Her gün aynı sıkıcı yüze sahip olduğum için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة لإمتلاكي نفس الوجه المملّ كل يوم |
bu aptal güce sahip olduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لإمتلاكي لهذه القدرات الغبية |
Güzelsin, yeteneklisin ve sana sahip olduğum için çok şanslıyım. | Open Subtitles | انك جميلة وموهوبة وانا محظوظة لأنني حظيت بك |
Buna sahip olduğum için minnettarım. | Open Subtitles | وأنا ممتنة لأنني حظيت بهذا |
Bütün aile ona sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu söylerdi. | Open Subtitles | ظلت عائلتي تحدثني عن مدى حظي لحصولي عليه |
Haklısın. Ona sahip olduğum için şanslıyım. | Open Subtitles | كنتي محقة ، أنا محظوظة بحصولي عليه |
Benden vazgeçmeyen öğretmenlerimin olduğu doğru ve onlara sahip olduğum için çok şanslıydım, çünkü çoğu zaman onlara, bana yatırım yapmak için hiçbir sebep olmadığını | TED | صحيح أنه كان لدي معلمين لم يفقدوا فيني الأمل وكنت محظوظاً لحصولي على هؤلاء المعلمين؛ لأني كنت غالباً ما أمنحهم الدافع للتفكير بأنه لا يوجد أي سبب لتعليمي. |
Gerçek bir arkadaşa sahip olduğum için şanslıyım. | Open Subtitles | إني ممتن لحصولي على صديق حقيقي |
Bu işe sahip olduğum için de minnettarım. | Open Subtitles | و انا ممتنة لحصولي على هذا |
Bu işe sahip olduğum için çok şanslıyım. | Open Subtitles | .أَعْني، أَنا محظوظُة جداً بحصولي عليها |
Hayır, hayır. Pekala, tamam. Lily'e sahip olduğum için şanslıyım ama Lily'de bana sahip olduğu için o kadar şanslı. | Open Subtitles | لا ، حسناً ، أنا محظوظ بحصولي على (ليلي) لكن (ليلي) محظوظة بالحصول .. |