saplantı konusunda bayağı bilgilisiniz. | Open Subtitles | أعتقد أنك تفهم جيدا معنى الهوس بالرغم من تظاهرك بجهله |
Montaigne demiş ki saplantı dahiliğin ve deliliğin kaynağıdır. | Open Subtitles | مونتين قال الهوس بفكرة هو منبع للعبقرية وللجنون |
Biliyor musun Sydney, burada yaptığımız iş Rambaldi'nin kim olduğunu, ne üzerinde çalıştığını anlamak benim için bir saplantı oldu. | Open Subtitles | أنتى تعرفين ياسيدنى أن العمل الذى نفعله هنا لمعرفة من كان رمبالدى,ماذا كان يحاول أن يفعل لقد أصبح هوس لى |
Ya adamımız bir kilise işinde filan onu tanımış ve saplantı yapmışsa? | Open Subtitles | ماذا لو رجلنا يعرفها من الكنيسة، أو العمل، أو شيء من هذا، وانه مهووس بها؟ |
Ayrıca, kadın çığlıklarını da saplantı yaptım. | TED | من جهة أخرى، أصبحت مهووسة بصراخ الأنثى. |
Böyle bir saplantı insana yapmayacağı, normalde yapamayacağı şeyleri yaptırır. | Open Subtitles | هاجس مثل الذي يجعلك تفعل أشياء من هذه المدة , من شأنه أن لا , والتي يمكن أن عادة لا. |
Sahibi 1894'de, pula sahip olmayı saplantı yapmış bir rakip kolleksiyoner tarafından öldürülmüştü. | Open Subtitles | فى عام 1894 قُتل المالك .... بواسطة جامع منافس والذى كان مهووساً بإمتلاكه |
Evinize gidin, bu şeyi unutun. Bir saplantı görüyorum. | Open Subtitles | ارجع لبلدك وانس الموضوع يمكنني تمييز الهوس |
Bu onu öldürüyor. Yönteminizi bulmayı bir saplantı haline getirdi. | Open Subtitles | بل يقتله ولهذا اصابه الهوس بمعرفة اسرارك |
Bir zamanlar bilge biri bana saplantı için toy insan işidir demişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني رجل حكيم مرة أن الهوس ، أمر الرجال الشباب |
Bir sihirbaz bir keresinde bana saplantı gençlere göredir demişti. | Open Subtitles | لقد اخبرني رجل حكيم من قبل ان الهوس لعبة الرجال الصغار |
Ateşli silahlara saplantı, karşılanmamış cinsel iştahın bir işareti olabilir. | Open Subtitles | الهوس بالأسلحة النارية يمكن أن يكون أشارة غير مباشرة للشهوة الفطرية |
O ve ben buna saplantı diyoruz. Bütün filmleri gördün mü? Evet. | Open Subtitles | لا أحب أن أطلق عليه هوس هل رأيت كل الأفلام ؟ |
Son kaçırdığı kişi Flynn'i saplantı yapmış halde ve Flynn'in de ona aşık olduğunu düşünüyor olabilir. | Open Subtitles | جاني يعاني من حالة هوس شبقي انه مهووس بـ فلين أخر من خطفهم |
Bu güç duygusu giderek ikinci dereceden hastalıklı bir şiddet isteğine dönüştü, ve çok geçmeden bir saplantı haline geldi. | Open Subtitles | هذا الشعور بالقوة, تطور تدريجيا الى مذاق مميت للعنف الثانوى والذى سريعا ما تحول الى هوس |
Bu adam kızkardeşini saplantı yapmış Tanrı bilir ne zamandır. | Open Subtitles | لقد كان هذا الشخص مهووس بأختكِ مدة لا يعلم بها إلا الله |
O tabloyu şahsen hiç görmemiş olmasına rağmen Bacon onu öylesine saplantı haline getirmiş ki içgüdüsel olarak sürekli aynı resmi yapıp durmuş ama her kopya bir öncekinden daha korkunç olmuş. | Open Subtitles | على الرغم من أنى لم رأى هذه اللوحة شخصياً أصبح بيكون مهووس جداً بها لدرجة أنه رسمها مراراً وتكراراً رغماً عنه |
Harlequin aşk romanlarını okuyor saplantı haline geldi. | Open Subtitles | كانت تقرأ تلك الروايات الرومانسية مؤخرا وهي مهووسة بها |
Huysuz bir genç, adamın birini saplantı haline getirmiş kardeş ve fazla içen bir kardeş. | Open Subtitles | مراهق عابس أخت مهووسة برجل ما وأخ يشرب الكثير |
Telefondaki gizemli kadın, bende saplantı haline gelmişti. | Open Subtitles | كان هاجس أنا مع بعض امرأة سر على الهاتف. |
Ama ne kadar garip ki, nefret ettiğin bir kadını sanki onu sevmişçesine saplantı haline getiriyorsun. | Open Subtitles | أن تصبح مهووساً بإمرأة تكرهها كما لو أنك تحبها |
Her köşede bulabileceğin şeylerdi, ve saplantı haline geldi. | Open Subtitles | والتي تجدها عن كل زاوية ،وأصبح الامر هوساً |
Ama bu aptalca saplantı o gün karısını almak yerine işe gitmesine yol açtı. | Open Subtitles | ذلك الهاجس الغبي الذي جعله يرحل في ذلك اليوم بدلاً من اصطحابه زوجته |
Ben kesinlikle neyin ters gittiğini bulmaya çalışırım ama bunun saplantı olduğunu pek sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً, انا احاول بالتأكيد اكتشاف الخطأ الذي جرى ولكني لا أظن بأنني اصبح مهووسه |
1760. Desmond Delacroix Wicker Lane'de 37 yıl geçirdikten sonra öldü. Hikâye onun ölümsüzlüğü bir saplantı haline getirdiği ve kara büyü yaparak kölelerini buna ulaşmada kullandığından bahsediyor. | Open Subtitles | 1760 مات ديزموند ديلاكروي بعد قضائه 37 عاما على ملكية ويكر وتقول القصة انه كان مهووسا بالحياة الابدية وانه استخدم عبيده |
Pekala tek yönlü düşünce ne zaman saplantı haline dönüşür? | Open Subtitles | متى تتحوَّل مرحلة التفكير إلى هَوَس كُلّي؟ |
saplantı içinde, seni sorumlu kılıyordu çok sevdiği birisinin ölümüyle ilgili olarak. | Open Subtitles | إنه يتخيل أنك المسئول عن موت شخص قريب منه وعزيز عليه |
Bu işin sende saplantı haline gelmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تسمحي لتلك الوظيفة بأن تستحوذ عليك كثيراً |