ويكيبيديا

    "salonunda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غرفة
        
    • صالة
        
    • الصالة
        
    • القاعة
        
    • بقاعة
        
    • النادي
        
    • بصالة
        
    • صالون
        
    • فى قاعة
        
    • بالصالة
        
    • بغرفة
        
    • في قاعة
        
    • قاعات
        
    • في دار
        
    • قاعةِ
        
    Üzgünüm bayım, serserilerin bu gece spor salonunda uyumasına izin vermiyoruz. Ama ıvır zıvır şeyleri arka kapıya koyacağız. Open Subtitles آسف سيدي ، لن نسمح للمتشردين بالنوم في غرفة الرياضة الليلة لكن سنضع بعض الوجبات المنزلية في الباب الخلفي
    Tim kaptanlarına konferans salonunda benimle buluşup ve rapor vermelerini söyle. Open Subtitles إجعل قائدى الفرق يقابلونى فى غرفة الأجتماعات و يقدموا تقارير مهماتهم
    Çocuklar, Duyduğuma göre bowling salonunda bu geceki lig maçını iptal etmişler. Open Subtitles مرحبا يا أولاد ، سمعت أنهم ألغوا ليلة المنتخب في صالة البولينغ
    Hayır ama bir randevum var, bovling salonunda bir oğlanla. Open Subtitles لا و لكن لدي موعد في صالة البولنغ مع شاب
    Gel buraya. Spor salonunda terlemiş bir herif gibi kokuyorsun ve umrumda değil. Open Subtitles تعالي تنبعث منك رائحة شاب مُتعرّق في الصالة الرياضية ، لكن لا يهم
    Bu mahkeme salonunda daha önce yalancı şahitlik yapmışsanız suçunuza yenilerini eklememenizi tavsiye etmek istiyorum. Open Subtitles اذا كنت قد قمت بشهادة الزور فى هذه القاعة فاٍننى أنصحك ألا تزيدى على جريمتك
    O zaman kabul salonunda her zaman bir yerim olacak? Open Subtitles لذا، سأكون موضع ترحيب في غرفة معيشتك ، أليس كذلك؟
    Zil yedide çalıyor ve hepimiz kabul salonunda sekizde buluşuyoruz. Open Subtitles يدق الجرس في السابعة، وسنجتمع في غرفة الرسم في الثامنة.
    Onunla antrenman salonunda aralıksız eğleniyordum Çünkü ayak sakatlıklarıyla geliyordu. TED وكنت دوما امازحه في غرفة التدريب لانه كان يعود كل عام وأقدامه مليئة بالاصابات
    Mahkeme salonunda da böyle, sınıflarda, yatak odasında, toplantı odasında da. TED وهذه حقيقة في قاعة المحكمة، ولكنّها أيضاً حقيقة في الصف، في غرفة النوم، وفي مجلس الإدارة.
    Lanet olası hippilerle dolu bir bowling salonunda olsa bile. Open Subtitles والآن سأعزف في صالة بولينج لعينة مع مجموعة من الهيبيين
    Biraz daha para lazımdı, ben de bir bovling salonunda gece vardiyasına başladım. Open Subtitles احتجنا إلى مالاً أكثر قليلا اذا, أممم, إخترت مناوبة ليلية في صالة بولينج
    Anladın mı? Rahip Hamilton çarşamba günü okul salonunda toplantı verecek. Open Subtitles هاميلتون سيجري لقاء تأهيلي يوم الأربعاء . في صالة الرياضية المدرسية
    Kapısında 2 polis belirdiğinde spor salonunda acil bir durum oluyor. Open Subtitles حالة طارئة فى الصالة الرياضية فقط عندما ظهر شرطيان امام منزله.
    Jimnastik salonunda buluşacaktık. Kaçtığını söylediler. Her şey yolunda mı? Open Subtitles من المفروض أن نتقابل في الصالة الرياضية لقد قالوا بأنك ذهبت هل كل شئ بخير؟
    Spor salonunda bu sabah düşmüş. Open Subtitles إنهار في الصالة الرياضية بالمنطقة الوسطى هذا الصباح
    Mahkeme salonunda sıcaklığın 36 derece olduğu.... ...bilgisi bana verildi. Open Subtitles لقد استدعى انتباهى أن درجة الحرارة فى هذه القاعة الآن هى 97 درجة فهرنهايت
    hepsine değecek. herkez kılık değiştirmiş olacak bu eski balo salonunda... Open Subtitles سيستحق الأمر العناء الكل متنكر بقاعة الحفل هذه سيكون أمراً رائعاً
    Okuldan sonra spor salonunda buluşacağız ki forma girmene yardım edebileyim. Open Subtitles وأنت ستقابلني في النادي بعد المدرسة حتى أساعدك لتحصل على اللياقة
    Saygıdeğer bir doktorun bahis salonunda ne işi olduğunu soracaktım. Open Subtitles كنت سأسأل عم يفعله طبيب محترم بصالة مقامرة
    Güzellik salonunda. Open Subtitles إنهـا في صالون التجميل لإصلاح نفسها سريعاً
    Ama sana söz veriyorum, mahkeme salonunda bir saniye bile geçirmeyeceğim. Open Subtitles ، ولكنى اعدك انا لن امضى ثانية واحدة فى قاعة المحكمة
    Çünkü eşcinseller spor salonunda seks yapabiliyor. Bunu normal erkekler de yapabilseydi, sürekli spora giderlerdi. Open Subtitles لأن الشواذ يمكنهم ممارسة الجنس بالصالة الرياضية كان ليصبح المستقيمون أمثالهم لو كان هذا متاحاً
    Sanki hepimiz Tanrı'nın özel gösterim salonunda izlediği film kahramanları gibiyiz. Open Subtitles يبدو أننا جميعاً كشخصيات بفيلم يتم مشاهدته بغرفة عرض خاصة للإله
    Dört: Bu filmin Philadelphia'nın merkezindeki sıradan bir sinema salonunda gösterilmesi. TED الرابع : كان هناك عرض لفيلم عادي في قاعة وسط فيلادلفيا
    Ayrıca, mahkeme salonunda geçen tüm dramaları seyrettim. Open Subtitles وأيضا رأيت كل المواقف التي حدثت يوماً في قاعات المحاكم.
    Sinema salonunda olanların filmin sonucu olduğunu söyleyebiliriz Open Subtitles يمكنكم أن تقولوا أن ما حدث في دار العرض هو نتيجة واضحة لتأثير الفيلم
    Bizler bu mahkeme salonunda yaşamıyoruz değil mi? Open Subtitles نحن لا نَعِيشُ في قاعةِ المحكمة هذه أليس كذلك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد