Kenarlara kendi notlarımı aldım. Benim yaklaşımım buradaki saçmalıktan daha iyi. | Open Subtitles | لقد كتبت ملاحظات في الهوامش، لأن طريقتي أفضل من هذا الهراء |
Felsefesi aslına bakarsanız saçmalıktan başka bir şey değil ama... | Open Subtitles | حسناً, الفلسفة هي نوعاً من الــ.. نوعاً من الهراء, لكن.. |
-Olmaz işte. Benden bu kadar. Bu saçmalıktan bıktım. | Open Subtitles | مستحيل تعني مستحيل أَنا خارج هذا الأمر من الأن أَنا ارهقت من هذا الهراء |
Bu saçmalıktan sıkılmaya başladım. Arkadaşlarınla oyun mu oynuyorsun? | Open Subtitles | لقد تعبت من هذا الهراء ,هل تلعب مع اصدقائك؟ |
İyi düşün. Çünkü bana bu bahsettiğin saçmalıktan başka birşey vermek zorundasın. | Open Subtitles | أريدك أن تفكر، عليك أن تعطينى شىء أفضل من هذا الهراء الذى قلته. |
Bütün gün bu saçmalıktan söz ettiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | أحياناً لا أصدق أني أتكلم عن هذا الهراء طيلة اليوم |
Seninle olan bu saçmalıktan anca böyle kaçabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أتهرب فقط من الهراء الذي تقوله |
Bıktım bu saçmalıktan! Biliyor musun, kız kurusu? Doğruca yönetime gidiyoruz! | Open Subtitles | لقد سئمت من هذا الهراء أتعلمين عزيزتي علينا أن نصعد لموظف أعلى |
İnsanların bir çoğunun işkence hakkında bildikleri saçmalıktan ibarettir. | Open Subtitles | ما يعرفه معظم الناس بشأن الهراء المتعلّق بالتعذيب |
Bu saçmalıktan bıktım artık! | Open Subtitles | انا سأمت من هذا الهراء الكل يعلم الان اننى لم اغش |
2 aydır tartışıyoruz! Bu saçmalıktan bıktım! | Open Subtitles | ,لقد كنا نتجادل لأكثر من شهرين أنا تعبت من هذا الهراء |
Bir gün gelecek ve bilim adamları ikinci X kromozomunun saçmalıktan başka bir şey içermediğini keşfedecek. | Open Subtitles | يومٌ ما، العلماء سيكتشفون أن كرموزوم الأكس الثاني يحتوي على لاشيء إلا الهراء والثرثرة |
Senin bu arayışın yüzünden katlandığım onca saçmalıktan sonra gelmemem mümkün değil. | Open Subtitles | بعد كل هذا الهراء مسعاك ادخلني في هذا الطريق وكيف يمكن لي ان لا افعل |
Bu saçmalıktan kurtulmak için eskiden daha çok yardımın dokunuyordu. | Open Subtitles | كنتِ أفضل من ذلك فى جعلى أتفادى هذا الهراء |
Çok bir bir üzüntü içinde ve fal kurabiyesinden mi mistik bir saçmalıktan mı örnek verdi öyle bir şey. | Open Subtitles | قالت إنها حزنت كثيرًا و ذكرت شيء ما عن كعكة الحظ أو شيء من هذا الهراء |
O hödük bu saçmalıktan sonra bahşiş alacağını düşünüyorsa yanılmıyor. | Open Subtitles | اذا كان هذا المهرج يعتقد انه سيحصل على بقشيش , بعد كل هذا الهراء |
Hollywood'dan bahsetmek yok. Bunaldım bu saçmalıktan. | Open Subtitles | لا مزيد من التحدث عن هوليوود لقد اكتفيت من هذا الهراء |
- Bunlar bir ton saçmalıktan ibaret. | Open Subtitles | ذلك يبدو مثل الكثير من الهراء بالنسبة لي |
Şu saçmalıktan vazgeçin. | Open Subtitles | هيا، أعطنى برهة للتفكير بهذا الهراء |
Evet, eskiden böyle saçmalıktan bahsederdim. | Open Subtitles | أجل ، أجل ، كُنت مُعتاد أن أكون ذلك الشخص جميع أنواع الهُراء بالعودة إلى الماضي |
Özellikle de son olan saçmalıktan sonra babam sizinle gurur duyardı. | Open Subtitles | خصوصا بعد مهزلة ذلك اليوم أبي كان فخورا بكم |