"saflık" - ترجمة من تركي إلى عربي

• النقاء
• السذاجة
• نقاء
• ساذج
• ساذجة
• سذاجة
• الطهارة
• نقاوة
• النقاوة
• البراءة
• ساذجاً
• العفّة
• التعقل
• نقي
• والنقاء

Ben bile kılıcın saflık ve güç ile donatıldığını unutmuşum.
ماذا؟ حتى ل قد نسي أن السيف مزورة في النقاء والقوة.

Laboratuvar sonuçları uyuşturucunun saflık açısından Asya'ya uygun olduğunu gösteriyor.
مختبر تحاليل موثوق يقترح أن هذا النقاء متوافق مع المخدرات الآسيوية

Farklılıklarımızı küçümsemeyelim. Bu saflık etmek olur.
دعونا لا نقلل من شأن الاختلافات. هذا سيكون نوعا من السذاجة.

Gösterişsizlik, elementer uyum ve saflık. Zen bahçesinin unsurları buydu.
‫بساطة، تناغم بين العناصر، نقاء ‫هذا ما يجعلها حديقة هدوء

Bu bilgiye sahip biri için uzaylı DNA'sına sahip bir güç giysisi tasarlamak tehlikeli derecede saflık olarak görüyorum.
لشخص ذكي بما يكفي لوضع حمض نووي فضائي ببزة قوية، أنت ساذج بشكل خطير.

Belki de ben köşeyi dönüp bir daha geri bakmayacağını düşünerek saflık ettim.
أتعلم ؟ ربما كنت ساذجة حين فكرت أنك ستذهب دون أن تلتفت خلفك

- Hayır, saflık değil bu. Böyle olması gerek zaten.
لا ، هذه ليست سذاجة هكذا يجب أن تكون العلاقة

Bir arkadaşımın verdiği kötü tavsiye üzerine saflık yeminimi bozdum...
بعد بعض النصائح السيئة من صديق ..كسرت عهد الطهارة بيدي

kadınlara yaklaşımına bak itiraf etmelisin ki ahab'in içinde saflık var hayır, bütün itiraf edeceğim senin pervasız olduğun babamın intikamını almak istediğim için mi?
لديه تلك الطريقه فى تعامله مع النساء ولكن يجب ان تعترف انه يوجد بداخله بعض النقاء لا

saflık, ayıklık ve beyaz Hıristiyanların İsa'sı.
باسم النقاء والاعتدال والمسيحية البيضاء.

Hatta saflık da güzeldir. Saf olmayı hatırlayamıyorum.
النقاء جميل، لا أتذكر آخر مرة شعرت فيها بالنقاء

başardık. Yani saflık üzerine söylenmesi gereken şeyler var.
فقمنا به. وهنا يمكننا أن نتكلم عن السذاجة.

Görüyorum ki yamağın saflık sanatında iyi eğitim almış.
أري أن مُرافقك مُدرب جيداً في عِلم السذاجة.

Tam bir foliküler saflık için en ideali fil dişidir, hem böylece hala zengin olarak da görünebilirim.
العاج هو الطريقة الوحيده للحصول على نقاء حقيقي و تمثيل نفسي كشخص ذو جاه

Başkaları için absürd olabilir ancak Cha Chi Soo için, bu saflık oluyor.
قد يكون ماك جانغ للآخرين ولكنه لتشي سو هو نقاء

Şapşallık de, saflık de ama seninki gibi bir boka batacak olursam birinin de aynı şeyi benim için yapacağını düşünüyorum.
أدعها بـ غباوة، أمل ساذج والذي هو أنه لو حصل لي مأزق شخصاً ما سوف يفعل لي المثل

- Gördüğümüz onca şeyden ve kaybettiklerimizden sonra belki de direndiğin için saflık eden sensindir.
بعد كل ما شاهدناه ؟ الخسارة ؟ ربما انك ساذج لتستمر

Yalan söylemenin asla doğru olmadığını düşünmem saflık mı?
هل انا ساذجة لأنني اتمنى ان الكذب ليس هو التصرف السليم؟

Artık bunlara inanıyorum mu bilmem. Bence saflık.
لا أعرف إذا كنت مؤمن بهذا أنا أعتقد أنها سذاجة

Bizim olağan gördüğümüz bir şeyde saflık gören biri olabilir. Tanrı'nın sesini her zaman duyan biri.
ربما يكون شخصاً يرى الطهارة بينما نراه دنيوياً يرى طريق الله فيه

Bütün yaşam formlarını "saflık" denilen siyah bir maddeyle zehirliyorlar.
هم يصيبون كلّ أشكال الحياة الأخرى بالمادة السوداء دعت نقاوة.

Onları satılmadan önce saflık ve etkileri için test ederiz. !
نحن نفحصها من أجل النقاوة و الكفاءة قبل أن يتم بيعها.

Bazen saflık, küstahlık veya bencillik, bazense dikkatsizlikten ortaya çıkabilir.
ويمكن أن يكون وليد البراءة أو الغطرسة, أو الأنانية، وأحيانا وليد عدم الاكتراث.

Şimdi aptallık ve saflık etme de doğru tarafa geçmeye bak.
والآن لا تكن غبياً أو ساذجاً وتكون بالجانب الخاطئ.

9. sınıfta saflık yemini etti o günden beri de o yüzüğü takar.
لقد أخذت عهداً بالعفة في الصف التاسع و لا زالت ترتدي خاتم العفّة حتى يومنا هذا

saflık ise çivimiz.
التعقل هو ما يثبتنا

Tamamen saflık ve temizlikle dolu birinin ışığında güneşlenmenin nasıl bir şey olduğunu merak ettim.
أردت ما أشعر أنه التدفأ بالإعجاب لشخص نقي في النية

Güzellik ve saflık görüyorum.
مرة واحدة، واحدة فقط هلاّ ترى حقيقتي؟ أرى الجمال والنقاء