Ezilerek mağlup oldum ama kendimi savunduğum için mutluyum. | Open Subtitles | فشلت فشلاً ذريعاً, لكنني سعيد أنني دافعت عن نفسي. |
Bak, Brad Honeycutt'ı savunduğum için özür diliyorum. | Open Subtitles | انظري , او ان اقول فقط اسف أنا دافعت عن براد هونيكات |
Cesur adamlar savaştı ve benim de savunduğum gurur geleneğini ve ün korkusunu hissederken öldüler. | Open Subtitles | رجال بواسل قاتلوا وماتوا وهم يشيّدون العُرْف المُتَغطرس ، وصِيتُ الخوف الذي أنا مُلزم بتدعيمه. |
savunduğum her şeye sırtımı mı döneyim? | Open Subtitles | اُدير ظهري لكل شيء أدافع عنه ؟ |
Grup davasında temsil edilen bütün çocukları anlıyorum ama müvekkilimin haklarını savunduğum için kendimle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | اشعر بكل الأطفال المقدمين الدعوى, ولكني اشعر بفخر كبير لأنني ادافع عن حقوق موكلي. |
Hayır, benim savunduğum kişi erkek olması gereken fakat bazı münasebetsiz sebeplerden ötürü kadın olmuş bir bireydi. | Open Subtitles | لا، لقد دافعتُ فقط عن شخص صدف أن كانت امرأة من متحرّش قليل التهذيب صدف أن كان رجلاً |
Sonunda kendi savunduğum için seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخور بك لأنك دافعت عن نفسك |
Karımı savunduğum için mi? | Open Subtitles | لأنني دافعت عن زوجتي؟ |
- Bunlar mahkemede savunduğum kadınlar. | Open Subtitles | - المسيح، هو تلك المرأة دافعت عن. |
Cesur adamlar savaştı ve benim de savunduğum gurur geleneğini ve ün korkusunu hissederken öldüler. | Open Subtitles | رجال بواسل قاتلوا وماتوا وهم يشيّدون العُرْف المُتَغطرس ، وصِيتُ الخوف الذي أنا مُلزم بتدعيمه. |
savunduğum o değil. | Open Subtitles | إننى لا أدافع عنه هو |
savunduğum her şeyin ne olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كل شيء أدافع عنه |
Çünkü savunduğum adamlar... Pislik. | Open Subtitles | لأني ادافع عن رجال أنت تعتقد بأنه (حثالة) |
Ve sizi Max'e karşı savunduğum her zaman bana bağırmaması için ama çok bağırırdı şöyle diyorum: "O kadar kötü değil. | Open Subtitles | وكلّ الأوقات التي دافعتُ عنكِ أمام (ماكس)، وليس لجعل الأمر عنّي لكنّه كان كثيرًا. |