- Geçen sefer fırsat bulamadım. - Sana söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | في المرة السابقة ، لم تسنح لي الفرصة ليس لدي شيئ أقوله لك |
Eğer Sana söyleyecek bir şeyim olsaydı... öyle ya da böyle sana söylerdim Ellsworth. | Open Subtitles | لو كان لدي ما أقوله لك لقلته بطريقة أو أخرى |
- Sana söyleyecek bir şeyim yok Kossil. | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوله لك يا كوسيل لكن لدي الكثير لأقوله |
Sana söyleyecek son bir şeyim var George. | Open Subtitles | لم يتبق إلا شيئا واحدا لأقوله لك يا جورج |
Sana söyleyecek hiçbir şeyim kalmadı! Tek yaptığımız konuşmak! | Open Subtitles | لقد نفد ما أقوله لكِ كل ما نفعل هو التحدث |
Evet, sor Yüzbaşına. Bilmek istediğin her şeyi Sana söyleyecek. | Open Subtitles | نعم، اطلب من الكابتن سيخبرك بكلّ شيء تريد معرفته |
-Benim de Sana söyleyecek çok şeyim var. Ama bunların hoşuna gideceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لدي أيضاً الكثير , أريد أن أقوله لك لكنني لا أعتقد أنك تريد أن تسمع ذلك |
Sana söyleyecek hiçbir şeyim kalmadı, dostum. | Open Subtitles | تحدث إلى لثانية واحدة ليس هناك شيء متبقى لكي أقوله لك |
Sana söyleyecek tek bir seyim var ve bütün ofisin önünde söyleyecegim. | Open Subtitles | ولدي ما أقوله لك وسأقوله أمام المكتب بأكمله |
Şu an karşımdasın ama, Sana söyleyecek kelime bulamıyorum. | Open Subtitles | لكن الأن وبجلوسك هنا أمامي لا أعرف ما أقوله لك |
- Sana söyleyecek hiç bir şeyim yok. - Benim de. | Open Subtitles | ليس لدي شيء أقوله لك أنا أيضاً |
Adam olana dek Sana söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ ما أقوله لك حتّى تقرّر أن تتشجّع! |
Adam olana dek Sana söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ ما أقوله لك حتّى تقرّر أن تتشجّع! |
Sana söyleyecek birşeyim yok pislik. Mülkümden defol. | Open Subtitles | لا يوجد لديّ ما أقوله لك أيها الوغد، إرحل عن منزلي! |
Sana söyleyecek bir şeyim yok. Aradım çünkü aramak zorundaydım. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله لك , أتصلت بك لأنه كان علي فعل ذلك |
Seni aramama gerek yok, Sana söyleyecek lafım kalmadı. | Open Subtitles | لا أحتاج لأن أتصل بك لأن ليس لدي شيء لأقوله لك |
Sana söyleyecek tek bir sözüm kaldı. | Open Subtitles | انا لدي شي واحد اضافي لأقوله لك |
Sana söyleyecek son bir şeyim var, ve sonra hayatından tamamen çıkacağım. | Open Subtitles | مرحباً، أنا أنتقل لشقتي الجديدة لذا بقي شيء واحد أريد أن أقوله لكِ وبعدها سأخرج من حياتكِ للأبد |
Ne ihtiyacımız olduğunu Sana söyleyecek. Adı John Triplette. | Open Subtitles | سيخبرك بما نحتاجه اسمه جون تربليت |
İçimde bunun son mektubum olacağına dair bir his var çünkü Sana söyleyecek son bir şeyim kaldı. | Open Subtitles | و لكني لديَّ شعور أن هذه هي آخر رسالة، لأنه لم يتبقى سوى أمر واحد أخير لأخبركِ به، |
Sadece onunla konuşma istiyorum. Sana söyleyecek bir şeyim yok. Seni ya da onun kocasını tanımam. | Open Subtitles | ليس لدى ما اقوله لك يا سيدى انا لا اعرفك ولا اعرف انك زوج تلك المرأة؟ |
Sana söyleyecek sözüm yok. | Open Subtitles | ليس لدي شئ لأقوله لكِ |
Zamanını boşa harcıyorsun çünkü Sana söyleyecek başka birşeyim yok. | Open Subtitles | اتعلم , انت تهدر وقتك لاني لا املك اي شئ لاقوله لك |
Tamam o zaman, Sana söyleyecek bir şeyim vardı. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، إذاً هناك أمر أود أن أخبرك به |
- Sana söyleyecek iki şeyim var. | Open Subtitles | -ماذا تفعل هنا؟ -لديّ أمرين عليّ أن أقولهما لكَ . |