ويكيبيديا

    "satmak zorunda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • علينا بيعه
        
    • علي أن أبيع
        
    • اضطررت لبيع
        
    • يتوجب علينا بيع
        
    • مضطرين لبيع الأرض
        
    • عليه بيع
        
    • أن تبيع
        
    Evi neden satmak zorunda olduğumuzu hala anlamış değilim. Open Subtitles لازلت لا أعرف لمَ علينا بيعه
    Evi neden satmak zorunda olduğumuzu hala anlamış değilim. Open Subtitles لازلت لا أفهم لمَ علينا بيعه
    Bu boku artık satmak zorunda değilim. Open Subtitles حسنا, ليس علي أن أبيع هذا القرف بعد الآن.
    Unut bunu. Elektrik faturasını ödemek için kemik iliğimi satmak zorunda kaldım. Open Subtitles انسي الأمر ، اضطررت لبيع كل نخاعي لتسديد فاتورة الكهرباء
    Çünkü, o harika yeni evi alıyoruz ve muhtemelen tekneyi satmak zorunda kalacağız. Open Subtitles حسناً ، لأننا سننتقل إلى تلك الشقة الرائعة الجديدة و ربما يتوجب علينا بيع القارب
    Baba. Çiftliği satmak zorunda değiliz. Open Subtitles أبي، نحن لسنا مضطرين لبيع الأرض.
    Çünkü babam emekliliğini kaybetti ve evi satmak zorunda kaldı. Gerçekten mi? Open Subtitles لأن ولدي فقد مصروف تقاعده وتحتّم عليه بيع البيت.
    Eskiden erkekler sıkı pazarlıklar yapardı kadınlar da erkeklerin istediği şeyleri satmak zorunda kalırdı. Open Subtitles في أوقات مثل هذه يجب على الإنسان أن يقبل بصفقات صعبة ويجب على المرأة أن تبيع ما يشتريه الرجل؟
    Evi neden satmak zorunda olduğumuzu hala anlamış değilim. Open Subtitles لازلت لا أعرف لمَ علينا بيعه{\pos(190,200)}
    Galweather Stearn'e tonla para kazanmasında yardım etmek için ruhumu satmak zorunda kaldım. Open Subtitles فقط علي أن أبيع روحي، لمساعدة "غالويذر ستيرن" في الحصول على أموال طائلة، لأنه وللأسف
    alkışlar Ve, sosyal biri olmadığım için çok erken öğrenmek zorunda kaldığım şeylerden birisi de kendimi değil, işimi satmak zorunda oluşum. TED ( تصفيق ) الأن , واحدة من أهم الأشياء التى تعلمتها في صغري لأنني لم أكن إجتماعية , هو , أنه علي أن أبيع أعمالي , وليس نفسي .
    Bunun sebebi 70'lerde kıkırdak kemiğimi satmak zorunda kalmak ve o kıkırdak şu an Hank Aaron'un* bileğinin bir parçası hâline geldi. Open Subtitles هذا لأني اضطررت لبيع غضروفي في السبعينات وهذا الغضروف يصبح جزء من مصارعة هانك ارون
    Evi de, arkadaki gizli odayı da satmak zorunda kaldım. Open Subtitles لقد اضطررت لبيع البيت , و الفناء الخلفى
    Dinle, peruğumu eBay'de satmak zorunda kalsam da, Immortal turu... Open Subtitles إذا اضطررت لبيع الرسومات على "إيباي" سأذهب لأرى
    Harriet, evi satmak zorunda kalabiliriz. Open Subtitles هاريت، قد يتوجب علينا بيع المنزل
    Baba, çiftliği satmak zorunda değiliz. Open Subtitles أبي، نحن لسنا مضطرين لبيع الأرض.
    Bunu demişken, evimizdeki maçlarda her oyuncu en az on bilet satmak zorunda. Open Subtitles وبذلك أعني ان كل لاعب يجب عليه بيع 10 تذاكر على الأقل كل مباراة
    Kızı Tutti'nin sorumluluğunu almak için Wayan her şeyi satmak zorunda kalmış. Avukatın ücretini ödeyebilmek için banyo paspasını bile. Open Subtitles لتحصل على حضانة أبنتها توتى عليها أن تبيع كل شىء حتى الأثاث لتدفع للمحامى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد