Salem bir ahmak öldü diye daha fakir olmayacak ya. | Open Subtitles | سالم لن تكون أكثر فقراً إذا نقص منها مغفل آخر. |
Salem cadı avcılarından da, neredeyse cadılardan olduğu kadar bıktı. | Open Subtitles | سالم تقريبا كما مريض ساحرة الصيادين كما هو من السحرة. |
Salem'e giriş kontrol noktalarından birinin dışında dün gece bir hadise yaşanmış. | Open Subtitles | كان هناك حادث الليلة الماضية خارج واحدة من نقاط التفتيش في سالم. |
Salem'ın halkını koruması için bir cadı avı çağırdığımda sizi talep etmemiştim. | Open Subtitles | عندما استدعي صائد السحرة لحماية شعب سايلم لم يكن انت من طلبي |
Size Salem'in tek bir kişi tarafından... yönetilmediğini hatırlatayım mı bay Hathorne ? | Open Subtitles | هل لي بتذكير السيد هاثورن ان سايلم لن يتم حكمها بواسطة شخص واحد؟ |
1626'da bir grup İngiliz protestan olan Puritanlar Salem'e yerleşti. | TED | أُسست ساليم سنة 1626 من قبل التطهيريين، مجموعة من البروتستانت الإنجليز. |
Benim hayatımı kurtardınız, ama size Salem'e bir daha dönmemeniz için yalvarmıştım. | Open Subtitles | أنت أنقذت حياتي، لكن توسلت لك أبدا العودة إلى سالم مرة أخرى. |
Şer, Salem'i şu anda bile kırıp geçiren salgının nedeni. | Open Subtitles | القطن: إن الداء، سبب الطاعون أن يهلك سالم حتى الآن. |
Aksi halde karavanımı terk edin çünkü yarın gece Salem'deki ruhları kurtarmam gerek. | Open Subtitles | خلاف ذلك اخرجا من مقطورتي لان هناك ارواح انقذها في سالم ليله الغد |
Salem Demoum ile birlikte Arap gerilla kampında. | Open Subtitles | كروس مره ثانيه فى معسكر لاحدى عصابات الحرب العربيه , مع سالم ديمون |
Salem's Lot bazı erkekler Valley Forge'da savaştılar soğuk, uzun kış boyunca. | Open Subtitles | بَعْض الرجالِ مِنْ ارض سالم قاتلوا في الوادي عانوا خلال تلك المدة الطويلة،من الشتاء البارد. |
Evet, Salem's Lot pek çok kahramanı feda etti ancak en değerli hazineyi kazandılar: | Open Subtitles | نعم،ارض سالم كَانَ عِنْدَها اسهمُها مِنْ الأبطالِ، الاحياء والموتي لَكنَّهم كافحوا من أجل الحريَّة. |
Salem Al-Hazmi, Suudi Arabistan'da, Yanbu'daki bir kimya fabrikasında çalışıyor. "Salem Al-Hazmi, hayatta ve 77 sefer sayılı uçakta ölmedi." * The Guardin * | Open Subtitles | يعمل سالم الحزمى فى النباتات الكيميائية فى ينبع، بالسعودية، نشل جواز سفره فى القاهرة قبل 3 سنوات |
Bizi salgından kurtarırdı, ve Salem'de ki tüm cadıların kökünü kazırdı. | Open Subtitles | كان سينقذنا من الوباء وكان سيخلص سايلم من اخر ساحرة متبقية |
Baban artık Salem'in havasını teneffüs etmiyor ve yakında sen de. | Open Subtitles | اباك لم يعد يتنفس هواء سايلم وعما قريب ستكون انت كذلك |
Önceden "Salem" konulu... , ben from Hell ararım Mather artırın. | Open Subtitles | فى الحلقات السابقة من بلدة سايلم المبجل ماذر أستدعيك من الجحيم |
Hava bulutlu ama pist Salem, New Hampshire'da kuru. | Open Subtitles | قد تتساقط الامطار لكن الحلبة سريعة في سايلم في نيوهامبشر |
Ya bu da kızların boğarak test edildiği Salem cadı mahkemeleri gibiyse? | Open Subtitles | ماذا لو أن هذا كمحاكمات الساحرات في سايلم حيث كانوا يختبرون الفتيات بمحاولة إغراقهن؟ |
Salem halkı için hayat katı ve soyutlanmıştı. | TED | كانت الحياة محدودة ومعزولة لقاطني ساليم. |
Bu olay, Masachusetts'ın sömürgesinde zıvanadan çıkan kızların bulunduğu Salem adında bir köyde başladı. | Open Subtitles | في ولاية ماساشوستس بدأ هذا الحدث في قرية صغيرة تدعى سيلم حيث بدأت هؤلاء الفتيات بمقايسهم الخاصة. |
Salem'ın onca yitik ruhları içinde, en çok seninkine acıyorum. | Open Subtitles | من بين جميع النفوس الضائعة في "سالِم", لقد أشفقت عليكِ أكثر من أي أحد. |
Bayan sibley, George kendi adına konuşana kadar... açıkca işitecek şekilde bir adam olarak... en azından sizin yaptığınızı kabul edelim bayan Sibley... seçilmiş adamlara Salem'de önderlik eden. | Open Subtitles | سيده سلابى جورج يستطيع الكلام عن نفسه بكل وضوح لانه رجل دعينا نعترف انه انتى |