Önemli değil. Etek giymen yeter. Boğaya kırmızı bez sallamak gibi bir şey. | Open Subtitles | لا يهم، فقط يكفي أنك ترتدي تنورة تماماً مثل التلويح بعلم أحمر أمام الثور |
Geçit töreninde el sallamak, uykudan geç kalmak, istediğim şeyi yemek... | Open Subtitles | تعلمون, التلويح في المواكب, النوم بدون قيود, الأكل كيفما أشاء |
Onları ileri geri sallamak çok fazla çaba gerektiriyor, ...tünemiş, rahat bir durumda olsa bile. | Open Subtitles | يتطلّب التلويح بهما للخلف والأمام الكثير من الجهد، حتى من راحة مجثمه، |
Sessizce başımızı sallamak, ne sorunları olduğunu sormaktan daha kolaydır.. | Open Subtitles | .. إنه أسهل إعطائهم إيماءة مودّة بدلاً من السؤال ما الخطأ |
Kalçalarımızı sallamak, diğer kotilerle konuşmak ve erkeklerle gitmek, bütün bunları gizlice yapıyoruz. | Open Subtitles | هز الأوراك ، و التحدث مع متأنثين أخرين و الإنطلاق مع الفتيان نفعل هذه الأشياء فى سرية |
Bazılarında kontağı çalıştırmak için anahtarı hafifçe sallamak gerkeir. | Open Subtitles | بعضها يحتاج لهز المفتاح لعملية الإشعال. |
Gelin adayı kuşağı takmak boğaya kırmızı pelerin sallamak gibi. | Open Subtitles | إرتداء "عروس المستقبل" للوشاح كأنك تلوح برداء أحمر أمام ثور |
Delilikler yapıp, "Cleveland'ı sallamak" gibi... | Open Subtitles | تفعل أشياء مجنونة ... تذهب الى جبال "روكى كليفلاند" |
Tepki vermek ya da el sallamak gibi bir şey yapabilirsin. | Open Subtitles | لربما تريد عمل شيء، مثل الردِّ أو التلويح |
Üçüncü defada, sallamak için endişeleneceğimiz bir şey olmaz. | Open Subtitles | و إذا تكرر الأمر, فسيتعدى ذلك التلويح باليد |
Gerçekten el sallamak istiyor musun? | Open Subtitles | نعم. أعني , هل هذا حقا العلم تريد التلويح ؟ |
Gülümseyip bir elimizi sallamak ama diğer elimizde bir kaplanın kesik kellesini tutmak gibi. | Open Subtitles | مثل الإبتسام و التلويح في يد، لكن في يد أخرى نحمل رأس نمر مقطوع |
İyi yolculuklar için el sallamak istemiyorsun. Hiç el sallayamayacaksın o zaman. | Open Subtitles | لا تريدين التلويح للتوديع، فلن تقومي بالتلويح مطلقاً. |
Bazen sadece basitçe kafa sallamak gibi küçük şeyler olabiliyor. | Open Subtitles | أحيانا تكون شيء بسيطا لدرجة إيماءة طفيفة بالرأس |
Tek yapman gereken kafanı sallamak ve ne olursa olsun sözünden dönmemek. | Open Subtitles | كلّ ماعليك أن تقوم به هو إيماءة رأسك وتتمكن من الإحتفاظ بما يهم في هذه الحياة فعلاً |
Yani, işinin ehli, pragmatist, ama kabul edelim ki bu sırf Kongre'ye kafa sallamak, kendi adamlarını yerleştirmek içindir. | Open Subtitles | مجتهد، واقعي، محترم، لكن لنواجه الأمر هذه ربما مجرد إيماءة للكونغرس إختيار واحد منهم |
Sonradan anladım ki, bu aslında bazı şeyler için iyiydi: bir kutu boyayı karıştırmak ya da bir Polaroid'i sallamak gibi, ama aynı zamanda gerçek bir kıyametti. | TED | الآن أدركت متأخراً أن هذا الإهتزاز كان مفيداً فعلاً لبعض الأشياء مثل مزج الالوان أو هز الصور و لكن في ذلك الوقت كان الامر بالنسبة لي بمثابة النهاية. |
Şu "tarz oluşturmak bir bitiş dansı yapmak, kıçını sallamak, ve görüş alanındaki herkesi suçlamak" davranışı ki bu da bizi bu lanet memlekette lağıma batırdı! | Open Subtitles | ... موقف عبر عن رأيك وارقص رقصة الظهر هز مؤختك وقاض كل من في مرمى البصر هذه البجاحات ستجر البلاد للهاوية |
- "Kalkış sırasında popo sallamak yok demiştim!" | Open Subtitles | ! لا لهز المؤخرات عند الإقلاع |
Boğanın burnunun dibinde kırmızı flama sallamak gibi bir şey bu! | Open Subtitles | ذلك كأن تلوح بالعلم أمام الثور |
Delilikler yapıp, "Cleveland'ı sallamak" gibi... | Open Subtitles | تفعل أشياء مجنونة ... تذهب الى جبال "روكى كليفلاند" |
İçinde kuryuk titretmek ve popo sallamak geçen zavallı şarkı sözlerin metaforlara ve imgelere zarar veriyor Biliyor musun bayım? | Open Subtitles | والكلمات البذيئة وهز الذيل والشقلبة للخلف وتصويرات واستعارات عنيفة وأتعلم شيئاً ؟ |
Herşeyi yapabilirim. Tek yapmam gereken elimi sallamak. | Open Subtitles | .بوسعي فعل أيّ شيء .جُل ما عليّ فعله هو تحريك يدي |