CA: Peki bir ülkede polise malzeme değişikliği yapmanın ne kadara mal olduğunu anlatın, örneğin -- Biliyorum, bu sadece bir parçası. | TED | CA: حسنًا، أخبرنا في الدولة الواحدة كم هي تكلفة تأهيل الموارد لقطاع الشرطة مثلًا؟ مع العلم أن هذا فقط جزء من العملية. |
Görünen o ki, Lydia'da yapbozun sadece bir parçası varmış. | Open Subtitles | يبدو أن "ليديا" كان لديها فقط جزء من الأحجية. |
Bu Saruman'ın vahşetinin sadece bir parçası. | Open Subtitles | هذا فقط جزء من الرعب الذي أطلقه (سارومان) |
ZeD İyi seyirler. "Bizim yaptığımız bu iş, pastanın sadece bir parçası." Zenobia | Open Subtitles | لدينا ما يخصّنا ، لكنه جزء من " (اللعبة الكبرى " |
- büyük pastanın sadece bir parçası. | Open Subtitles | لكنه جزء من اللعبة الكبرى |
Somonu bulmak sorunun sadece bir parçası. | Open Subtitles | لكن العثور على السلمون هو جزء فقط من المشكلة |
O direkler tekniğimizin sadece bir parçası. | Open Subtitles | هذه الادوات مجرد جزء فقط من تقنيتنا |
Bu hediyenin sadece bir parçası. - Dahası da mı var? | Open Subtitles | لكن هذا فقط جزء من الهدية |
O bu yapbozun sadece bir parçası. | Open Subtitles | إنها فقط جزء من اللغز |
Doğru, ama bu kim olduğumuzun sadece bir parçası. | Open Subtitles | صحيح، لكن ذلك جزء فقط ممّا نكون |