ويكيبيديا

    "sayıdaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بعدد
        
    • العدد
        
    Başkan yanındakilerle birlikte çeşitli sayıdaki yerel bankalarla temerrüde uğramış kredilerle Lennox Gardens sakinlerini geçici kiracılarla değiştirme teklifini sunmak için görüştü. Open Subtitles ضم العمدة القوى بعدد من المصارف المحلية لعرض منازلهم كقروض أساسية كإيجار مؤقت لتغيير
    Çünkü o olmadan, sabit ve sürekli bir şekilde devriye atmanız gerekirdi ve sınırlı sayıdaki uçak ve pilotla, bu imkansızdı. Open Subtitles لأنه بدونه لكان علينا أن نقوم بالدوريات الجويه المعتاده بعدد محدود من المقاتلات و عدد محدود أيضاً من الطيارين و هو الأمر الذى ما كان بيدينا أن نفعله على الأطلاق
    Klasik müziğin en büyük üç ismi -- Bach, Beethoven, Mozart -- çok düşük sayıdaki şaheserlerini yaratmak için yüzlerce beste yapmışlar. TED حتى الرموز الثلاثة للموسيقى الكلاسيكية - (باخ) و(بيتهوفن) و(موزارت)- توجّب عليهم إنتاج المئات والمئات من المؤلفات للإتيان بعدد أقل بكثير من الروائع.
    Uygulama, varış noktasına götürdüğü az sayıdaki güzergahı belirli bir güzergah yapabiliyor. TED لديه القدرة على اقتراح ذلك العدد القليل من الاتجاهات الاتجاه النهائي لتلك الوجهة.
    Kalp krizi riskindeki göreceli düşüş oldukça yüksek görünüyor ve kanserdeki mutlak risk de az görünüyor fakat ikisi de neredeyse aynı sayıdaki vakalarla çözümleniyor. TED الانخفاض النسبي في الأزمة القلبية يبدو كبيراً والخطر المؤكد للسرطان يبدو صغيراً، لكنهم يعملون عن نفس العدد من الحالات.
    Burada yaşayan çok sayıdaki canlılar resifi, herhangi bir insan şehrindeki neredeyse bitmek tükenmez bir ahenkle iş çıkış saati gibi telaşlı yapar. Open Subtitles العدد الكلي من المخلوقات التي تعيش هنا تجعل الشعاب محمومة مثل أي مدينة للبشر، مع إيقاع دائم من ساعات الذروة.
    Fakat Cantor, bu çizgiye daha yakından bakınca, sonsuz sayıdaki bu kesirlerin her biri, bir sonrakinden diğer sayılara ait belirsiz bir boşluk ile ayrılıyordu. Open Subtitles لكن وجد (كانتور) أنه كلما أمعن النظر لهذا الخط، وبرغم الكسور اللانهائية، فإن كل كسر منفصل عن الذي يليه بعدد ضخم من الأعداد الأخرى.
    Son haftalarda, birimizi veya ikimizi birden öldürmeye çalışan sinir bozucu sayıdaki kişinin... .. arasında o yoktu. Open Subtitles بين العدد الهائل من الناس الذين حالوا قتل أحدنا أو كلانا فهو ليس من ضمنهم.
    Ama o sayıdaki son makale, DNA'yla meşhur olan Francis Crick tarafından kalem alınmıştı. TED ولكن المقال الأخير في ذلك العدد كتبه "فرانسيس كريك" المشهور باكتشاف الحمض النووي.
    Sınırlı sayıdaki çiftçimiz tarım alanlarından atıldılar açık market politikaları ve büyük rekabet getirmesi v.s, v.s 'nin sonuçları olarak TED العدد المحدود من المزراعين لدينا تم الدفع بهم خارج اعمالهم نتيجة لسياسة السوق المفتوح دخول المنافسين الكبار للسوق الخ,الخ.
    Ve dilbilgisi inanılmaz güçlü. Çünkü dilbilgisi, dilin öyle bir bileşeni ki, onun sayesinde sonlu sayıdaki sözcüklerimizle sonsuz miktarda bilgi iletebiliyoruz, sonsuz miktarda düşünce. TED والنحو له قوة رهيبة، ولأن النحو هو أحد مكونات اللغة التي تأخذ العدد المحدود من المفردات التي نعرفها وتحولها إلى عدد غير محدود من المعلومات والجمل، وعدد غير محدود من الأفكار.
    Fakat bu sayıdaki bakteri türü 1 gram toprakta bile bulunabilir sadece küçük bir avuç toprağın içinde, 10 milyar bakteri olması mümkündür. TED لكن هذا العدد من مخلوقات البكتريا يمكن إيجادها في حفنة ضئيلة من التربة، في حفنة يد من التربة، من شأن 10 مليارات باكتيريا أن تكون هناك.
    X sayıdaki arama eşittir X sayıda ihtimal. X sayıda ihtimal eşittir X sayıda müşteri. Open Subtitles العدد "س" من الاحتمالات يساوي العدد "س" من العملاء
    Naziler, öldürmek istedikleri muazzam sayıdaki Yahudi ile başa çıkabilmek için krematoryumlarda çalıştırdıkları Yahudi tutsaklardan oluşan 'Sonderkommando' birliğinin mevcudunu, büyük oranda arttırmışlardı. Open Subtitles زاد النازيون العدد بشكل ضخم من السجناء "اليهود في "الفرق الخاصة المُساعدة الذين عملوا في المحرقة لكي يتعاملوا مع الأعداد الهائلة التى تمنّوا قتلها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد