Saddam Hüseyin'in savaşların anası olacağına söz verdiği savaş için. | Open Subtitles | لمعركة وعد بها صدام حسين أنها ستكون أم كل الحروب |
İşte bu yüzden katıldığımız savaşların yarısından fazlasından gâlip ayrıldık. | Open Subtitles | لهذا السبب انتصرنا في أكثر من نصف الحروب التي خضناها |
Yapılan bu savaşların doğal bir sonucu olarak Çin halkı harap düşmüştü. | Open Subtitles | و كانت الحروب لا تتوقف بين تلك الدويلات كانت الحياه الاجتماعيه مدمره |
savaşların tanrısı olduğun zamanlarda her daim mucizelerini belli etmişsindir. | Open Subtitles | عندما كنت رب المعارك لم يكن هناك أثر لبركتك علي |
Gördüğünüz gibi, savaş mağlubu bir Irak'ta büyüdüm ve sadece bir yüzünü gördüğümüz savaşların iki yüzü olduğuna inanıyorum. | TED | ترون ، لقد نشأت في العراق والحرب تمزقها ، و أعتقد أنه هناك وجهين للحروب و نحن نرى فقط وجهاً واحداً لها. |
Ünlü bir savaş yarası... Hâlâ savaşların yapıldığı dönemden. | Open Subtitles | إنه يحمل جرحاً من معركة مجيدة، حينما كانت هناك حروب سابقاً. |
Steve pinker ve ben burada son iki yüzyıldır olan savaşların şiddetlerini düşünüyorduk. | TED | أنا و ستيف بينكر كنا ندرس حجم الحروب خلال القرنين الماضيين. |
Kanı yıkayamazsınız, savaşların utancını hiçbir zaman yıkayamazsınız. | TED | لا تستطيع أن تغسل الدم، ولا أن تمحي عار الحروب. |
Yalnızca aleni fiziksel zararlardan ötürü değil, savaşların ailelerine verdiği ve üzerinde pek konuşulmayan etkilerden ötürü. | TED | لكن ليس فقط بسبب الأخطار الجسدية الظاهرة، بل بسبب التأثيرات المخفية التي خلفتها الحروب على عائلاتهم. |
Artık savaşların eğlenceli olmamasından yakınan savaş tanrısı Ares'in Thanatos'un zincirlerini çözmesiyle her şey normale döndü. | TED | ولم تعد الأمور إلى طبيعتها إلا عندما شعر إله الحرب آريس بالغضب لأن الحروب لم تعد ممتعة، فحرر ثاناتوس من أصفاده. |
Şimdi yapılan çalışmalar savaşların ve tecavüzlerin berbat olduğunu gösteriyor. Ama bu Afrika'daki yüksek hız için tetikleyici olan şey değil. | TED | هناك دراسات تشير بوضوح أن الحروب فظيعة، والاغتصابات مريعة ولكن هذا ليس السبب الرئيسي للنسب المرتفعة للمرض في أفريقيا |
Öyle ki, bunlar iç savaşların yarısına sebep gösteriliyor. | TED | في الحقيقة، كانت مسؤولة عن نصف الحروب الأهلية |
Yeryüzündeki açlıkları, tsunamileri, depremleri, savaşların korkunç sonuçlarını gördüğümüzde; hangimiz içinde şefkati hissetmez? | TED | فمن هذا الذي لايتاثر بالتراحم والذي لا يستطيع ان يرى هول الحروب او المجاعات او الزلازل او التسونامي |
Uçuşuyla birlikte savaşların tarihi başlamış oldu.Hala da sürüyor. | Open Subtitles | ومع إقلاع رحلته بدأ تاريخ الحروب. ولا زالت مستمرة إلى وقتنا الحاضر |
Tüm savaşların askerleri burada birbirlerine yalan söylüyor. | Open Subtitles | الجنود من كل الحروب يرقدون مع بعضهم البعض |
Uh, sivil savaş daima savaşların en zalimidir, ama bizim iki ulus devrimde ağır ağır ilerledik. | Open Subtitles | الحرب الأهلية دائماً ما تكون أبشع أنواع الحروب ولكن أمتينا صُنِعتا بالثورة |
Gerçek; savaşların içindeki derinliklerde gömülüdür. | Open Subtitles | انما الحقيقه مدفونه باعماق الذين اشعلوا تلك الحروب |
Bu savaşların neredeyse hepsini kazanıyorum çünkü çoğu zaman buna müsaade ediyorlar. | Open Subtitles | أفوز تقريبًا في كل تلك المعارك. والسبب أغلب الأوقات أنهم يسمحون لي. |
Romalılar, gelecekteki savaşların başarısını önceden bildirmeleri için onları gazvelerine getirdiler. | TED | كما اصطحبهم الرومان في حملاتهم العسكريّة لتتكهّن بالنصر في المعارك. |
Tanrının o savaşların başlamasına neden izin verdiğini söyle peki. | Open Subtitles | الان اخبرينى لماذا يترك الله كل هذه المعارك تدور فى المقام الاول |
Modern savaşların ön cephelerinin izole edilmiş savaş meydanları değil, insanların yaşadıkları yerlerin tam ortasında olduğunu gördüm. | TED | لقد رأيت أن الخطوط الأمامية للحروب المعاصرة ليست في ميادين القتال المعزولة، لكن بالقرب من حيث يعيش الناس. |
Çıkan yasalara, atanan yargıçlara, hangi savaşların yapılacağına. | Open Subtitles | أي القوانين يتم تجاهلها، أي قضاة يتم تعيينهم أي حروب يتم خوضها |
Sıtma ve savaşların ortasında bu çocukların hiçbir şansı olamazdı. | Open Subtitles | بين الملاريا والحروب هؤلاء الأطفال لم يكن لديهم فرصة |
ya da prototip aşamasında olan robotların savaşların gerçekliğini nasıl değiştirdiğini gösteren bir dizi fotoğraf göstereceğim. Bu sadece size biraz tat vermek için. | TED | كانت المقاومة العراقية قد وضعت قنبلة مصنوعة محليا، عبوة ناسفة, على طول جانب الطريق بطريقة محكمة. |