Bana göre bir kocaya sahip olmak, kiliseye gitmeye benziyor. | Open Subtitles | يبدو لي أن إمتلاك زوج يشبه قليلاً الذهاب إلى الكنيسة. |
Zaten bir cep telefonuna sahip olmak için çok küçüktü. | Open Subtitles | لقد كانت صغيرة على امتلاك هاتف نقّال على أي حال |
Böyle bir zamanda ziyarete gelen dostlara sahip olmak çok rahatlatıcı. | Open Subtitles | إنها لراحة أن يكون لديك أصدقاء للزيارة فى مثل هذا الوقت |
Çok gizli CIA dosyalarını açabilen arkadaşlara sahip olmak hoş bir şey olmalı. | Open Subtitles | أقصد، من الجيد أن تحظى بأصدقاء بإمكانهم فتح ملف أسود سريّ للمخابرات المركزية |
Harika ilişkilere sahip olmak ve güven üzerine ilişkiler kurmak için bildiğimiz şey şu ki, iletişim kurmak zorunda kalacağız. | TED | ونعلم أنه لكي يكون لدينا علاقات رائعة حيث تبنى العلاقات على الثقة، وأنه سيكون لدينا التواصل. |
Bir oğula sahip olmak ne demek bilemezsiniz Bay Carter. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعرف كيف يكون لك إبن ,سيد كارتر |
Nasıl bir şeyleri paylaşmanın, onlara sahip olmak kadar harika olduğu müşterek bir ortam yaratmayı düşünebiliriz? | TED | كيف يمكننا أن نُفَكِر في ابتكار بيئة جماعية تُصبِح فيها مُشَاركة الأشياء أمرًا عظيمًا بِقدر امتلاكها بمُفردِك؟ |
Onların sahip olduğuna sahip olmak isterim, ama aldatma olmasın. | Open Subtitles | أريد أن أحظى بما لديهما، لكن بدون الخيانة |
Markette yanıma alabileceğim bir arabaya sahip olmak güzel. | Open Subtitles | من اللطيف إمتلاك سيارة يمكنني أن آخذها معي إلى المتجر |
-Hani bir insanı hem severken hem de ona sahip olmak isterken midene kramplar girer ya? | Open Subtitles | الفراشات بداخلك عندما تتملّكك الرغبة في إمتلاك الرجل بجانب محبتك له |
Sanırım "Sürgün", normalde hep geç kalan ama bittiğinde de hiç gelmeyen bir babaya sahip olmak demek. | Open Subtitles | أعتقد منفي تعني إمتلاك أب يتأخّر بشكل مدهش جداً وينتهي بعــدم عودته للـمـنزل مـرّة أخـرى |
Ve harika bir ayarlayıcı parça, çünkü bu uçan tripoda sahip olmak gibi, vinç ve çekici bir arada. | TED | وهي أداة رائعة، لأنها مثل امتلاك حامل ثلاثي و رافعة و حامل بعجلات, جميعها مدمجة في أداة واحدة. |
Çünkü eğer arabayı paylaşamazsanız, ona sahip olmak zorundasınız. | TED | لأنه، عندما لا يمكن أن تشترك في سيارة، عليك امتلاك واحدة. |
Ben anlayamamıştım, bilirsiniz, Auschwitz'te bir deste karta sahip olmak banyonda bir goril bulmak gibi bir şeydi. | TED | ولم أستطع فهمها، وكما تعلمون، كان يُعد امتلاك أوراق اللعب في أوشفيتز بمثابة العثور على غوريلا في الحمام. |
Ama mala dayalı bir ekonomiye sahip olmak bazen inişli çıkışlı olabiliyor ve bu kesinlikle Oklahoma şehrinin tarihinde de böyle oldu. | TED | لكن، عندما يكون لديك اقتصاد قائم على البضائع فهو لا يكون مستقرا، وهذا حقاً ما حصل في تاريخ مدينة أوكلاهوما. |
Önemli olan doğru soruları sorabilmek için doğru çerçeveye sahip olmak. | TED | بل هو متعلق بأن يكون لديك إطار عمل فتتمكن من أن تسأل الأسئلة الصحيحة. |
Tutarlı bir kişiliğe sahip olmak çok önemlidir. | Open Subtitles | من المهم أن تحظى بنوع من النزاهة الشخصية |
Tesisi bir sonraki demodülasyondan korumak için o bilgiye sahip olmak zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن يكون لدينا هذه المعلومات لتأمين المصنع من العثور عليه. |
Kötülükle savaşmak içinmiş. Bu çok açık. Amaca sahip olmak gibi hissettiren şey bu mu? | Open Subtitles | إنه واضح جداً الآن , كيف يكون الشعور عندما يكون لك هدف ؟ |
Çünkü ona sahip olmak, yeni imparatorluğun dünyanın geri kalanı üzerinde üstünlüğün kanıtı olarak görülüyordu. | Open Subtitles | لأن امتلاكها كان يُرى برهاناً على تفوّق الإمبراطورية الجديدة على بقيّة العالم |
Bu yeni aileye sahip olmak sadece acıyı gizlemek, kanamayı durdurmak için bir yara bandı gibi. | Open Subtitles | مثل أن أحظى بهذه العائلة الجديد يكون أشبه بالغطاء الذي يغطي الألم ويوقف النزف |
Bir metrese sahip olmak, çocuklarının annesini terketmen için bir bahane değil. | Open Subtitles | أن تكون لديك عشيقة، ليس سبباً لترك أم أطفالك |
Anubis'in eski bilekliğine sahip olmak iyi şeydir. Nerede ? | Open Subtitles | أوه، مفيد لك شيء جيد أن تملك السوار القديم لأنوبيس |
Klasiklerin baska bir dostuna sahip olmak her zaman iyidir. | Open Subtitles | من الجيد دائماً الحصول على صديق .آخر من الأدب الكلاسيكي |
Sanırım bundan kaçınmanın tek yolu, korkunç görünen bir hastalığa sahip olmak ve böylece açıklama yapmak zorunda kalmazsınız. | TED | وأعتقد بأن الوسيلة الوحيدة لتجنبها هي أن يكون لدي مرض خطير مرئي، ومن ثم لا يجب عليكم شرح ذلك. |
Hayır, eğer, 2-3 milyon dolar kazanmak istiyorsanız ya da 4-5 güzel arabaya, 6-7 güzel televizyona sahip olmak isterseniz belki o zaman bunu kazanabileceğiniz bir yerde çalışmanız daha iyi olur. | Open Subtitles | لا أعتقد إذا تريد أن يكون عندك منزل بــ 2أو3 مليون دولار و 4أو5 سيارات جميلة و6أو7 تلفزيونات جميلة |
Orijinal bir düşünceye sahip olmak yetmiyormuş. | Open Subtitles | الظاهر, انه ليس كافياً ان تمتلك فكر بديع |
Ya zor bir savaşta ya da kışlasında duracak bir askeriyeye sahip olmak zorunda değilsiniz. | TED | ليس من الواجب أن تمتلك قوة عسكرية إما قتالية أو ثكنية. |