Salem'de, beni kazığa bağlayıp yakarlardı, fakat bu sihir değil. | Open Subtitles | في ساليم كانوا يودون إحراقي ولكنه ليس سحرا |
Burada atfedilen Malum'un aslen bir nesne olduğuna, bu nesnenin Salem'da bir yerlerde aleyhimize kullanılmak üzere beklediğine inanmak için gerekçem var. | Open Subtitles | لدي سبب لكي اعتقد ان المالوم يشير الى هنا انه شيء موجود وهذا الشيء موجود في ساليم ينتظر أن يُستعمل ضدنا |
Böyle şeyler için Salem'de adam asarız. | Open Subtitles | نحن نشنق أشخاص للقيام بتلك الامور هنا فى سايلم |
Salem'de çok az erkeği veya kadını, asmıyorsunuz gibi duruyor... | Open Subtitles | يبدو ان هناك القليل فى سايلم لا تشنقون الرجال او النساء لأجله |
Salem'e giriş kontrol noktalarından birinin dışında dün gece bir hadise yaşanmış. | Open Subtitles | كان هناك حادث الليلة الماضية خارج واحدة من نقاط التفتيش في سالم. |
Ama Meclis Başkanı Salem'ı derhâl terk edip bir daha geri dönmemeni terk etti. | Open Subtitles | لكن المجلس قرر أن ترحل عن بلدة سالم دون رجعة. |
Önceden "Salem" konulu... , ben from Hell ararım Mather artırın. | Open Subtitles | فى الحلقات السابقة من بلدة سايلم المبجل ماذر أستدعيك من الجحيم |
Bu salgından müteessir Salem'deki zavallılardan alındı. | Open Subtitles | مأخوذة من النفوس الفقيرة من سالم تعاني من هذا جدري. |
Lütfen Salem'e geri dön. | Open Subtitles | الطقوس الكبرى للساحرات أرجوك عد الى سايلم |
Bu olay, Masachusetts'ın sömürgesinde zıvanadan çıkan kızların bulunduğu Salem adında bir köyde başladı. | Open Subtitles | في ولاية ماساشوستس بدأ هذا الحدث في قرية صغيرة تدعى سيلم حيث بدأت هؤلاء الفتيات بمقايسهم الخاصة. |
- Salem'ın aziz halkı, canlarını kurtarmaya çalıştığım o insanlar, hepsi de ölmemi istiyorlar. | Open Subtitles | الاشخاص الطيبين في ساليم الاشخاص الذين أحاول مساعدتهم كلهم يريدونني ميتاً |
Peter, Salem'de. Pekâlâ, ona geldiğimizi bildirin. Salem. | Open Subtitles | بيتر" ، إنه في ساليم" - حسناً ، دعيه يعلم أننا في طريقنا لساليم - |
Salem'i kontrol etmek ve anlayışlı karınla... ve düşmanın, Hathorne'un sessizliği. | Open Subtitles | المتحكم فى سايلم , انت وزوجتك بقبضة من حديد وتقوم بإسكات عدوك الساخر , هاثورن |
Bay Hathorne, Salem'in barışı ve refahı için olan enerjiniz... ilham kaynağı. | Open Subtitles | سيد هاثورن , ان سعيك الدؤوب لبعث السلام والازدهار فى سايلم طالما كان محل وحي |
Aksi halde karavanımı terk edin çünkü yarın gece Salem'deki ruhları kurtarmam gerek. | Open Subtitles | خلاف ذلك اخرجا من مقطورتي لان هناك ارواح انقذها في سالم ليله الغد |
Çocuklar, bugün sizlerle Salem'deki cadı mahkemelerini öğreneceğiz. | Open Subtitles | اليوم سوف نتحدث عن محاكمة الساحرات في سالم. |
Kusura bakma yüzbaşı. Salem'dan henüz gidemezsin. | Open Subtitles | عذراً ، أيّها القائد لا يُمكنك أن تغادر بلدة "سالم" للتو بعد |
Salem'de hâlâ insanlar Meclis Başkanı'nı tehdit etmekten asılıyorlar. | Open Subtitles | مازال الناس يشنقون في بلدة سالم على أفعال كالتي قمت بها... تهديد المجلس. |
Ta ki, Salem'da iblisin son fahişesi cadı geberene kadar. | Open Subtitles | حتي تلقي كل عاهرة شيطان، ساحرة في بلدة "سايلم" حتفها |
Ta ki, Salem'da iblisin son fahişesi cadı geberene kadar. | Open Subtitles | حتي تلقى كل عاهرة شيطان، ساحرة في بلدة "سايلم" حتفها |
Salem köyünden çok da uzak olmayan bir kasabada büyüdüm. | Open Subtitles | لقد نشأت في بلدة قريبة من سالم. |
Büyükler Salem'e dönmeni yasaklamış. | Open Subtitles | تخبرني بشِأن طردك الحكماء يمنعون عودتك الى سايلم |
Salem'de, sevmediği birinin hayatını mahvetmeye çalışanlara cadı denirdi. | Open Subtitles | في سيلم, كل ماعليك فعله لتدمير شخص لم يعجبك ان تناديه بساحر. |