satışlarını reklam vererek değil dikkate değer bir şey yaparak katlamışlardı. | TED | لم يقوموا بمضاعفة مبيعات ثلاثة مرات عبر الإعلانات، لقد قاموا بمضاعفتها بفعل شئ ملحوظ. |
Keyfine bak. Ben gidip unlu mamül satışlarını konrol etmeliyim. | Open Subtitles | استمتع, عليّ التحقق من آخر وجبات مبيعات الخبز |
Telaş, viski satışlarını azıcık arttırsa da... fahişeler müşteri kaybeder. | Open Subtitles | قد يؤدي التوتر إلى رفع مبيعات الويكسي ولكن تجارة الدعارة تتراجع |
Michael ve ben konuşuyorduk da müşterilerinle yüz yüze biraz daha fazla zaman geçirirsen satışlarını arttırabilirsin. | Open Subtitles | كما تعلمين، انا ومايكل كنا نتحدث عن انه لو كان بإمكانك التعامل بمواجهة زبائنك لمدة اطول، لتطوري مبيعاتك. |
Manmeet, hafta sonuna kadar satışlarını arttırmazsan sevi kovmak zorundayım. | Open Subtitles | مانميت ? ان لم ترفع مبيعاتك بحلول نهاية الاسبوع يجب علي أن اطردك |
İşte bu yüzden. Güvenlik satışlarını önlemek için geçici yükselişler. | Open Subtitles | لهذا السبب، ارتداد مُؤقت لمنع خاصيّة الحماية ضدّ الفشل من التدخّل. |
Güvenlik sistemi satışlarını patlatmak için "Şarbon saldırısı" bizim biletimiz. | Open Subtitles | "مؤامرة جمرة خبيثة" هي تذكرتنا لقفزة في مبيعات أنظمة الحماية |
Rose'un son 24 saatteki satışlarını inceledim. | Open Subtitles | أنا أَذْهبُ على روز مبيعات لل24 ساعة الماضية. |
Evet, hatta bazen birisi müşteriyi beklemeye alınca onların satışlarını da çalıyorsun. | Open Subtitles | آجل ، أحياناً أنتِ حتي تأخذِ مبيعات الناس الاخرين عندما يضعوا العملاء علي الانتظار |
Pancar satışlarını ikiye katlamanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود طريقة لمضاعفة مبيعات الشمندر |
Bunun en mantıklı cevabı, kitabın satışlarını arttırmak ve gündeme oturması için yapılan, reklam amaçlı bir olay gibi görünüyor. | Open Subtitles | أليس هذا هو التفسير الأكثر منطقيةً أن كل ما حدث مجرّد حيلة من أجل الدعاية، وسيلة لصنع عناوين للرفع من مبيعات كتابك؟ |
Bak ne diyeceğim, içki satışlarını da dahil edeceğim. | Open Subtitles | ساخبرك بامر ما سوف أعطيك كامل مبيعات الخمور، |
Otomobille ilgili değil bu. Araba satışlarını unut. | Open Subtitles | إنها ليست ألعوبة شركات سيارات تجاهل مبيعات السيارات |
Voulez satışlarını arttıracağına ikna olmuş. | Open Subtitles | إنّها مقتنعة بأنّ ذلك سيدعم من مبيعات "فوليه" |
Bugünlerde Lana Lang'in özel yaşamı gazete satışlarını ne kadar arttırıyor? | Open Subtitles | كم زادت حياة (لانا لانغ) الشخصية من مبيعات الصحف هذه الأيام ؟ |
Ross Ulbricht'in tutuklanması ve İpek Yolu'nun kapatılması karanlık internetteki uyuşturucu satışlarını hiç aksatmadı. | Open Subtitles | لم تفعل شيئا لإعاقة مبيعات المخدرات على شبكة الانترنت المظلم . . العديد من الأسواق الجديدة ظهرت على الفور . . بما في ذلك إعادة إطلاق طريق الحرير نفسه . . |
Bugün Mary'nin satışlarını gördükten sonra, Jacqui'nin de aşağı yukarı aynısını yaptığını farz edersek, restoranın gelirinden çok etkilendim. | Open Subtitles | بعد رؤية مبيعات (ماري) لليوم وعلى افتراض أن (جاكي) بنفس الاداء أعجبت بمدخولات المطعم |
Ben de senin satışlarını yardımcı olsun diye bir tane aldım. | Open Subtitles | إبتعت واحدة لكى أرفع من مبيعاتك |
Ben de senin satışlarını yardımcı olsun diye bir tane aldım. | Open Subtitles | اشتريت واحدة لدعم مبيعاتك |