ويكيبيديا

    "sağlıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يجعلني
        
    • تسمح
        
    • يجعل
        
    • يجعلك
        
    • تجعلك
        
    • يساعدني
        
    • تساعد
        
    • يجعله
        
    • يسمح
        
    • يجعلكِ
        
    • يجعلهم
        
    • يبقيني
        
    • تتيح
        
    • يجعلنى
        
    • تجعله
        
    İçinde ne var bilmiyorum ama, sakinleşip kafamı toparlamamı sağlıyor. Open Subtitles لا اعلم ما به و لكنه يهدئني, يجعلني اركز فعلاً
    Dediğim şey, vücudum bebek istediğimi düşünmemi sağlıyor. Ama vücudum benim patronum değil. Open Subtitles لا، في الحقيقة قلت أن جسدي يحاول أن يجعلني أفكر بأن أحظى بطفل
    Bu, sıradan mühendisliğin üretmemize imkan verdiğinden çok daha karmaşık şeyler üretmemize imkan sağlıyor. TED وتسمح لنا بالقيام بأُمور أكثر تعقيداً بكثير مما تسمح لنا الهندسة الاعتيادية بانتاجه.
    Çünkü kulüp sahibinin bize para vermek istemesini bu sağlıyor. Open Subtitles لأن هذا هو ما يجعل النادي يقبل بأن يدفع لنا
    Bu da kendini dalgalı denizde yüzen bir teknedeymiş gibi hissetmeni sağlıyor. Open Subtitles ذلك ما يجعلك تشعر و كانك على متن قارب في مياه هائجة
    Bu, bir bakıma, nerede olursak olalım, bağlantılı olduğumuzu düşünmemizi sağlıyor. TED بطريقة تجعلك تعتقد أننا متصلون ببعضنا بغض النظر عن مكان وجودنا.
    Her şeyi daha yakından görmemi sağlıyor. Çok uzakta olmasalar bile. Open Subtitles يساعدني على رؤية الأشياء عن كثب وإن لم تكن بعيدة للغاية.
    Bu ismi yüksek sesli söylemek bile güçlü hissetmemi sağlıyor. Open Subtitles ببساطة , عند قول الكلمة بصوت عالي يجعلني أشعر بالقوة
    Kan şekerim düştüğünde sürtük gibi olduğum günleri özlememi sağlıyor bu. Open Subtitles نوعاً ما يجعلني أشتاق لأيام انخفاض سكر الدم يجعلني حقودة قليلاً
    Bu tür şeyler bir kullanıcı olarak daha fazla bağlı kalmamı sağlıyor. Open Subtitles هذا النوع من الأشياء الذي يجعلني كمستخدم اريد ان ابقى لوقت اطول
    Gayet mantıklı. Başka bir deyişle, aklın başka yerlere gitmesi ile, zihnimizde yaşadığımız keyif mutlu olmamızı sağlıyor. TED وبعبارة أخرى، ربما متع العقل تسمح لنا بزيادة السعادة مع تجول العقل.
    Önümdeki bu şeyler Kaoss Ped'leri olarak adlandırılıyor ve bu şeyler sesimle bir sürü farklı şeyi yapabilmeme olanak sağlıyor. TED وهذه الأشياء أمامي تدعى ألواح كاوس، وهي تسمح لي بالقيام بالكثير من الأمور المختلفة بصوتي.
    Bu da bizim malları ve servisleri satın almadan daha kolay ve ucuza kullanmamızı sağlıyor. TED وهذا يجعل الوصول إلى السلع والخدمات في معظم الأحيان، أكثر راحة وأقل كلفة من امتلاكهم.
    Sanırım bu bizim için cidden önemli, çünkü internetin daha iyi çalışmasını sağlıyor. TED وأعتقد أن هذا مهم جداً لنا، لأنه يجعل الإنترنت تعمل بصورة أفضل .
    Müziğin içindeki duruluk bunu çok net ve etkili bir şekilde duymanızı sağlıyor. TED ونقاء الموسيقى يجعلك تستمع لها على نحو فعال جدًا.
    Başka neyi kaçırdığınızı merak etmenizi sağlıyor bu durum. TED ولكن هذا ما يجعلك تتسائل ما الذي غفلنا عنه أيضاً.
    Belki sanat kariyeri size görsel ifade adına yepyeni bir bakış açısı sağlıyor. TED ربما تجعلك مهنة الرسام على علم بأهم الأشكال الجديدة من التعبير الصوري.
    Sana niye yazmaya devam ettiğimi bilmiyorum, rahatlamamı sağlıyor sanırım. Open Subtitles لا أعلم لماذا أستمر بالكتابة لكِ, لكني أصدق بأنه يساعدني.
    Bütün bu yeşil alanlar aslında,haliyle yağmur suyunu... ...emiyor,diğer yandan şehirlerimizin serinlemesini sağlıyor. TED كل تلك الأشياء الصديقة للبيئة فعلا طبيعيا تمتص مياه العواصف، أيضا تساعد على تبريد مدننا.
    Ve bu değişim yazın ve kışın Dünya'ya düşen güneş ışığı miktarını da etkiliyor, bu da iklimi etkiliyor, değişmesini sağlıyor. Open Subtitles وهذا يؤثر على كمية أشعة الشمس التي تسقط على الأرض في الصيف والشتاء، وهذا له تأثير على المناخ، فإنه يجعله يختلف.
    Konuşamayan engelli insanların doğala benzeyen bir sesle konuşmasını sağlıyor. Open Subtitles يسمح للأشخاص المعاقين الذين لا يستطيعون التحدث بالكلام بطريقة طبيعية.
    Sana her şeyi sağlıyor. Endişe duymadan yaşamayı da. Open Subtitles يجعلكِ تحصلي على الاشياء انها طريقة لعيش حياة خالية من القلق
    Birileri masum insanlar üzerinde deneyler yaparak yapılamayacak şeyler yapmalarını sağlıyor. Open Subtitles أحدهم يقوم بالتجارب على الابرياء يجعلهم يقومون بأمرو لايجي عليهم فعلها
    Benim ayakta durmamı sağlıyor. Hareket koordinasyonunda görev alır. TED وهو يبقيني واقفاً الآن. فهو المسؤول عن الحركة المتناسقة.
    Tekli yollar yerine çoklu yollara izin veren bir sokak ağı ve tek bir çeşit yerine pek çok çeşit sokak sağlıyor. TED هي شبكة طرق والتي تتيح العديد من الطرق بدلاً من الطرف المفردة وتوفر العديد من أنواع الشوارع بدلا من نوع واحد فقط.
    Bana verdiğin her cevap, seni daha çok sevmemi sağlıyor. Open Subtitles فى كل مره تقول لى شئ سئ يجعلنى هذا أحبك أكثر
    Bu adamın kendine güvenmesini sağlıyor belki sonra bir hamlede bulunur. Open Subtitles لو جعلت هذا الرجل يثق بها، ولربّما تجعله يُقدم على خطوة،

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد