Tüm yaşananlar için özür dilerim ama başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعتذر بخصوص كل شئ حدث. ولكن لم يكن لدي خيار. |
Biliyorum. Yaptığımla gurur duymuyorum. seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعرف، أنا لست فخور بما فعلته لم يكن لدي خيار |
Tıpkı beni incittiğin gibi seni incitmek için ölü hatunlu o dehşet hikâyeyi uydurmaktan başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي خيار ما عدى إختلاق تلك القصة الجميلة عن فتاة ميتة لكي أؤذيك كما أذيتني |
bense hala bir bakir ve meteliksizdim Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أما أنا فكنت لا أزال بتولاً؛ وأعزب ومفلساً؛ لم يكن لديّ خيار آخر |
İşimi zorlaştırma. Üzgünüm. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لا تجعلي ذلك أصعب مما هو عليه آسف , ليس لدي خيار |
Başka seçeneğim yoktu. Ancak böyle beni dinlerdi. | Open Subtitles | لا خيار, هذه الطريقة الوحيدة لأجعلها تستمع |
Seni temsil eden kişi olarak başka bir seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | حَسناً، كممثلكَ في هذا المسألة، أنا ما كَانَ عِنْدي إختيارُ كبيراً. |
Biliyorum. Yaptığımla gurur duymuyorum. seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعرف، أنا لست فخور بما فعلته لم يكن لدي خيار |
Başka seçeneğim yoktu. Sen bu konuda konuşmak istemedin. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار , لم تودي الحديث بخصوص ذلك |
seçeneğim yoktu. Eğer birisi onu bulursa, Bir daha kimsenin bulamayacağı bir yere kaçacağını söyledi. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار قال إنه لو عرف أحد فسيهرب لمكان لايجده به أحد |
Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | عنما لا تملك الخيار وأنا لم يكن لدي خيار |
Başka seçeneğim yoktu. Uyuyamadım. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار لا أستطيع النوم و أنا أعرف |
Başka seçeneğim yoktu Alex. Bu yaptığım en boktan şeydi, anlıyorum ama mecburdum. | Open Subtitles | ليس لدي خيار, انه أسوء شيء أنا قد فعلته, أنا أعلم ذلك, ولكن لم يكن لدي أي خيار |
Bu çok kötüydü ama başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | كان أمراً مروعاً، ولكن لم يكن لدي أي خيار |
Bana gelince, ben hala bakir, bekar ve parasızdım. Hiçbir seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أما أنا فكنت لا أزال بتولاً؛ وأعزب ومفلساً؛ لم يكن لديّ خيار آخر |
İkincisinde seçeneğim yoktu. Üçlüydü. | Open Subtitles | أوّل مرّة كانت غلطتي ثاني مرّة لم يكن لديّ خيار |
Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لقد كانوا داخل حلقة معلوماتي لم أملك خياراً آخر. |
Başka seçeneğim yoktu, Walter. | Open Subtitles | والتر, انا لم يكن عندى خيار اخر |
seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | ما كَانَ عِنْدي إختيار. |
Başka seçeneğim yoktu. Biz de velayeti bölüşerek arkadaş kalmaya karar verdik. | Open Subtitles | ولم يكن لدي خيار ، لذا قررنا ان نتشاركالحضانةونبقىاصدقاء. |
Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | -لم يبدُ أنّه كان لديّ خيار في ذلك |
Başka seçeneğim yoktu ki! | Open Subtitles | لم يكن لدى اختيار اخر |
Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أنا ما كان عندي إختيار. |
Cevabın hep aynı. "seçeneğim yoktu. " | Open Subtitles | ذلك أصبح جوابك لكل شيء، "ليس بيدي الخيار" -وكأن ذلك العمل مفروض عليكِ |
Sizi buna sürükleyen lanet herif olabilirim, ...ama başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | قَد أكون سافلاً لإقحامك في هذا ! لكن لو كان عندي خيار آخر... |