"Sayısız anne bir an için sırtlarını döndüğünde, bebekleri yerde..." | Open Subtitles | عدد لا يحصى من الأمهات أداروا ظهورهم لجزء من الثانية |
İnsanların şu anda sevdikleri bir şeye sırtlarını döndürmek, ve hardal hiyerarşisinde daha üstlerde olan bir şeye uzanmalarını sağlamaktı. | TED | هي أن تجعلهم يعطون ظهورهم للشئ الذي يحبونه الان, و تجعلهم يسعون إلى أعلى التسلسل الهرمي للمسطردة. |
Gözlerini kapattıkları ya da sırtlarını döndükleri anda. | Open Subtitles | وأينما كانت عيونهم مغلقة أو حيثما أدارو ظهورهم |
İyi insanlar sırtlarını bana döndüklerinde hissettim. | Open Subtitles | . أشعر عندما ناس جيدين ينقلبون على |
Limandan gelirken kasaba halkından bazı kişilerin bana sırtlarını döndüğünü gördüm. | Open Subtitles | في رحلتي من الميناء، لاحظت بعد من قومك يُديرون ظهرهم لي. |
- Onlar birkaç gazete editörünün sırtlarını sıvazlamasından fazlasını hakediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الباقين يستحقون أكثر من استلقوا على ظهورهم |
9 görgü tanığı sırtlarını terasa dönmüyorlar buraya, 2. kata bakıyorlar çünkü silah sesi buradan geliyor. | Open Subtitles | لكن الشهود التسعة لم يديروا ظهورهم تجاه السطح لكن الي هنا، تجاه الدور الثاني لأن الطلقات سمعت من هنا |
sırtlarını ağaçlara dayıyorlar ve korkmadan ne kadar süre bekleyebileceklerini görüyorlar. | Open Subtitles | يولون ظهورهم إلى الغابة ويرون كم من الممكن أن يتحملوا قبل أن يصابوا بالرعب. |
Şuraya bakarak iki tane diyebilirim. Ağaçta sırtlarını kaşırken bıraktıkları izleri görüyor musun? | Open Subtitles | إثنانٍ منهم، بالنظر لذلك أنظر إلى أين حكوا ظهورهم على الشجرة؟ |
Tek yapman gerek sırtlarını biraz okşamak, sonra da ömür boyu arkadaşın oluyorlar. | Open Subtitles | كلّ ما عليكَ فعله، هو فركُ ظهورهم و هكذا تحصل على صديقٍ مدى الحياة |
Hepsi ona sırtlarını dönüyorlar ve o bunu hak ediyor! | Open Subtitles | ولكنهم أداروا ظهورهم جميعاً عنه ، وهو يستحق ذلك أجل يستحق |
sırtlarını sıvazlayıp bu konuyu bir kenara bırakacaklar. | Open Subtitles | سيربتون على ظهورهم و من ثم سينسون كل شيء. |
lüks içinde yaşadıkları için... fakirleri görmezden geldikleri için... biçarelere sırtlarını döndükleri için. | Open Subtitles | لعيشهم بالرفاهية بينما تجاهلوا الفقراء و أداروا ظهورهم للمغلوبين على أمرهم |
İyi olan her şeye sırtlarını dönen onlar. | Open Subtitles | إنهم الذين أداروا ظهورهم عن كل شيء جيد |
Bazı Yahudiler Tevrat'a sırtlarını dönmüştür. | Open Subtitles | اتفق بعض اليهود اداروا ظهورهم للتوراة |
Madem yüksek teknoloji ürünü fikirlerine dair yatırım işindeyiz bir süre önce, insanların kendi sırtlarını ayarlayabilecekleri ufak bir kiropraktik cihaz icat etmiştim. | Open Subtitles | أنت تعلم، طالما نحنُ في عمل استثمار فكر حول التنقنيات العاليّة، في زمن سابق، اخترعتُ جهازاً صغيراً للعمود الفقريّ، يمكن الناس من تعديل ظهورهم. |
Dışarda çalışan adamlar bir polisi aradığını duydukları an sana sırtlarını dönerler. | Open Subtitles | بمجرد أن يسمع أولئك الأشخاص في الخارج أنك تبحث عن شرطي، سوف ينقلبون عليك ... |
Bize sırtlarını dönerlerse -- emin ol dönecekler -- kan senin ellerinde olacak! | Open Subtitles | حين ينقلبون علينا، وسيفعلون، فإن الدم المُراق سيكون ذنبكما! |
Bir gün ona sırtlarını dönecekler. | Open Subtitles | سوف ينقلبون ضدها يوما ما، |
Onlarsa sana sırtlarını dönüp inatla SD kalıyorlar! | Open Subtitles | فيديرون ظهرهم نحوك ويتبعون قاعده ص __ب الغبيه |
Kyle'a asla sırtlarını dönmezler. | Open Subtitles | لن يديروا ظهرهم امام كايل |