ويكيبيديا

    "sabırsızlanıyordum" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أتطلع
        
    • اتطلع
        
    • أستطع الإنتظار
        
    • أتطلّع
        
    • متحمسا
        
    • متشوقة
        
    • شوقاً
        
    • اطق الانتظار
        
    • استطع الانتظار
        
    Haftaya seni Akademi ödülleri'nde görmek için sabırsızlanıyordum fakat Dorothy Kilgallen'ın köşesinde katılmayacağını okudum. Open Subtitles كنت أتطلع لرؤيتكِ الأسبوع القادم في حفل الأكاديمية لكن قرأت مقال دورثي كيلجالين أنكِ لن تحضري؟
    Yazık, kendimi yetkililerin ellerine teslim etmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles للأسف، كنت أتطلع أن أضع نفسي في أيدي السلطات
    Haydi ama,ben de şu küçük haylazla takılmak için sabırsızlanıyordum zaten. Bırak da gelsin. Open Subtitles كنت أتطلع لقضاء الوقت مع رأس المفصل، دعه يأتي
    Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles لقد كنت اتطلع لمقابلتك اسمعنى ,هل تسدى لى معروفا؟
    İkinci yılımda bu ders için sabırsızlanıyordum ama tamamıyla düş kırıklığına uğradım. Open Subtitles لقد كنت اتطلع الى هذه المادة في سنتي الثانية ولكن اصابتني خيبة امل
    Gitmek için sabırsızlanıyordum. Onlar daha yemek yerken ben tatlıyı ısmarlamıştım. Open Subtitles لم أستطع الإنتظار لأرحل كنت أطلب الحلوى بينما كانوا يطلبون العشاء
    Yeni hareketlerimi yapmak için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles أنا كنت أتطلّع لفعل بعضٍ من حركاتي الجديدة لكن لا بأس
    Eve gelmek için sabırsızlanıyordum depoya bakmadım bile. Open Subtitles كنت متحمسا للعودة للبيت لم أهتم بالنظر حتى
    Doğum günü seksi için çok sabırsızlanıyordum çünkü dükkan açıldığından ve size dert olduğundan beri öyle bir ilişkimiz yok. Open Subtitles وأنا حقاً أتطلع إلى بعض الجنس لعيد ميلادي بعدما لم نتصل بتلك الطريقة مند أن بدأ المتجر في خلق الكثير من المشاكل لكما.
    Yazık oldu, ben de o parlak, parlak kemere dokunmak için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles طائر كبير بالنسبة لك كي تتعامل معه ؟ ذلك سيىء، كنت أتطلع لوضع يدي على ذلك اللامع، الحزام اللامع.
    Bu gece senin icabına bakmak için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles كنت أتطلع إلى, آه. أنْ أعتني بكِ الليلة.
    Şarabımızı Mariner Valley'de günbatımını izlerken içmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles كُنت أتطلع لشراب نبيذنا ومُشاهدة غروب الشمس على وادي الملاح
    Yazık, kendimi yetkililerin ellerine teslim etmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles للأسف، كنت أتطلع أن أضع نفسي في أيدي السلطات
    Onu ve Albay O'Neill'i görmek için oldukça sabırsızlanıyordum. Open Subtitles أتطلع لرؤيته والكولونيل أونيل مرة أخرى
    Buraya gelip biraz eğlenmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles كنت اتطلع للعودة الى هنا والحظي ببعض المرح
    Hayır, sadece gerçekten eşyaları yerleştirmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles لقد كنت اتطلع حقاً إلى الأنتقال معاً.
    Tatlım, seni görmek için sabırsızlanıyordum ben de. Open Subtitles عزيزي , كنتُ اتطلع لرؤيتك طوال اليوم.
    Doktorun hevesine hayran olmuştum.Arkadaşlarıyla tanışmak için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles عليكم ان تقروا بأن الد. متحمس لم أستطع الإنتظار لمقابلة أصدقائه
    Sana defolup gitmeni söylemek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles كنت أتطلّع حقاً أن أخبرك أن ترحلي
    Camden Kasabası'na dönüp gezegeni kurtarmak için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles "كنت متحمسا ً للعودة إلى "كامدين والبدء بإنقاذ كوكب الأرض
    Eve gidip... battaniyenin altında televizyon seyretmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles وكنت متشوقة للوصول للمنزل حتى أبدأ في تناوله أثناء مشاهدة التلفاز
    Geri dönmen için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles تحرّقت شوقاً لعودتك
    Geçen hafta bu şehirden ayrılıp ait olduğum yere dönmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles ولم اطق الانتظار للخروج من هذه المدينة والعودة الى حيث انتمى
    Koça göstermek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles لم استطع الانتظار حتى ارى الكابتن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد