ويكيبيديا

    "satmak için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لبيع
        
    • لتبيع
        
    • لبيعها
        
    • للبيع
        
    • في بيع
        
    • لبيعه
        
    • على بيع
        
    • لأبيع
        
    • لأجل بيع
        
    • لبيعهم
        
    • لتبيعها
        
    • ليبيع
        
    • لكى تقوم بشراء
        
    • لأبيعها
        
    Yani, yaratıcı yaklaşımınla kitaplarını satmak için onlarla iç içe çalışacaksın. Open Subtitles لذا ستعمل مباشرة مع أولئك المؤلفين لتأتي بطريقة مبدعة لبيع كتبهم.
    En fazla ürünü satmak için arabanızı nereye yerleştirirsiniz? TED أين هو المكان الأفضل الذي يمكنك إختياره لبيع أفضل لمنتجاتك ؟
    Kaçınız bir reklamda kadın göğsünün hiç alakasız bir ürünü satmak için kullanıldığını gördünüz? TED كم منكم شاهد إعلاناً حيث يُستخدم ثدي المرأة لبيع بضاعة ليس لها علاقة بذلك؟
    Bana ilham veren teknoloji, şimdi benim ürettiğim şeyi kullanıyor, ve teknoloji satmak için ondan ilham alıyor. TED الإلهام الذى يأتينى من التكنولوجيا اصبحت التكنولوجيا تستخدم ما أقوم به, تستوحى من أعمالى ، لتبيع نفسها.
    Yani sivillere satmak için bu ilacı ordudan çaldınız mı? Open Subtitles أنت تقول أنك سرقت هذه الأدوية من الجيش لبيعها للمدنيين؟
    Babam bir kaç ay önce öldü biz de evi satmak için temizlemeye çalışıyoruz. Open Subtitles أبي مات منذ شهرين لذلك نحاول أن نعد المنزل لعرضه للبيع
    Lastik satmak için tam 8 saat harcıyorum. Open Subtitles وأقوم بإيصال الأطفال ثم أقضي ثمانية ساعات في بيع الإطارات بالتجزئة
    Evler için inşaat malzemeleri, şeker satmak için sözleşmeleri oluyor. Böylece büyük miktarlarda etanol ve enerjiyi yerel olarak üretebiliyoruz. TED ويحصلوا على مواد البناء للمنازل، عقد لبيع السكر لذا نستطيع إنتاج كمية ضخمة من الايثانول والطاقة محليا.
    Onları buraya getirmen lazım yoksa denemeyi satmak için gözlem gurubum yok demektir. Open Subtitles عليك أن تخرجهم من الدرج ليأتوا إلى هنا وإلا فليس عندي جماعة بحثية لبيع الحلقة.
    Düşünün - köle almak veya satmak için onların köle doğmuş olması gerekir, örneğin bir çiftlikte. Open Subtitles بأن الطريقة الوحيدة لبيع أو شراء العبيد هي بأن يكونو مولودين عبيداً كما في المزارع
    Galaksinin bir ucuna bir aile göndermek her yaştan insana bilgisayar satmak için bir reklam. Open Subtitles وإرسال عائلة إلى الفضاء مجرد مجازفة إعلانية لبيع أجهزة كمبيوتر للجميع
    Sevgililer Günü kart ve çikolata satmak için ucuz bir numara. Open Subtitles إن يوم عيد الحبّ حيلة رخيصة لبيع البطاقات و الشيكولاته
    O 25 koltuğu satmak için vaktimiz vardı. Oyun başlıyor. Open Subtitles مازال لدينا الوقت لبيع تلك المقاعد الـ25 المسرحية ستبدأ
    Video oyununu satmak için o gençleri kullandın, değil mi? Open Subtitles لقد إستعملت الصغار لبيع تلك الألعاب أليس كذلك ؟
    Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil. Open Subtitles و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل
    Size biraz satmak için Evonne getirdim Evonne satacağım. Open Subtitles لقد دعوتكن إلى هنا لبيع بعض المستحضرات و سأبيعها مهما كلّف الأمر
    Evini ve eşyalarını satmak için ne kadar zamana ihtiyacın var? Open Subtitles تيفي، كم من الوقت تحتاج لتبيع منزلك؟ وجميع مقتنياتك المنزلية؟
    Dayaklar, onu bir kafese koyup satmak için nehirde yola düşmüşler. Open Subtitles السكان الأصليين لجزيرة بورنيو حبسوها فى قفص، وأنطلقوا لبيعها أسفل النهر
    Bankamızın halka açılan Bay Stroszek'e ait kısmı... satmak için hazırız. Open Subtitles نحن الان مستعدون للبيع بالنيابة عن مصرفنا لتوزيع الملكية المُسْتَعْادة مملوكة سابقة للسيد ستورزيك
    Çalıntı bir kamyonu satmak için yardımımı istedi ama olay adam kaçırma ve saldırıya döndü, ...ve bir suçlu olarak geçmiş tecrübem uzak durma zamanın geldiğini söyledi. Open Subtitles لقد طلبت مساعدتي في بيع الشاحنه ولكن.. ـ تحول ذالك الى خطف وتهمه
    Eğer sahibi onu kesinlikle satmak için hazırlamamış olsaydı şüphesiz sana hiçbir şey söylenmeyecekti. Open Subtitles بالتأكيد ,انهم لم يكن ليخبروك بهذا لو لم يكن المالك للخطاب مستعد تماما لبيعه
    Bence bu daha çok dergi satmak için uydurulmuş bir efsane. Open Subtitles اعتقد انها مجرد خرافة تساعد على بيع المجلات لحظة خرافة ؟
    Şirketimi, bana altı yıldır hayatı dar eden namussuz ortağıma satmak için. Open Subtitles لأبيع شركتي إلى شريكي المحتال، الذي حوّل حياتي لجحيمٍ منذ ستّ سنوات.
    O yüzden yeri ucuza satmak için sana baskı yaptığında bir karar verdin. Open Subtitles وعندما ضغط عليك لأجل بيع المكان بخصم أخذت قراراً
    Tıp okuluna satmak için öldürüyorlar. Open Subtitles قتلوا الأشخاص لبيعهم إلى مدارس الجراحة يا سيدي
    Köpek fabrikaları, hayvanları pet shoplara ve diğer alıcılara satmak için kurulmuş düşük bütçeli köpek yetiştirme yerleri. Open Subtitles جرو المطاحن منخفض الميزانية الشركات التجارية التي تولد الكلاب لتبيعها لمتاجر الحيوانات الاليفة أومشترين آخرين.
    Kardeşimin onca derse ekmek satmak için çalışmadığı belli. Open Subtitles صحيح أن أخي لم يدرس كل هذه الدراسة ليبيع الخبز
    Mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur." Open Subtitles الجراثيم من وحى خيالاتهم لكى تقوم بشراء الصابون والمنظفات
    Bir gece kalem yapıp satmak için tavus kuşu tüyleri yoluyordum, goril Garry'nin yemek işareti yaptığını fark ettim. Open Subtitles وكنت أنقب ريش الطاووس ذات ليلة لأبيعها كأقلام (عندما انتبهت أن الغوريلا (غاري يقوم بإشارة الطعام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد