| Benim düğünüme saldırdığın için bu durumdayız. | Open Subtitles | نحنُ بذلك الموقف لإنك هاجمت حفل زفافي |
| Benim düğünüme saldırdığın için bu durumdayız. | Open Subtitles | نحنُ بذلك الموقف لإنك هاجمت حفل زفافي |
| Adın, saldırdığın binadaki anma duvarında yazılı. | Open Subtitles | اسمك على الجدار التذكاريّ للمبنى ذاته الذي هاجمته |
| Am bir adam ban güvendi, senin saldırdığın yaşlı adam. | Open Subtitles | لكن رجل واحد دعمني... الرجل العجوز الذي هاجمته أنت |
| Üniversitedeki olay saldırdığın adam. | Open Subtitles | حادثتك في الجامعة، والرجل الذي اعتديت عليه. |
| Bir ıslah memuruna saldırdığın için Enola Vale'e transfer edildin. | Open Subtitles | "لقد تم نقلك إلى "اينولا فيلا بسبب مهاجمتك لضابط إصلاح |
| saldırdığın kadın muhtaç çocuklar okulunda gönüllü bir öğretmen. | Open Subtitles | أخذوا كل شيء المرأة التي هاجمتها , معلمة متطوعة لأطفال في خطر |
| saldırdığın adamın adı Trevor Resayas. | Open Subtitles | الرجل الذي هاجمته يدعى تريفور ريساياس |
| Stuart, geçen gece saldırdığın adam polis memuruydu. | Open Subtitles | (ستورت)، الرجل الذى هاجمته الليلة الماضية ضابط شرطة |
| Ona polislerin önünde saldırdığın gibi. | Open Subtitles | مثلما هاجمته أمام رجال الشرطة |
| Peki, şu saldırdığın kişi kim? | Open Subtitles | اذا من كان الشخص الذى اعتديت عليه ؟ |
| Bana saldırdığın için hâlâ bizi gözetimde tutuyorlar. | Open Subtitles | لقد نسيت، مازلنا في فترة التجربة بسبب آمر مهاجمتك لي |
| Erik, saldırdığın fotoğrafın senin fotoğrafın olduğunu söyledin. | Open Subtitles | (اريك) عندما قلت بأن الصورة التي هاجمتها كانت لك |