ويكيبيديا

    "saçmalıklar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الهراء
        
    • التفاهات
        
    • جنونية
        
    • الترهات
        
    • الكلام الفارغ
        
    • الهراءات
        
    • السخافات
        
    • التفاهة
        
    • تفاهات
        
    • الفضلات
        
    • الهُراء
        
    • والهراء
        
    • مجرد هراء
        
    • بهراء
        
    Tüm saçmalıklar bir yana... ve herkes adına şunu söyleyebilirim... sizi seviyoruz. Open Subtitles دعوا الهراء جانباً أتكلم نيابة عن كل شخص نُحبكم الله يُباركُ لكم
    Yine şu melankolik saçmalıklar. Gittikçe Louis'ye daha çok benziyorsun. Open Subtitles المزيد من الهراء والجنون في يوما ما ستصبحين مثل لويس
    Yine şu melankolik saçmalıklar. Gittikçe Louis'ye daha çok benziyorsun. Open Subtitles المزيد من الهراء والجنون في يوما ما ستصبحين مثل لويس
    Bütün bunlar okumasına izin verdiğin o saçmalıklar yüzünden oluyor. Open Subtitles هذا كله من جراء تلك التفاهات التي سمحت لها بقراءتها
    Senin vucudunu yere indirdikten sonra zamanından önce yaptığım şeyle bu saçmalıklar oluşmaya başladı. Open Subtitles بعد أن ألقيت جثتك، حيث، أعترف بأني فعلت ذلك، مبكراً قليلاً أمور جنونية بدأت بالحدوث
    Kendine çok güveniyor olmalısın ki buraya gelip hakkımda böyle saçmalıklar anlatıyorsun. Open Subtitles لديك الكثير من الوقاحة لتأتي هنا و تقول كل هذا الهراء عنيّ.
    Bürokratik saçmalıklar o soygunculardan bile tehlikeli olabilir. Rehinelerin kurtulmasını istiyor musun? Open Subtitles قد يكون الهراء البيروقراطيّ أكثر خطراً من المحتجزِين، ولكن أتريد إخراج الرهائن؟
    Hatırlarsanız, bu saçmalıklar bombalama eyleminden önce bu birimin üzerine yüklenmişti. Open Subtitles إذا تَتذكّرُ هذا الهراء ان هذه الادارة كانت مثقلة قبل التفجير
    Bizim Şövalyenin prensibi, onur ve cesaretle ilgili saçmalıklar içinde yaşamayı gerektiriyor. Open Subtitles القانون الذي يعيش به فارسنا هو كلّ هذا الهراء بشأن الشرف والشهامة
    Benim aileme girmekle beraber gelen bir saçmalıklar dalgası var. Open Subtitles أجل هناك عاصفة من الهراء تأتي مع وجودي في العائلة
    Ne kadara ihtiyacınız var? Genelde böyle saçmalıklar için iyi bir radarım olurdu. Open Subtitles في مساعدتنا للعودة على أقدامنا. كم تحتاج؟ عادة اكتشف هذه الهراء بشكل جيد.
    Kiminle konuşmak istiyorsan konuş. Bizim kendi reklamlarımızda yazdığımız saçmalıklar yerine, düşündüğün gelinin olduğumuzdan emin ol. TED كن متأكدا أننا العروس التي كنت تظن و ليس الهراء الذي نزين به اعلاناتنا.
    Tüm saçmalıklar ve gülüşmeleri çıkarırsak büyükannemin hep söylediği bir söze geliyoruz. TED حسنا، بصرف النظر عن الهراء والضحك، يتعلق الأمر بشيء ما اعتادت جدتي على قوله.
    Benim sirkimde, ağ varken uçacaksınız. Bu geceki gibi saçmalıklar olmayacak. Open Subtitles ستقفزون في سيركي ، ولكن في وجود الشبكة لن أسمح بهذا الهراء كما الليلة
    LA gitmek zorundayım ve Böyle saçmalıklar için vaktim yok Open Subtitles هذه الرحلة ستكون آمنة، يجب أن أصل إلى لوس أنجليس وليس لدي الوقت لهذا الهراء
    Kimsenin gelip bana saçmalıklar anlatmasını istemiyorum. Open Subtitles لا تخبرني بهذا الهراء سانتزع راسك هل هذا واضح؟
    Ve kurbanlarını korkutmak için kullandığın bu saçmalıklar... bana sökmüyor. Open Subtitles وتستخدم كل هذه التفاهات لتخيف ضحاياك وهذا لا يؤثر فى
    İnsanları vurmak gibi saçmalıklar yapmadan öfkemi dağıtma şansı bu. Open Subtitles فرصة للتنفيس عن نفسي قبل أن افعل امور جنونية مثل إطلاق الرصاص على الناس
    Ve aklıma şu geldi, biri öldüğünde, her zaman bütün şu hukuksal saçmalıklar ortaya çıkar. Open Subtitles وأفكر لو أن شخص مات تأتي الترهات القانونية
    Amerika'nın Körfezdeki varlığını yanlış bulan olağan saçmalıklar. Open Subtitles ذلك كان الكلام الفارغ المعتاد عن الوجود الأمريكي في الخليج
    Tüm bu saçmalıklar kafamı bozdu. Open Subtitles كل ما في الأمر أني أتعصب بسبب كل هذه الهراءات
    -Bunu nasıl yapıyorsunuz bilmem. Bütün bu duygusal saçmalıklar insanı yoruyor. Open Subtitles لا أعرف كيف تفعلونها كل تلك السخافات العاطفية
    Her zaman. Böyle saçmalıklar için zamanım yok,Jimmy. Open Subtitles (لا وقت لدي لهذا النوع من التفاهة يا (جيمي
    Pekâlâ, sokakta uyuşturucu satan serserilerde bile işe yaramayacak saçmalıklar söylemeden önce kendine gel. Open Subtitles حسناً، غادر المكان حالاً قبل أن تقول لي تفاهات لن يصدقها تاجر ممنوعات في الشارع
    Demek bu masada özgeçmişinde "paçoz saçmalıklar" olan tek insanlar Marshall ve benim. Open Subtitles اذن انا و مارشال الوحيدون على هذه المنضدةِ مَع "الفضلات " على سيراتنا الذاتية
    Tüm saçmalıklar bir yana rahibe, Open Subtitles لنَضَعَ الهُراء جانِباً أيتُها الأُخت
    Hep dedikodu ve diğer saçmalıklar. Open Subtitles أنتِ لا تتفوّهين سوى بالنميمة والهراء الغبي
    Gördüğümüz şeylerin büyük çoğunluğu dijital saçmalıklar, fakat sonra bunu fark ettim. Open Subtitles معظم ما رأيناه كان مجرد هراء رقمى ولكنى بعد ذلك لاحظت هذا
    Böyle saçmalıklar söylerken kafanda müzik de çalıyor mu? Open Subtitles بصراحة، أهناك موسيقى في رأسك... عندما تتلفظ بهراء كهذا؟ ...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد