ويكيبيديا

    "satıyorlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يبيعون
        
    • تباع
        
    • يبيعونه
        
    • ويبيعون
        
    • يبيعوا
        
    • باعوا
        
    • لبيعها
        
    • سيبيعونها
        
    • إنهم يبيعونها
        
    • يبعونها
        
    • ويبيعانه
        
    • للبائعين
        
    • أنها تبيع
        
    • ثم يبيعونها
        
    Wetzel's Pretzels var ve sadece bir çeşit kurabiye satıyorlar. Open Subtitles حيث يوجد مخبز ويتزلز بريتزلز ولا يبيعون فيه سوى أوبسيز
    Yani kesinlikle çok tohum satma gibi ticari bir ilgi var fakat neyse ki çiftçilerin almak istediği tohumları satıyorlar. TED وحتماً هناك مصلحة تجارية ببيع الكثير منها لكن نأمل أنهم يبيعون البذار التي يريد المزارعون شراءها
    Milyonlarca insana 60 dolarlık milyonlarca ayakkabı satıyorlar. TED إنهم يبيعون ملايين الأحذية لملايين الأشخاص ب 60 دولارًا.
    Size sahte bir kimlik ve sahte pasaport satıyorlar. TED سوف يبيعون لك هوية مزورة، جوازات سفر مزورة.
    Balon, dondurma, yiyecek satıyorlar. Open Subtitles انظري إليهم ، يبيعون البالونات والكريمة المثلجة ، وشطائر اللحم
    İçki ve silahları kızılderililere satıyorlar. Open Subtitles ثم يعودون و يبيعون الأسلحة و المشروب الى الهنود الحمر
    İyi iş. Değiş tokuş yapan yerlerde bu tür malzemelerden satıyorlar. Open Subtitles يبيعون هذه النوع من المادة في سوق الأغراض المستعملة
    Bu berbat deodorantı satıyorlar ve kimsenin arkasında yazılanları okumayacağını düşünüyorlar ama bana yutturamazlar. Open Subtitles يبيعون مزيل الروائح الرديء هذا و يعتقدون أنه لا أحد يقرأ الكتابة الصغيرة، لكنّي أفعل ذلك
    Zengin insanlara veremi iyileştirmek için kan satıyorlar. Open Subtitles إنهم يبيعون الدماء للأغنياء لتعالجهم من السُل
    Maçta artık biftek te mi satıyorlar? Open Subtitles هل يبيعون شرائح اللحم في منطقة الجنود الان؟
    Söylemeyi unuttum. Bunları Anchorage'de bir mağazada satıyorlar. Open Subtitles نسيت أن أخبرك أنهم يبيعون هذة الأشياء فى المرفأ
    Pazartesi açıktı. Makineleri açık arttırma ile satıyorlar. Open Subtitles كان مفتوحا يوم الاثنين انهم يبيعون المعدات في المزاد العلني
    Hala mal satıyorlar ama. Hala çocukları zehirliyor ama. Open Subtitles مازالو يبيعون المخدرات ، وفتيانهم يطلقون النار هناك
    Kara ayıları vuruyorlar ve öd keselerini kara borsada satıyorlar. Open Subtitles إنهم يصيدون الدببة السوداء و من ثم يبيعون الأحشاء في السوق السوداء
    İçki ve silahları kızılderililere satıyorlar. Open Subtitles ثم يعودون و يبيعون الأسلحة و المشروب الى الهنود الحمر
    Ve bazın insanlar yaptıkları dizaynları marketlerde satıyorlar. TED وبالتالي بعض التصميمات التي يقوم بها الناس أنها في الواقع تباع في المتجر.
    Çünkü kahve demleme aparatı kullanıyorlar ki satıyorlar da sanırım. Open Subtitles لأنهم يستخدمون مكبس فرنسي و الذي أعتقد أنهم أيضاً يبيعونه
    onalrı bir çok propoganda ile satıyorlar. Open Subtitles والذين لا يوجد لهم نظرة ايجابية للحياة ويبيعون لهم الكثير من الدعاية
    Burada her şeyi satıyorlar. Open Subtitles إنهم يبيعوا كل شئ
    Uyuşturucuları sabun dükkanı üzerinden satıyorlar. Open Subtitles لقد باعوا المخدرات من خلال متجر لبيع الصابون
    Burada satıyorlar da. En kötüsünü alacağım. Ve ben yapmış gibi davranacağım. Open Subtitles هناك مكان هنا لبيعها , أختار أسوأها و أتظاهر بأنى من صنعها
    Ya internette iade edilen ürünleri yeniden satılmaları için satışa sunmaya çalışıyorlar ya daha ucuza başka bir iş ortağına satıyorlar ya da tasfiye edenlere. TED يحاولون عرض المردودات عبر النت لتُباع مرة أخرى إو سيبيعونها للشريك المنافس أو للمُصَفي.
    Nasıl? Bu albümleri yalnızca websitelerinde satıyorlar. TED كيف؟ إنهم يبيعونها فقط عبر موقعهم الإلكتروني.
    Durmaksızın dandik canavarlar üretip kartlara bastıktan sonra kutusunu 25 dolardan satıyorlar. Open Subtitles إنهم لا يفتأون يبتكرون وحوشاً تافهة ويطبعونها على بطاقات ثم يبعونها بسعر 25 دولار للقطعة
    Okullarda satıyorlar. Open Subtitles ويبيعانه في المدرسة
    Satıcılar büyük miktarlarda mücevher satın alıyor sonra onları sergide Joubert gibi perakendecilere satıyorlar. Mücevher sergisi nerede şimdi? Open Subtitles البائعون يشترون مُجوهرات بكميات كبيرة، ومن ثمّ يبيعونها بالمعرض للبائعين بالتجزئة مثل (جوبيرت).
    Biliyor musun, suratlarıyla tişörtler satıyorlar, Open Subtitles أنت تعرف، أنها تبيع القمصان وجهه على 'م،
    Bu evleri yok pahasına alıp, bir servete satıyorlar. Open Subtitles يشترون هذه المنازل للاشيء ثم يبيعونها بمبالغ كبيرة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد