Ki sırtımdaki ağrı geçer geçmez edeceğim de.. | Open Subtitles | بالطبع، حالما أشعر بالمضاعفات في أسفل ظهري |
Öyle, ama sırtımdaki yaradaki ölü dokuyu temizliyorlar. | Open Subtitles | أجل، ولكنّها تنظّف اللحم الميّت بجرح ظهري |
Ve yıllardır sırtımdaki utandırıcı aknelerden çekiyorum. | Open Subtitles | وأيضا ضحيت بالعودة بعد هذة السنين وبخاصة مع ظهري |
Bu sabah sırtımdaki çizikleri gördüğünde... | Open Subtitles | وهذا الصباح عندما رأيت تلك الخدوش على ظهري |
sırtımdaki yaranın izi her ne kadar geçmiş olsa da bana dokunduğu anda onu hâlâ hissedebiliyorum. | Open Subtitles | بالرغـم أنه ليس لدي خدوش يمكن أن أحسها هناك بظهري عندما تلمسنـي |
Ne yazık ki, sırtımdaki kamburla tek gidişlik bir biletim olan yer | Open Subtitles | ... لسوء الحظ , تلك الحدبـة التي على ظهري كان تذكرتـي لـ |
sırtımdaki bezeye bakabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تلقي نظره علي الورم الذي في ظهري ؟ |
sırtımdaki bu şeyin stres yüzünden olabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أن الشيء الذي على ظهري. هو سببه ذلك التوتر؟ |
Görünüşe göre Archibald cazibesi düşündüğün kadar paslı değlmiş sırtımdaki bıçağın aksine. | Open Subtitles | أظن أن السحر الآرتشيبالدي لم يكن واهناً كما كنت تتوقع بخلاف السكين التي طعنت ظهري بها |
Hastanın enfeksiyonu sırtımdaki bıçak yarasından çok daha önemsiz bir gizem. | Open Subtitles | الالتهاب الذي لدى المريض هو بشكل طبيعي أقل اثارة للإهتماما كأحجية من جرح الطعنة الذي في ظهري |
sırtımdaki yara sayesinde sınırları zorlamanın bedelin kolayca hatırlıyorum. | Open Subtitles | لدي ندبة على ظهري تذكرني بثمن محاولتي هزم الوقت |
Beni sırtımdan bıçaklanmam değil sırtımdaki bıçağın büyüklüğü üzüyor asıl. | Open Subtitles | لكنه ليس السكين في ظهري الذي يؤلمني. لكن قياس ذلك السكين في ظهري. |
Şimdi sırtımdaki urbadan başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | من اجل عزاء والدك الان ليس لدي شيئ سوى الرداء الذي على ظهري |
Takımyıldızlarla sırtımdaki benleri eşleştirecektik sadece. | Open Subtitles | كنا فقط سوف نقارن النجوم مع الشامات الموجودة على ظهري |
sırtımdaki kıllardan kurtulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | فأنا أحاول التخلص من الشعر المتبقي على ظهري |
ama sırtımdaki et benini ifşa etmeye çekinmedin ifşa değil sadece biraz değindim | Open Subtitles | ولكن لم تكن خائفا من رسم الشامة على ظهري. ليس رسم تخطيطي. أكثر من فرك. |
sırtımdaki yama, neyi ne zaman istersem yapabilmemi sağlıyor. | Open Subtitles | على ظهري , هنالك رخصة لأفعل أي شيئ أريده أأخذ أي شيئ أريده متى ما أردته |
Hayatını mahvetmiş olmamın cezasını burada kapı kapı dolaşan bir satıcı olarak omurgamı un ufak etmek üzere olan sırtımdaki bu küçük şişlikle... | Open Subtitles | ان التكفير عن هذا هو وجودي هنا , كبائع اذهب من باب الى اخر مع تحمل كل هذا العبء و وجود هذه الحدبة الصغيرة في ظهري |
Bu sırtımdaki kocaman kabuğu açıklamak için yeterli. | Open Subtitles | هذا يشرح سبب وجود صدفة كبيرة على ظهري |
Şu an sabahın üçü ve sana muhtacım, tıpkı sırtımdaki binlerce maymun gibi. | Open Subtitles | إنها الثالثة صباحاً... وأنا أحتاجك... ، مثل ألف قرد على ظهري. |
sırtımdaki şu keskin ağrı hariç. | Open Subtitles | ماعدا هذا الالم بظهري |