نضبطُ الذاكرة التي تعتمدُ على الحالة ونتعلم لتكرار العملية في المرة القادمة. |
Ve şimdi bunu, sertifika yoluyla almak uçuş testi, ve tüm bu düzenleyici makam onayları süreci söz konusu. | TED | لذلك فالمهم حقا الآن هي مسألة الحصول على الموافقات أختبار الطيران ، وتمر كل هذه العمليات عبر الموافقات التنظيمية. |
O zaman süreci başlat. | Open Subtitles | أيمي: حَسناً, ثمّ إبدئي العمليةَ. |