Bazen sıkışıyor. Benim devralmamı ister misin? | Open Subtitles | أحيانا يعلق الزر هل تريدني أن أساعد؟ |
- Arada bir sıkışıyor. | Open Subtitles | إنه يعلق أحياناً |
Benim çalıştığım gibi dâhilerle çalıştığın zaman motor hep sıkışıyor. | Open Subtitles | و عندما تعملين , مع العباقرة ( الأغبياء ) مثلما أفعل . المحرك يعلق في كل مرة |
Ayrıca önce bunları kesmelisin, yoksa arasına hayvanlar sıkışıyor. | Open Subtitles | ويجب تمزيق هذه أولاً وإلا قد تعلق فيها الحيوانات. |
Dur biraz. Bazen sıkışıyor. | Open Subtitles | اوه يعتمد عليك يعتمد عليك أنها تعلق احيانا |
Şuna bak. El sıkışıyor, bebekleri öpüyor. | Open Subtitles | أنظروا إليه، يصافح الأيدي و يقبّل الأطفال. |
Her zaman sıkışıyor. | Open Subtitles | لطالما يعلق. |
Biraz sıkışıyor. | Open Subtitles | يعلق أحياناً |
Kol sıkışıyor. | Open Subtitles | المقبض يعلق |
- Bazen sıkışıyor işte. Oldu. Donald. | Open Subtitles | إنه يعلق بعض الأوقات (دونالد) |
Şunu takmana yardım edeyim. Bazen sıkışıyor. | Open Subtitles | دعيني أُساعدك مع هذا إنها تعلق بعض الأحيان |
Hep sıkışıyor. | Open Subtitles | انها تعلق دائما |
Danny, pencere yine sıkışıyor. | Open Subtitles | (داني) هذه النافذة تعلق مجدداً |
Bizim komiserimiz aşırı dindar bir Müslümanla el sıkışıyor. | Open Subtitles | يصافح يد مسلم معروف بأنه متطرف |
Meşe ağaçlarıyla el sıkışıyor ve teleskopuyla Almanya'yı görebildiğini söylüyor. | Open Subtitles | يصافح أشجار البلوط ويدعي أنه يمكنه رؤية (ألمانيا) من خلال منظاره |