ويكيبيديا

    "sandalyede" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الكرسي
        
    • كرسي
        
    • كرسيّ
        
    • الكرسى
        
    • المقعد
        
    • كرسى
        
    • بالكرسي
        
    • الكرسيّ
        
    • بكرسي
        
    • الكراسي
        
    • الكُرسي
        
    • كُرسي
        
    • بالكرسى
        
    • مقعدة
        
    • قبل أن يعجز
        
    Sizin o sandalyede yaptığınız, o adamın sözleriymiş gibi bir şeyler yazmak. Open Subtitles الذي تعمله في قعودك على هذا الكرسي هو وضع الكلمات في فمه
    Git sandalyede otur. Sol gözünü bununla kapat ve buraya bak. Open Subtitles إجلسي على الكرسي ، غطي عينك اليسرى بهذا و إنظري هنا
    Kaç defa o sandalyede oturup, sanat programı ile ilgilenmediğim için şikayet ettin. Open Subtitles كم مرةً جلست على على هذا الكرسي متشكياً لعدم أهتمامي ببرنامج الفنون ؟
    New York City'de, tekerlekli sandalyede olduğunuz için sizi almayı reddeden bir otobüsü durdurmak için kaç insan gerekir? TED كم عدد الأشخاص القادرين على إيقاف حافلة في مدينة نيويورك حينما يرفضون أن تدخلوا الحافلة لأنكم على كرسي متحرك؟
    Diğer türlü bir insan sandalyede oturduğunu sanıp boynunu kırabilir. Open Subtitles وإلا يستطيع أي شخص أن يجلس على كرسي ويكسر عنقه.
    Saadece, benden mesaj gelene kadar onu sandalyede tut, yeter! Open Subtitles فقط أبقيه جالساً على الكرسي حتى أرسل لكِ رسالة نصيّة
    2 gün önce o sandalyede kim oturuyordu bilmek ister misin? Open Subtitles أتريد معرفة من كان يجلس على ذلك الكرسي قبل يومين ؟
    Kim kalmak isterse ya sandalyede oturacak ya da yatakta uyuyacak. Open Subtitles من يريد البقاء فسيجلس على الكرسي . أو سينام على الأرض
    O sandalyede bir adam oturur. Neredeyse her zaman erkektir. Open Subtitles رجل يجلس على هذا الكرسي انه دائما ما يكون رجل
    Dur biliyorum. Tekerlekli sandalyede oturan annesiyle çekilmiş fotoğrafla değiştirmişler. Open Subtitles أعرف، لقد تمّ إستبدال الصورة بصورة أمه وهي على الكرسي.
    Görevde olduğun sürede şu sandalyede oturursun ve hiçbir şeyden anlamazsın. Open Subtitles إلا إذا توليّت مكتبا، وجلست على ذلك الكرسي فلن تستطيعي الفهم
    Bu demek oluyor ki, sandalyede oturan adam, çoktan ölmüştü. Open Subtitles لذا هذا الضابط كان ميت عندما رآيته في كرسي المعوّقين.
    Benim yüzümden hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda. Open Subtitles إن حياته تذهب على كرسي متحرك وكل هذا على حسابي.
    - Harika, Peter. Tekerlekli sandalyede olmayan azınlıktan biri olacağım kimin aklına gelirdi? Open Subtitles من كان يظن أنني سأكون من القليلين الذين لا يجلسون في كرسي متحرك؟
    Sırf ömrünün kalanını tekerlekli sandalyede geçirecek diye ölmek istediğine inanmak çok zor. Open Subtitles صعب تصديق أنها أرادت الموت فقط لأنها كانت ستقضي حياتها في كرسي متحرك
    En son oynayamadığı ve tekerlekli sandalyede olduğu zamanı hatırlıyor musun? Open Subtitles حسناً,أتذكرين آخر مرة لم يستطع فيها اللعب وكان على كرسي متحرك
    Sert bir sandalyede tüm gün senin parmak ucunda dönmeni izlemek eğlenceli sayılmazdı. Open Subtitles الجلوس على كرسي صلب طوال اليوم أراقبك تدورين لم تكن فكرتي من المرح
    Adaya gelmeden dört yılınıö tekerlekli sandalyede geçirdiğini, ve nasıl sona erdiğini biliyorum. Open Subtitles أعرف أنّك قضيّت الـ4 سنوات الأخيرة قبل وصولك للجزيرة على كرسيّ متحرّك و أعرف كيف انتهى الأمر
    Şu sandalyede otururken ne dediğini hatırlamıyor musun? Open Subtitles ألا تتذكر عندما كان يجلس على ذلك الكرسى : وكان يقول
    Birimiz sandalyede oturur, ona doğru dramatik bir şekilde döner. Open Subtitles يجلس أحدنا على المقعد ويستدير فجأة ليلتفت إليه بنظرة جادة.
    Şuradaki hasır sandalyede oturan yaşlı adamdı. Open Subtitles لقد جلس الرجل العجوز هناك على كرسى البامبو
    Louisiana'da elektrikli sandalyede idam edilmiş, öyle değil mi? Open Subtitles تم إعدامه بالكرسي الكهربائي في لويزيانا, أليس كذلك؟
    Şey... Anlaşılan şu "sandalyede Mumya" karmaşık bir oyun. Open Subtitles من الواضح أن لعبة الأم على الكرسيّ لعبة معقدة جداً
    Ama bana ev arkadaşımı geri getirmezsen senin kıçını tekmelerim, sandalyede ya da sandalyesiz. Open Subtitles ولكن إن تلاعبت بأفكار فتاتي الساذجة فسأسحق مؤخرتك ، بكرسي متحرك أو بدونه
    Tekerlekli sandalyede iyileşmek için dua eden insanların elini tuttum. TED أمسكت أيدي أصحاب الكراسي المتحركة أصلي من أجل شفائهم.
    Yarından itibaren, bu sandalyede başka biri oturacak. Open Subtitles بالغد، سيكون أحد آخر يجلس في هذا الكُرسي.
    Bir köpeği var ve eski bir sandalyede oturuyor. Open Subtitles لديه هذا الكلب وهو يجلس على كُرسي قديمَ ..
    Windsor 1939'da elektrikli sandalyede öldü. Open Subtitles ويندسون" مات بالكرسى الكهربائى" . عام 1939
    Tekerlekli sandalyede olmayacak koltuk değneği ve beyaz saç da olmayacak. Open Subtitles لا يمكن أن تكون مقعدة ليست عجوزة ولا لديها شعر رمادى
    Kimbilir kaç, onlarca sağlıklı yılı tekerlekli sandalyede felçli geçecek 4-5 yıl ile takas ediyorlar. Open Subtitles يقايضان فتاة ستعيش عقوداً من الحياة الهانئة مقابل فتى أمامه 4 أو 5 أعوام قبل أن يعجز عن الحركة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد