Sağlam bir devlet kurumu, ancak güvenlik araştırması yaptırmak rızaya dayalı. | Open Subtitles | إنهم وكاله محليّه قويه. ولكن تقارير السلامه عمل إختياري. |
Bu adada olduğuna ve hepsinden öte de kayıkhanede neden kayıkhanede olduğuna dair Sağlam bir görgü tanığın yok. | Open Subtitles | لستَ تملك حجّة غياب قويّة تؤكّد كونك هنا على الجزيرة والأهم من ذلك، كونك في ساحة القوارب. لقد أخبرتك. |
Ama şirketi yöneten aileye gelirsek hiçbirinin Sağlam bir tanığı yok. | Open Subtitles | ولكن فيما يتعلق بالأسرة، ليس هناك واحد منهم مع ذريعة محكم. |
Bunu Sağlam bir kaynaktan aldığına eminim. | Open Subtitles | وأنا واثق أنها قد حصلت على هذه المعلومة من مصدر موثوق به. |
Biz Sağlam bir futbol takımıyız. Sadece istekli değiliz. | Open Subtitles | نحن فريق كرة قدم صلب لسنا ملهمين فحسب |
Çok güzel bir ilişki kuruyor olmalısın Sağlam bir ilişkinin temellerinin karşılıklı güven ve dürüstlük olduğu düşünülürse. | Open Subtitles | لديك إمكانية إقامة علاقة رائعة ورؤية كيف تنشأ على أساس متين من الثقة المتبادلة والصراحة |
Lyndsey ile Sağlam bir ilişki kurduğum vakit, emin olacağım. | Open Subtitles | عنما أتأكد انني ولينذي بنينى علاقة متينة |
Saklanacak Sağlam bir yer bulup, geride durun. | Open Subtitles | ابحثوا عن شيء صلب واحتموا به.. وابقوا في الخلف. |
Sağlam bir devlet kurumu, ancak güvenlik araştırması yaptırmak rızaya dayalı. | Open Subtitles | إنهم وكاله محليّه قويه. ولكن تقارير السلامه عمل إختياري. |
Sağlam bir toprak setin arkasındalar. Biz ise hendekteyiz. | Open Subtitles | انهم خلف حواجز قويه و نحن في خندق |
Sarah'nın Stack için adam öldürdüğünü ispatlayan Sağlam bir delile ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج آدله قويه لتثبت ان - ساره كانت قاتله تعمل لحساب |
Kendini zorlama babalık. Epey Sağlam bir darbeye maruz kaldın. | Open Subtitles | لا تقسُ على نفسك يا صاح، فلقد تلقّيتَ ضربة قويّة. |
Bölge Savcılığı oldukça Sağlam bir dava oluşturuyor. | Open Subtitles | يحضّر مكتب المدّعي العامّ قضية قويّة |
Çok Sağlam bir sol kroşen var. | Open Subtitles | كما تعلمين، لكمتك باليد اليسرى قويّة. |
Sana böyle düşündüren şey nedir? Sağlam bir kaynaktan anlaşma istediğini duydum. | Open Subtitles | لديّ يقين محكم أنّها علي إستعداد للتسوية |
Sağlam bir mazerete ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | سوف تحتاجين إلى عذر محكم عن وجودك حين حدوث الجريمة |
Baş Güvenlik memurunun karısının yatağına başka bir adamı aldığına dair Sağlam bir istihbaratım var. | Open Subtitles | سمعت من مصدر موثوق أن زوجة رئيس ضباط الأمن تعاشر رجلاً آخر |
Biz Sağlam bir futbol takımıyız. Sadece istekli değiliz. | Open Subtitles | نحن فريق كرة قدم صلب لسنا ملهمين فحسب |
Sağlam bir saban atı bile burayı tek başına süremez. | Open Subtitles | آي حصان حرث متين لن يتمكن من حرثه بمفرده |
Muhteşem bir tutuklama kaydınız ve Sağlam bir adaylık evrakınız olsa bile açıklanamaz bir şekilde tavsiye mektubunuz yok. | Open Subtitles | بالرغم إنكِ لديكِ سجل توقيف ممتاز واوراق ترشيح متينة , لسببٍ غير مفهوم ليس لديكي رسالة توصية |
- Birkaç ipucu ama Sağlam bir şey yok. - Sizin için önem mi teşkil ediyor? | Open Subtitles | بعض الخيوط لا شيء صلب هل هذا يعني لك شيئاً ؟ |
Primatların elleri Sağlam bir tutuş sağlar ve önde duran gözleri doğru mesafeyi belirler. | Open Subtitles | تُوفر أيدي الحيوان الرئيسي قبضة مُحكمة. وعيونٌ أمامية المنظور ترصد المسافات بدقة. |
Gelişmeleri bildirmek istedim. Suikaste yönelik Sağlam bir ipucumuz var. | Open Subtitles | أردت إخبارك أننا لدينا دليل قوي على القاتلة |
Görünüşe göre, Judy'nin kaybolduğu gece nerede olduğunu belirten Sağlam bir iddiası varmış. | Open Subtitles | يبدو انه يملك حجة غياب قوية في ليلة اختفاء جودي |
Harika fikirlere sahip Sağlam bir kadınsın. | Open Subtitles | أنت امراة قوية مع أفكار من الدرجة العالية |
Ayaklarını Sağlam bir şekilde yere bas. | Open Subtitles | اريدك ان تثبتي اقدامك جيداً سأبعد الكرسي |
Burada, gördüğünüz üzere, lamba hâlâ Sağlam bir halde. | Open Subtitles | هنا، يمكنكم أن تروا أن المصباح ما زال سليمًا |
İtalyanların çöp işinde yaptığı gibi büyük, Sağlam bir şey yakalarsan o zaman teklif kovalamazsın işte. | Open Subtitles | , أنت أحصل على شيء كبير , شيء ثابت , مثلما فعل الإيطاليين مع القمامة . و من ثم أنت لن تلاحق المناقصات |