"sırtımdaki" - Traduction Turc en Arabe

    • ظهري
        
    • بظهري
        
    Ki sırtımdaki ağrı geçer geçmez edeceğim de.. Open Subtitles بالطبع، حالما أشعر بالمضاعفات في أسفل ظهري
    Öyle, ama sırtımdaki yaradaki ölü dokuyu temizliyorlar. Open Subtitles أجل، ولكنّها تنظّف اللحم الميّت بجرح ظهري
    Ve yıllardır sırtımdaki utandırıcı aknelerden çekiyorum. Open Subtitles وأيضا ضحيت بالعودة بعد هذة السنين وبخاصة مع ظهري
    Bu sabah sırtımdaki çizikleri gördüğünde... Open Subtitles وهذا الصباح عندما رأيت تلك الخدوش على ظهري
    sırtımdaki yaranın izi her ne kadar geçmiş olsa da bana dokunduğu anda onu hâlâ hissedebiliyorum. Open Subtitles بالرغـم أنه ليس لدي خدوش يمكن أن أحسها هناك بظهري عندما تلمسنـي
    Ne yazık ki, sırtımdaki kamburla tek gidişlik bir biletim olan yer Open Subtitles ... لسوء الحظ , تلك الحدبـة التي على ظهري كان تذكرتـي لـ
    sırtımdaki bezeye bakabilir misin? Open Subtitles هل يمكنك أن تلقي نظره علي الورم الذي في ظهري ؟
    sırtımdaki bu şeyin stres yüzünden olabileceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles أتعتقدين أن الشيء الذي على ظهري. هو سببه ذلك التوتر؟
    Görünüşe göre Archibald cazibesi düşündüğün kadar paslı değlmiş sırtımdaki bıçağın aksine. Open Subtitles أظن أن السحر الآرتشيبالدي لم يكن واهناً كما كنت تتوقع بخلاف السكين التي طعنت ظهري بها
    Hastanın enfeksiyonu sırtımdaki bıçak yarasından çok daha önemsiz bir gizem. Open Subtitles الالتهاب الذي لدى المريض هو بشكل طبيعي أقل اثارة للإهتماما كأحجية من جرح الطعنة الذي في ظهري
    sırtımdaki yara sayesinde sınırları zorlamanın bedelin kolayca hatırlıyorum. Open Subtitles لدي ندبة على ظهري تذكرني بثمن محاولتي هزم الوقت
    Beni sırtımdan bıçaklanmam değil sırtımdaki bıçağın büyüklüğü üzüyor asıl. Open Subtitles لكنه ليس السكين في ظهري الذي يؤلمني. لكن قياس ذلك السكين في ظهري.
    Şimdi sırtımdaki urbadan başka bir şeyim yok. Open Subtitles من اجل عزاء والدك الان ليس لدي شيئ سوى الرداء الذي على ظهري
    Takımyıldızlarla sırtımdaki benleri eşleştirecektik sadece. Open Subtitles كنا فقط سوف نقارن النجوم مع الشامات الموجودة على ظهري
    sırtımdaki kıllardan kurtulmaya çalışıyorum. Open Subtitles فأنا أحاول التخلص من الشعر المتبقي على ظهري
    ama sırtımdaki et benini ifşa etmeye çekinmedin ifşa değil sadece biraz değindim Open Subtitles ولكن لم تكن خائفا من رسم الشامة على ظهري. ليس رسم تخطيطي. أكثر من فرك.
    sırtımdaki yama, neyi ne zaman istersem yapabilmemi sağlıyor. Open Subtitles على ظهري , هنالك رخصة لأفعل أي شيئ أريده أأخذ أي شيئ أريده متى ما أردته
    Hayatını mahvetmiş olmamın cezasını burada kapı kapı dolaşan bir satıcı olarak omurgamı un ufak etmek üzere olan sırtımdaki bu küçük şişlikle... Open Subtitles ان التكفير عن هذا هو وجودي هنا , كبائع اذهب من باب الى اخر مع تحمل كل هذا العبء و وجود هذه الحدبة الصغيرة في ظهري
    Bu sırtımdaki kocaman kabuğu açıklamak için yeterli. Open Subtitles هذا يشرح سبب وجود صدفة كبيرة على ظهري
    Şu an sabahın üçü ve sana muhtacım, tıpkı sırtımdaki binlerce maymun gibi. Open Subtitles إنها الثالثة صباحاً... وأنا أحتاجك... ، مثل ألف قرد على ظهري.
    sırtımdaki şu keskin ağrı hariç. Open Subtitles ماعدا هذا الالم بظهري

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus