Anne bu Dr. Turk bu cerrah çok sıkı çalıştı. | Open Subtitles | أمي، إنه الدكتور"ترك"، الجراح الذي عمل بجد كبير. |
Çünkü ona çok sıkı çalıştı. | Open Subtitles | لانه عمل بجد عليه |
Bununla ilgili çok sıkı çalıştı. | Open Subtitles | لقد عمل بجد شديد على هذا. |
Bir ebeveyn olarak annem çiftçiliği, ucuz mal ticaretini ve kardeşlerimle bana bakmayı bir araya getirerek çok sıkı çalıştı. | TED | كأم، عملت والدتي بجهدٍ كبير وجمعت بين الزراعة والتجارة البسيطة ورعايتي أنا وإخوتي. |
Ama yer çekimi, kütlenin biraz daha fazla olduğu bölgelerde epey sıkı çalıştı ve o bölgelere daha da fazla madde çekti. | TED | ولكن الجاذبية عملت بجهد في المناطق قليلة الكتلة وجذبت كتلة أكثر وأكبر إليها. |
Bu aile, hiç kimsenin ve hiçbir şeyin yoluna çıkmasına müsaade etmeyecek kadar uzun zamandır ve çok sıkı çalıştı. | Open Subtitles | عملت هذه العائلة بجهد لوقت طويل حتى تدع أحداً وشيئاً يعترض طريقها. |
Balo komitesi çok sıkı çalıştı. | Open Subtitles | لجنة الحفل الراقص عملت بشكل شاق جداً |
Her zaman sıkı çalıştı. Hiç zorlamamız gerekmedi. | Open Subtitles | لطالما عملت بجد لم اضطر ان ادفعها |
Ve ben... oyunda Sloane ile devam edeceğim, gerçekten çok sıkı çalıştı bu iş için, ayrıca oyunda da çok iyi, hatta muhteşem. | Open Subtitles | .. وأنا ،سأُبقي (سلون) في المسرحية .. لأنّها عملت بجُهد حقًا |
Elizabeth çok sıkı çalıştı... | Open Subtitles | ...إليزابيث عملت بجد جدا |