ويكيبيديا

    "satarak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بيع
        
    • ببيع
        
    • تبيع
        
    • يبيع
        
    • ببيعه
        
    • بيعهم
        
    • بيعي
        
    • ببيعي
        
    • حيويّة ويبيعه
        
    • وبيع
        
    • بتجارة
        
    Ve bazı insanlar Lego alışkanlıkları için gereken parayı bu küçük şeyleri satarak karşılıyorlar. Fakat sonra geminize hiç kimse yok. TED وبعض الناس سيقومون بتمويل عادة الليغو خاصتهم عبر بيع الناشئين في هذا المجال. لكن بعد ذلك ليس لديك ناشئين يعملون معك.
    Ve bir kere başladığında da,... ..yaşamları satarak çok para kazanabileceğini keşfetti.. Open Subtitles حالما بدأ اكتشفت أنه يستطيع جني الكثير من المال من بيع الحياة
    Kurbanımız Internet üzerinden pahalı çizgi romanları alıp satarak bir servet kazanmış. Open Subtitles الضحية حقق ثروة من بيع وشراء القصص المصورة العالية القيمة على الإنترنت
    Bir arkadaşım telefonla uzun vadeli eşya garantisi satarak iyi kazanıyor. Open Subtitles لي صديق يجني ربحاً جيداً ببيع تأمين الأدوات الكهربائية عبر الهاتف
    çok para yapan insanlar kavramına karşı ise bir tepkimiz yok. Bilirsiniz, çocuklara şiddet içeren video oyunları satarak TED كما تعلم. انت تريد ان تكسب 50 مليون دولار ببيع العاب فيديو عنيفة للاطفال.
    Su ve meşrubat satarak geçiniyor ve cep telefonları için şarj kartları satıyor. TED تبيع الماء، وتبيع المشروبات الغازية وتبيع بطاقات التعبئة للهواتف المحمولة.
    O var! Veteriner değil ama hayatını koyun satarak kazanıyor. Open Subtitles هو هنا , هو ليس ببيطرياً لكنه يبيع الخرفان
    Tamam ama pantolon satarak para kazanıyorlar. Mark, bu nedir? Open Subtitles حسناً، لكنهم خططوا لربح المال من خلال بيع الملابس الداخلية
    Dinle, vaktini serserilere zehir satarak geçirmek istiyorsan bu senin sorunun. Open Subtitles أصغِ، إن أردت قضاء وقتكَ في بيع السم للخاسرين، فتلك شؤونك
    Düşünün bu yeni projemize başlamak için gereken sermayeyi sadece kurabiye satarak bile elde edebiliriz. TED لذلك نحن نتصور أننا في الواقع يحتمل أن تكون مضافة في مكان بيع الخبز لنبدا مشروع جديد
    Krallar onları satarak kendi imparatorluklarını genişletti ve komşu düşmanlarına karşı güçlendi. TED من خلال بيع العبيد زادت سطوة الملوك وعززت جيوشهم ضد الأعداء في المناطق المجاورة
    Esrar satarak zengin olamazdınız. TED لا يمكنك أن تصبح ثرياً من بيع القنب فقط.
    Ve şu kulübeden su satarak onların okula gitmelerini sağlıyor ve içerideki küçük dükkandan sabun ve ekmek satmak suretiyle. TED وترسلهم جميعاً الى المدرسة ببيع الماء من ذلك الكشك، وعبر بيع الصابون والخبز من داخل المتجر الصغير.
    Sokaklarda uyuşturucu satarak kazanacağınız yüzdelik 100-200 civarıdır. TED يمكن أن تربح حوالي مئة إلى 200 بالمئة من بيع المخدرات في الشارع.
    Ama daha az risk ya da ceza ile sahtelerini internette satarak 2.000 oranında bir yüzdeliğiniz olur. TED وبإمكانك ان تربح 2000 بالمئة من بيع المزورات على الانترنت بنفس القدر من المخاطرة أو العقوبة.
    Bu hisseleri Avrupa'daki liman ve kahvehanelerde satarak Hollandalı şirket, farkında olmadan dünyanın ilk borsasını icat etmiş oldu. TED ببيع تلك الأسهم في محال القهوة وموانئ الشحن عبر القارة، بذلك ابتكرت شركة الهند الشرقية الهولندية أول بورصة في العالم.
    - Uluslararasi karaborsada kalinti satarak grubunu finanse ettigini zannediyoruz. Open Subtitles نشك أنه يموّل بسبب ذلك ببيع الآثارِ المسروقة في السوق السوداء الدولية
    Büyükanneme gelince, ...yıllarını çarşaf eteğiyle oturarak, ...elde avuçta ne varsa pazarda satarak geçirdi. Open Subtitles أما بالنسبة لجدتي، فقد جلست السنين تلو السنين بتنانيرها الأربعة تبيع البضائع في السوق
    Peki babamın bir dükkanda el işi satarak geçindiğini annem ve kardeşimle birlikte de dükkanın üst katında yaşadığımızı söylesem? Open Subtitles ماذا لو قلتُ لكَ أن والدي كان يبيع أربطة الأحذية على الجسر الطويل... وأنّي وأخي وأمي عشنا معه فوق ورشته؟
    Evet, bu mantıkla, kredi verenleriniz onu satarak borcunuzdan kaçıyor. Open Subtitles نعم، ولكن بمنطقك هذا فإن دائنيكم يهربون من دينكم ببيعه
    Eskiden ahaliyi satarak düzgün bir hayat sürülürdü. Open Subtitles . هناك كانت الحياة الكريمة حيث كان يتم بيعهم بين القوم
    Evlilik yüzüğümü satarak burayı yeniden düzenledik. Open Subtitles لقد دفعت لإعادة البناء بواسطة بيعي لخاتم الزفاف.
    Bence bu hurdayı satarak beni kazıklamaya çalışıyorsunuz. Open Subtitles أعتقد بأنك تحاول خداعي؟ ببيعي قطعة من الهراء
    Donnie çiftlik atıklarını bio yakıta çevirip hükümete satarak milyonlar kazanacaktı. Open Subtitles دوني) كان سيجني الملايين بتحويل بقايا مزرعة) إلى مركز طاقة حيويّة ويبيعه للحكومة
    İnsanlardan bağış toplayarak ve bir çift çubuk satarak geçimlerini sağlıyorlardı. TED ومن الواضح أنهما يتكسّبان من طلب التبرعات وبيع أزواج من العصي مربوطة بحبلين.
    Arkadaşlara birkaç mal satarak işe girdim. Open Subtitles بدأت بتجارة القليل من الهيرويين للشباب.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد