"satıcısı" - ترجمة من تركي إلى عربي

• تاجر
• بائع
• مروج
• تاجرة
• موزع
• بائعة
• يبيع
• كبائع
• البائع
• مروجي
• مروّج
• لتاجر
• كتاجر
• بتاجر
• وتاجر

Sana uyuşturucu satıcısı demiyorum, ama sen bir film yapımcısısın.
أنا لا أقول أنك تاجر مخدرات و لكنك منتج سينمائي

Yoluna çıkan insanları katletme alışkanlığı bariz olan uyuşturucu satıcısı.
تاجر مخدّرات له عادة جليّة بقتل الأشخاص الذين يعترضون طريقه

Bir silah satıcısı Moskova dışındaki bir mezarlıkta ölü bulundu.
تم العثور على تاجر سلاح ميتا في مقبرة خارج موسكو.

5 ölü adamın da tek bir ortak satıcısı varmış.
تبين أن كل الضحايا الخمسة كان لديهم بائع واحد مشترك

Dört gece önce intihar ettiği öne sürülen tasarlanmış ilaç satıcısı.
بائع مخدّرات مركّبة متجوّل والذي انتحر، كما يُزعم، مذ أربع ليالٍ.

kötü çocuk, uyuşturucu satıcısı, bütün iyi kızları çılgına çeviren çocuk?
الولد السيء مروج المخدرات الذي يقود الفتيات الجيدات نحو الجنون ؟

Uyuşturucu satıcısı olabilirim ama zimmetine para geçiren biri değilim.
ربما أكون تاجرة مخدرات لكنني لستُ مختلسة

Ve Kamboçya'daki en havalı ikinci el araba satıcısı olacağım.
وسأغدو تاجر سيارات مُستعملة رائع هنا في مدينة سايم ريب

O bir uyuşturucu satıcısı ise oğlunuz bunu size söyler miydi?
هل سبق و أن أخبرك إبنك أنه كان تاجر مخدرّات ؟

Silahı kime sattığını önemsemeyen derin bir web silah satıcısı.
تاجر سلاح من الشبكة العميقة لا يكترث لمن يبيع السلاح

Iraklı bir silah satıcısı için silah kaçıran bir kuzeni vardı ve yakındılar.
كان أحد أقاربه يهرب الأسلحة من أجل تاجر سلاح عراقي، و كنا مقربين.

Geçen hafta bir uyuşturucu satıcısı bu adamlara kişi başı 40,000$ verdi.
الأسبوع الفائت تاجر مخدرات تم القبض عليه بعدما حصل أولئك الأشخاص على مايريدون ـ40000 لكل واحد

Çocuklarını emzirmek istediğim, sevdiğim adam nasıl eroin satıcısı olabilir?
كيف يكون الرجل الذي أحببت وأردت أن أنجب أولادي منه وأرضعهم تاجر هيروين؟

Tarih bölümünde okumuş. Çalışmayı bırakmış. Detroit'te araba satıcısı olmuş.
تخصص بالتاريخ، ثم توقف عن الدراسة وأصبح تاجر سيارات في ديترويت

Bir Gangster, uyuşturucu satıcısı, bulaşmak istemeyeceğin bir tip...
رجل عصابات و تاجر مخدرات من النوع الذي لا تريده أن يلاحقك

Las Vegaslı içki satıcısı, Alan Marciano.
انه تاجر كحوليات مرخص من لاس فيجاس.. الان مارسيانو

Ondan önce de ateş püskürten hotdog satıcısı olan bir şey...
ثم قبل ذالك كان بائع السجق الذي اتضح انه نافث للهب

Çok garip çünkü Aidan da şarap satıcısı numarası yapıyor.
هذا طريف للغاية , لأن ايدن تظاهر بأنه بائع نبيذ

Beyaz Mike'ı arayabilir ama o da bir uyuşturucu satıcısı.
كان يستطيع أن يتصل بوايت مايك , لكنه مروج مخدرات

Evet, Uyuşturucu işi için. Annen bir uyuşturucu satıcısı.
نعم ، إنها في عمل خاص بالمخدرات أمك تاجرة مخدرات

Uyuşturucu satıcısı vuruldu,... bu o kadar da şaşılacak bir şey değil.
موزع مخدرات يتلقى طلق ناري، سأتخطى حدودي قليلا وسأقول ان ذلك شيئ متوقع حدوثه.

Shakuntla, şehir gangsterleri tarafından haraca bağlanmış bir pazar satıcısı.
شاكنُتلا , بائعة في السوق المحلية مرهوبة من عصابات الشوارع

Bu oyunda, açıkça Kleon ile alay etti. Kleon'u canlandıran karakteri, şehrin çıkışında bir sosis satıcısı olarak betimledi.
وفيها، سَخِر من كليون على العلن، حيث تنتهي بشخصية كليون كبائع نقانق وضيع خارج بوابات المدينة.

Eğer ben bir ayakkabı satıcısı isem ve sen bana ayakkabı satın almak için gelmişsen, benim işim bunun dışında konuşmak değildir.
وانت لا تريد ذلك؟ إذا أَنا حذاء البائع وأنت تَأتين لشِراء الأحذية، هو لَيسَ عملَي لإقْناعك بالعدول عنه

Diploması olmayan, serseri, uyuşturucu satıcısı ya da fahişe oluyor.
وسينتهي بهم الامر كمتسكعين او مروجي مخدرات او عاهرات

6 yıl önce ölene kadar dövdüğün uyuşturucu satıcısı hariç.
سوى مروّج المخدّرات الذي ضربته حتّى الموت منذ 6 أعوام.

Daha sonra silah satıcısı olan, eski bir çeçen ordu üyesi.
جندي سابق لجيش الشيشان تحول لتاجر اسلحة

Çünkü bir iş için, avukat olarak İsviçre'ye gittiğini söylemişti; ama şimdi silah satıcısı olarak Orta Amerika'da.
لأنه قال أنه ذاهب إلى سويسرا فى رحلة عمل كمحامى والآن هو فى أمريكا الوسطى كتاجر سلاح

Justin kaçırılmıştı. Ama bu uyuşturucu satıcısı veya ...davasıyla bir alakası olduğunu düşünmedim.
ولكنني لم أكن أعتقد أن ذلك كان له أي علاقة بتاجر المخدرات ذلك أو بمحاكمته

Lionel Hutz, yeni menajerin, koruman, yetkili olmayan biyografi yazarı uyuşturucu satıcısı, pardon koruyucu, uzak tutucu.
لايونيل هرتز، وكيل أعمالك الجديد، وحارسك الشخصي وكاتب السير المحظور، وتاجر المخدرات أبقها بعيداً