Mesela, Marc Chagall'ın trajedisini ele alalım. 1887 yılında doğmuş bir sanatçı. | TED | على سبيل المثال، هنا تجدون مسار مارك شاغال، فنان ولد سنة 1887. |
Ancak bir sanatçı bu kadar güzel bir varlığa dokunabilir. | Open Subtitles | فقط فنان يسمح له أن يلمس عمل جميل مثل هذا |
Ve hayran olduğum bu büyük sanatçı ile çalışmak inanılmaz bir işbirliğiydi. | TED | وكان تعاون مدهش للعمل مع هذا الفنان الكبير الذي أنا معجب به. |
Sanat satan bir hurdacı mı, hurda satan bir sanatçı mı? | Open Subtitles | رجل الخردة الذي يبيع فن أو الفنان الذي يبيع الزبالة ؟ |
Bana kalırsa, toplumumuzda bir sürü de aç sanatçı var. | Open Subtitles | أود أن أقول مجتمعنا لديه الكثير من الفنانين يتضورون جوعا |
O bir sanatçı. Kuru çürük var diyorsa, kuru çürük var birader. | Open Subtitles | إنه فنان و إذا قال يوجد عفن الجفاف فكلامه صحيح, يا أخى |
Çok fazla makyaj yapıp kendini sanatçı sanan bir ucubesin sadece. | Open Subtitles | كنت مجرد نزوة الذي يرتدي الكثير من ماكياج ويعتقد أنه فنان. |
Ve sanırım, orası sanatçı olarak büyümek için... ...harika bir yerdi, çünkü el becerileri harika olan, acayip, renkli karakterler arasında büyüdüm. | TED | وأظنها كانت بيئة مناسبة لنمو فنان فقد كبرت وسط شخصيات غنية بالحياة تميزوا بمهاراتهم اليدوية |
Bu yüzden dünyadan 100... ...sanatçı kararlaştırıp buldum. | TED | فما كان مني إلا أن اخترعت مائة فنان من حول العالم |
O Avustralyanın yerlilerinden ihtiyar... ...bir sanatçı. | TED | وهو من السكان الأصليين لأستراليا وهو فنان أيضًا |
Kendimi kısmen sanatçı kısmen de tasarımcı olarak görüyorum. | TED | أنا أعتبر نفسي فنان جزئياً ومصمم جزئياً. |
sanatçı sıradan bir ofis gerecini alıyor ve modern iş dünyasında tuvaline yorumluyor. | Open Subtitles | يأخذ الفنان جزءًا مضجرًا من المكتب ويُحوله إلى لمحة عصرية تحوي فكرة معينة |
Bu sanatçı Michael Najjar tarafından çekilmiş bir fotoğraf ve gerçek, Arjantine gidip fotoğrafı çekme bağlamında. | TED | هذه الصورة لصاحبها الفنان ميشيل نجار وهي صورة حقيقية لقد ذهب الى الارجنتين لكي يصور هذه الصورة |
Merhaba. Bugün size sekiz projem hakkında kısa bilgiler vereceğim, Danimarkalı sanatçı Soren Pors ile ortak çalışmalarımız. | TED | مرحبا. اليوم، سأقوم بأخذكم في لمحات لحوالي ثمانية من مشاريعي، تمت بالتعاون مع الفنان الدانماركي سورين بورز. |
Bence sanatçı, hayatlarımızda gözardı ettiklerimizi gerçekten bize gösterebilir. | TED | أظن أن الفنان يمكنه تقديم أشخاص لم ننتبه إليهم من قبل |
İki üstün zekalı sanatçı bir araya geldiğinde anlaşmak zor olabiliyor. | Open Subtitles | الأمر صعب جداً عندما يلتقي إثنان من أذكى وأعقد الفنانين معاً |
Evet bir sürü sanatçı işe alıp teknoloji firması kurup inanılmaz bir sonuç elde edebilirsin. | TED | وأجل، يمكنك توظيف مجموعة من الفنانين وتقوم ببناء شركة تكنولوجية وتحصل على أرباح هائلة. |
Serbest bir sanatçı gibi davranıyor yanına kimseyi yaklaştırmıyorsun. | Open Subtitles | وتلعبين دور الفنانة المترفّعة ولا أحد يجروء على الاقتراب منك |
Ödlek biri değil ama biraz sanatçı gibi bir şey. | Open Subtitles | إنه قبل كل شيء طفل, ولا أدّعي أنه خواف أو جبان إنه فنّان |
Ve burada gördüğümz şeyin açıklaması da Marc Chagall'ın Nazi Almanyası'nda Yahudi bir sanatçı olmaından kaynaklanıyor. | TED | وبالطبع، ما ترونه هو حقيقة كون مارك شاغال فنانا يهوديا في ألمانيا النازية. |
Kendi kendime sanatçı olmaya karar verdim, ve 10 yıl boyunca resim yaptım, sonra da Hindistan'a gitmek için Fulbright Bursu aldım. | TED | فاعتمدت على نفسي لكي اكمل مسيرتي الفنية لقد رسمت لنحو عشر سنوات وذات يوم عرض علي رحلة الى الهند |
Bugün sizlerle İranlı bir sanatçı olarak İranlı kadın bir sanatçı olarak sürgünde yaşayan İranlı kadın bir sanatçı olarak verdiğim mücadeleyi paylaşacağım. | TED | القصة التي أريد أن أشاركها معكم اليوم هو تحدي كوني فنانه إيرانية، كفنانة إيرانية، كفنانة إيرانية، تعيش في المنفى. |
İki yıl önce, Avrupa'daki İslami sanatın 100. yılını kutlamak için bir sanatçı olarak davet edildim. | TED | قبل سنتين تمت دعوتي للمشاركة في معرض يحتفي بمئة سنة من الفن الإسلامي في أوروبا. |
Öyle resim satan cinsten sanatçı değil. Grafik sanatçısıyım. | Open Subtitles | ليس مثل الفنّان الذي يبيع لوحات وأشياءاً كهذه، أنا فنّانة تخطيطية |
Hemen şimdi sanatçı olamamamız için yüzlerce neden vardır. | TED | يوجد مئات الأسباب حتى لا نكون فنانين الآن. |
Kıskanıyoruz, kötü insanlar olduğumuzdan değil, ama içimizde kilitlenmiş bir sanatçı olduğundan. | TED | نغار، ليس لأننا أشرار، لكن لأننا نملك فنانون صغار محبسوين داخلنا. |
Hele bir sanatçı bunu başka bir sanatçıya yaptığında sanki bunu başkasına aktarmak zorunda hissedersiniz. | TED | وحين يقوم فنان بذلك لفنان آخر، تحس وكأنك مجبر على تمرير ذلك. |
sanatçı kulaklıkların duvara asılmasını veya boş bir kutuya konulmasını öneriyor. | Open Subtitles | الرسام يقترح على المستمعين الرسم على الحائط أو في برواز فارغ. |