Çünkü bir saniyeliğine olsun artık kendimi suçlu hissetmeyeceğimi sandım. | Open Subtitles | لأنّي فكرتُ لثانية أنّي ليس عليّ الشعور بالذنب بعد الآن |
Bir saniyeliğine ekranda gözükecek ve siz de tahmininizi söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | سأعرضها على الشاشة لثانية واحدة وأريدكم أن تخبروني ما هي |
Bir saniyeliğine sakin olursan sana bir şey söylemek istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | هلا تهدأين للحظة واحدة ؟ لأنّني أريد أن أخبركِ بشيء، حسناً ؟ |
Bir saniyeliğine ayrıldı, buraya geleceğini sandım... ve sonra da arabaya geri döndü. | Open Subtitles | خرج للحظة وظننت لوهلة أنه قادم باتجاهنا ثم عاد للسيارة أعتقد أنه ثمل |
Bir saniyeliğine düşünmenizi istiyorum. Düşündüğünüz, üzerinizde çalıştığınız bir konu hakkında. | TED | أريد منكم أن تأخذوا ثانية وتفكروا بمسألة تشغل بالكم، تعملون عليها. |
Ah, Bir saniyeliğine de olsa, gerçekten bize katılmasını istemiştim. | Open Subtitles | لثانية هناك , أنا في الحقيقة أردته أن ينضم إلينا |
Uçuş, bir saniyeliğine telsiz bağlantısı sağladım ama sonra yine koptu. | Open Subtitles | يا مدير الطيران، وردني اتصال لا سلكي لثانية ثم فقدته مجددًا. |
Şimdi bir saniyeliğine kendinizi Avustralya kırsallarında hayal edin. | TED | تصوروا أنفسكم لثانية في قلب الأدغال الاسترالية. |
CA: Okey, bir saniyeliğine benimle gel çünkü sana daha özel bir sorum var. | TED | كريس: حسنًا تعال معي هاهنا لثانية لأنني سأطرح عليك سؤالاً شخصيًا. |
Bir saniyeliğine benim de buraya bir kız getirebileceğimi hiç düşünmedin mi? | Open Subtitles | الم تفكر فى ذلك للحظة واحده اننى ربما احضر بنت الى هنا؟ |
Ama bir saniyeliğine bile bunu da almayacağımı ve uyurken sana marsmallow atmayacağımı düşündüysen tanıdığım en salak kadınsın. | Open Subtitles | ولكن لو فكرتي للحظة واحدة لن أستطيع الحصول علي قاذف المارشميللو هذا لكي أستطيع أن أصيبك في وجهك بالمارشميللو |
Bilmiyorum, ama bazen hayat seni oturttuğunda bir saniyeliğine ayağa kalkmalısın. | Open Subtitles | لا اعلم، لكن احيانا لما تظلمك الحياة عليك ان تنهض للحظة |
Eğer o 12.000 sandalye beni deliye döndürdüyse ve delice sayısıyla, sadece bir saniyeliğine bir milyon insanı düşünmenizi istiyorum. | TED | إذا كانت 12,000 كرسي ترعبني .. فمع هذا الرقم الكبير ، أريدكم فقط أن تفكروا للحظة بمليون إنسان. |
Bir saniyeliğine bile, Klorel'i çıkmaya ikna etmeye geldiğini düşünmedim. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد لمدّة ثانية أنه سيأتى لمناقشة الأمر هنا |
6 EKİM GÜNÜ TÜM DÜNYA 2 DAKİKA 17 SANİYELİĞİNE BİLİNCİNİ KAYBETTİ. | Open Subtitles | في السادس من أكتوبر فقد سكان الكوكب وعيهم لمدّة دقيقتان و17 ثانية |
6 EKİM GÜNÜ TÜM DÜNYA 2 DAKİKA 17 SANİYELİĞİNE BİLİNCİNİ KAYBETTİ. | Open Subtitles | في السادس من أكتوبر فقد سكان الكوكب وعيهم لمدّة دقيقتان و17 ثانية |
Düşün, sadece bir kaç saniyeliğine, adamın neden vurulmadığını düşün. | Open Subtitles | فقط لبضعة ثوانٍ حول لمَ لا يصاب المرء أبداً |
Dinle Amy. Şu sert kız ayağını 5 saniyeliğine yuttum. | Open Subtitles | اننى لن اتحمل روتين الفتاة العنيدة هذا ولو لخمس ثوان |
Ona ders vermek için bisikleti aldım sonra bisikleti bir saniyeliğine başıboş bırakınca biri bisikleti yürüttü. | Open Subtitles | لذا، لأعلّمه درساً، أخذتُ درّاجته و مِن ثمّ حدث أمر غريب حدث و ضعتها أرضاً لدقيقة فسرقها احدٌ منّي |
Nasıl oldu bilmiyorum, Sandy ama sadece bir saniyeliğine dışarı çıktık, ve onlar ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لا أعرف كيفَ قاموا بها تسكعنا في الخارج للحظات ومن ثمّها اختفوا |
Yani bugün, telefonunuzda bir bilgisayar var, ancak karmaşık bir araştırma yapmak üzere birkaç saniyeliğine 10.000 tane bilgisayara ihtiyaç duyarsanız, bulutta bir-iki saniyeliğine buna erişebilirsiniz. | TED | الآن، وأعني اليوم، تمتلك حاسوبا في هاتفك، ولكن لو تحتاج الى 10,000 كمبيوتر لثوانٍ معدودة لعمل بحث معقد، يمكنك الوصول إليه لثانية أو ثانيتين فى السحابة. |
Hatırladım. Onu izliyorduk. Sonra teması 30 saniyeliğine kaybettik, nedenini asla bulamadık. | Open Subtitles | أتذكر , كنا نرصده , لقد فقدنا الإتصال حوالي 30 ثانيه ولم نستطع معرفة لماذا |
İki saniyeliğine garip hissedeceksin, iki gün hıçkırık çekmekten iyidir. | Open Subtitles | سيشعرك هذا بالغرابة لثانيتين لكن هذا أفضل من الفهاق ليومين |
Bana bir iyilik yapıp direksiyona bir saniyeliğine geçer misin? | Open Subtitles | فقط تولي عجلة القياده لثواني تولي عجلة القياده؟ شكرا لك |
Onu sadece bir saniyeliğine gördüm, ama, kalbim hızlandı, zaman durdu. | Open Subtitles | لقد رأيتها فقط لثانيه ولكن يارجل , لقد توقف قبل عندها |
Hadi çıkar, sorun yok. Sadece bir saniyeliğine duracağız. | TED | قومي بنزعها بنفسك. أنت بخير. سوف نتوقف لبرهة |
Anahtar bir şekilde onu birkaç saniyeliğine bizim uzay ve zaman aralığımıza getiriyor. | Open Subtitles | لبضع ثوانى داخل وقتنا وفراغنا كيف هى بقية الوقت خارج وقتنا وفراغنا؟ |