Daha da kötüsü, silahlıydılar ve... bir yere saldırmayı planlıyorlardı. | Open Subtitles | وكان هناك ما هو أسوء لقد كان لديهم أسلحة وكانوا يخططون للهجوم على مكان ماً |
Efendi Tenkai'ye saldırmayı planlamıyor, değil mi? | Open Subtitles | هو لا ينوى ان يهاجم اللورد تينكاي أليس كذلك؟ |
Bir çocuk babasına çekiçle saldırmayı nasıl düşünebilir? | Open Subtitles | أنى لطفلة بريئة بفكرة مهاجمة أبيها بمطرقة؟ |
Düşmanın binasına saldırmayı planlıyorlarsa bize belli ederler miydi? | Open Subtitles | لو كانوا يخططون لمهاجمة مقرّ العدو هل سيقومون بذلك بشكلٍ فاضح لهم ؟ |
Watts'ın dış kolonilerde tıbbi uydulara saldırmayı planladığı bilgisini aldık. | Open Subtitles | تم الحصول على معلومة أن واتس يخطط لهجوم على قمر صناعي طبي خارج المجرة |
Ben bir saldırı emrettim Birlikleriniz saldırmayı reddetti. | Open Subtitles | لقد أصدرت الامر بالهجوم لكن قواتك رفضت التنفيذ |
Özür dilerim, bana saldırmayı niçin gerekli gördüler söyleyebilir misin? | Open Subtitles | دقيقة لو سَمحت هل وضَحَت لي لماذا قرر أحدهم مهاجمتي ؟ |
O zaman gözünü açık tut ve saldırmayı düşünen her iblisi bana haber ver. | Open Subtitles | ثم تبقى العين الى وتحذر البيانات من أي الشياطين الذين قد تكون تخطط للهجوم. |
Karanlık bastıktan sonra saldırmayı planlıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يخططون للهجوم بحلول الظلام مباشرةً. |
Nereye saldırmayı planladıkları hakkında bir belirti var mıydı? | Open Subtitles | هل كان هناك أي مؤشر على المكان الذي يخططون للهجوم عليه؟ |
Efendi Tenkai'ye saldırmayı planlamıyor, değil mi? | Open Subtitles | هو لا ينوى ان يهاجم اللورد تينكاي أليس كذلك؟ |
İblisi zorlamak birisine saldırmayı emretmek kiralık katil tutmak gibi bir şeydir. | Open Subtitles | أن تجبر شيطاناً وتجعله يهاجم إنساناً كأنك تستأجر قناصاً |
Şüpheli kurbanları dışarıda kolayca kaçırmak yerine evde saldırmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | الجانى يهاجم فى المنزل بدلا عن الخارج حيث يمكنه اختطاف الضحايا بسهولة اكثر |
Doğrudan Roma'ya saldırmayı düşünmüyor değil mi? | Open Subtitles | هو لا يفكر بالطبع في مهاجمة روما مباشرة؟ |
Bart, sen ilişkimize saldırmayı bırakana kadar senle konuşmamı istemiyor. | Open Subtitles | وبارت طلب مني عدم التحدث اليك الي ان تتوقف عن مهاجمة علاقتنا |
Sağlıklı hüküm veremiyorsun. Orada bir oğlun olduğu için yeryüzüne saldırmayı reddediyorsun! | Open Subtitles | إن حكمتك تبددت، إذ ترفضين مهاجمة السطح لأن لديك ابناً هناك |
NATO'ya saldırmayı planlıyorsunuz. | Open Subtitles | يا رفاق انتم تخططون لمهاجمة منظمة حلف شمال الأطلسي، |
ABD'ye saldırmayı planlamıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نخطط لمهاجمة الولايات المتحدة |
Barışçıl gösterilere; hokey sopalarıyla ve pillerle ve sidik balonlarıyla vahşice saldırmayı planlıyorlar. | Open Subtitles | هم يخططون لهجوم شرس على المتظاهرون المسالمين بعصي الهوكي و البطاريات و بالونات البول |
Uçak gemilerine saldırmayı başaramazsak bence bugünkü muharebe bir fiyasko olur. | Open Subtitles | أظن إن المعركة كانت فاشلة اليوم طالما إننا فشلنا بالهجوم على الحاملات |
- Bana saldırmayı bırak. | Open Subtitles | ـ توقف عن مهاجمتي |
Belki de saldırmayı planlıyordu. Ah... | Open Subtitles | {\an8} ربما كان يخطط لمهاجمتنا |
Nereye saldırmayı planladığınızı bana hemen söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستخبرني بالمكان الذي تخططون لمهاجمته |
Ruhlarla olan dengeyi nasıl düzelteceğimizi göstermek istiyor böylelikle saldırmayı bırakacaklar. | Open Subtitles | هو يريد أن يرينا كيفية أعادة التوازن مع الأرواح حتى يتوقفوا عن مهاجمتنا |
Yalnız oldukları bir anda, hatta arabalarında bile saldırabilir, ama onlara evlerinde saldırmayı seçiyor. | Open Subtitles | كان يستطيع مهاجمتهم فى اى وقت يكونون وحدهم، حتى فى سياراتهم لكنه اختار ان يهاجمهم فى منازلهم |