Çünkü birini öldürdüğünü sandığını öğrenmemden korktun. | Open Subtitles | حسناً، لأنك خائفة لو اكتشتف الأمر وأنكِ كنت تعتقدين أنكِ قتلت احداً |
Hâlâ burada çalıştığını sandığını söyleme bana. | Open Subtitles | لا تخبريني أنكِ لازلتِ تعتقدين أنكِ تعملين هنا |
Bana iltifat ettiğini sandığını biliyorum ama onlara karalama demek aşağılayıcı. | Open Subtitles | أعلم أنك تظنين انك تمدحينني لكن بدعوتهم خربشات تكون إهانة |
Ona yardım ettiğini sandığını biliyorum ama etmiyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنك تظنين أنك تساعدينه ولكنك لا تفعلين ذلك |
Şanslı olduğunu sandığını söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني بأنك ظننت نفسك محظوظاً |
Bütün Amerikalıların çoktan gittiğini sandığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يعتقد أن كل المواطنين الأمريكان قد رحلوا بالفعل |
Şimdi, bak; kendini odadaki en zeki insan sandığını biliyorum ve buna saygı da duyuyorum, çünkü ben de kendim için böyle düşünüyorum ama söylediğim şeyleri dinlemek zorundasın. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تظنين أنكِ اذكى شخص في هذه الغرفة و أنا أحترم ذلك لأنني أظن نفسي كذلك لكن عليكِ أن تستمعي لما سأقوله |
Birilerini nasıl dolandıracağını bildiğini sandığını biliyorum ama bu insanların parasını çalmak büyük bir suç. | Open Subtitles | أعلم أنك تظن نفسك محترف، لكنها جريمة عظمى أن تسرق مال هؤلاء. |
Kendini Avcı sandığını biliyorum ve sebebi de... | Open Subtitles | أنا أعرف فقط أنكِ تعتقدين أنكِ مُبيدة |
Ben dışarıdayken, sen de ameliyat masasına düşebilirsin bütün bunlar yaşanmadan önce, bana ne gördüğünü sandığını söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | قد ينتهي الأمر بكِ على طاولة عملياته .وأنا قد أُطرد من عملي لذا قبلَ أن يحدث ذلك أريدكِ أن تخبريني ما الذي تعتقدين أنكِ رأيتيه |
İkisini de sevdiğini sandığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم انكِ تعتقدين أنكِ تحبيهم سوياً |
Kendini yok edilemez sandığını duydum Sara. | Open Subtitles | سمعت أنك تظنين نفسك الرجل الذي لا يقهر |
Nerede olduğunu sandığını bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم أين ظننت نفسك |
Dört böbreği olduğunu sandığını bilseniz iyi olur. | Open Subtitles | ربما تريدين الملاحظة للعلم أنه يعتقد أن لديه أربعة كلى |
Chicago'yu aradım ve Kohn'un üstünün onu Oregon'da tatilde sandığını öğrendim. | Open Subtitles | اتعلم ، اتصلت بـ"شيكاغو" و المشرف لـ(كون) يبدو أنه يعتقد أنه في عطلة في "أوريغون" |
Sadece-- ...bunun belki de aşk olduğunu sandığını bilmemim çok etkisi var. | Open Subtitles | إنه فقط... هنالك الكثير لعمله مع معرفة أنكِ تظنين أن هذا قد يكون حباً. |
Ne gördüğünü sandığını biliyoruz bir şeyler ve bu harika. | Open Subtitles | ...نعرف أنكِ تظنين أنكِ رأيتِ شيء ما.. وهذا عظيم |
Sürpriz. Kızımı Kubbe yüzünden kaybettiğimi sandığını biliyorum ama çok öncesinde gitmişti o. | Open Subtitles | مفاجأة، أعلم أنك تظن أني فقدتها بسبب القبة |
Kendini Noel baba sandığını biliyorum, ama değilsin. | Open Subtitles | أعلم أنك تظن بأنك سانتا ولكنك لست كذلك |
Hayır, istediğini sandığını biliyorum ama... | Open Subtitles | لا، أعرف أنكِ تظنين أنكِ تريدين ذلك، لكن... |