En azından senin cadı olduğunu biliyor. Bir şey saklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | على الأقل هو يعلم أنك ساحرة ليس عليك أن تخفي أي شيء |
İnan bana kim olduğunu saklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ثق بي لست بحاجة إلى أن تخفي مـا أنت عليه |
Benden sır saklamak zorunda hissetmiyorsundur umarım kendini. | Open Subtitles | آمل أنك لا تشعر بأن عليك إخفاء الأسرار عني |
Benden sır saklamak zorunda hissetmiyorsundur umarım kendini. | Open Subtitles | آمل أنك لا تشعر بأن عليك إخفاء الأسرار عني |
Burası gerçek kimliğimizi saklamak zorunda olmadığımız bir yer. | Open Subtitles | انه المكان الذي ليس علبنا ان نخفي هويتنا به |
Daima gerçeği saklamak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | دائما يجب ان نخفي الحقيقه |
Artık birlikte olduğumuz gerçeğini saklamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لـم يعد علينا إخفاء أننا نتواعد بعد الـأن. |
Burun kanamasından o kadar utandı ki kanıtları havalandırma kanalına saklamak zorunda kaldı. | Open Subtitles | تخجل من نزيف بالأنف لدرجة أن تخفي الدليل بفتحة التهوية تحت فراشها |
Konu her neyse, benden bir şey saklamak zorunda olmadığını bilmelisin. | Open Subtitles | لكن مهما يكن،أريدك أن تعلمين لاينبغي أبداً أن تخفي أي شيء عني |
Temel parçalarından birini saklamak zorunda olduğunu hissediyorsun. | Open Subtitles | لأنك تشعر بأنك أن تخفي جزء أصيل بداخلك |
Bak, Justin, geri gitmekten korktuğunu saklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنظر يا (جاستن) , لا يجب أن تخفي حقيقة أنك خائف من العودة , مفهوم؟ |
- Hiçbir şeyi saklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | -ليس عليك أن تخفي نفسك - . |
Benden sır saklamak zorunda hissetmiyorsundur umarım kendini. | Open Subtitles | آمل أنك لا تشعر بأن عليك إخفاء الأسرار عني |
Bazen gerçeği saklamak zorunda kalırız. | Open Subtitles | أحيانا يجب علينا إخفاء الحقيقة |