Sanki kendi seçtiğim herhangi bir kızı onaylamışlığın var da. | Open Subtitles | و كأنكِ وسبق أن وافقتِ على أيّ فتاة اخترتها بنفسي |
Bu, dosyamdan rastgele seçtiğim bir slayt. | TED | هذه فقط شريحة عشوائية والتي اخترتها من ملفي. |
Rekabet için neye ihtiyacım olduğunu biliyorum. Ve seçtiğim takım da bu. | Open Subtitles | أعرف ما يلزمني للمنافسة وهو الفريق الذي اخترته |
Bu ellerle seçtiğim kişiye, hem zevk hem de güç verebilirim. | Open Subtitles | بهذه اليد، يمكنني أن أحقق المتعة والقوة لِمَن أختاره |
Görülmemizin pek olası olmadığı bir yer seçtiğim için mı? | Open Subtitles | ذلك لأنني اخترت موقعاً حيث لم يكن من المرجح رؤيتنا |
BM kontrolünde olmayan ve benim seçtiğim bir gemide buluşacağız. | Open Subtitles | نلتقي شخصيا على سفينة من اختياري خارج سيطرة الأمم المتحدة |
Bu benim listem, ve seçtiğim şeyleri telafi edeceğim -- senin seçtiklerini değil. | Open Subtitles | هذه لائحتي وسأشطب عنها أشياء عندما أختار أنا وليس أنت |
Eğer haklıysam, benim seçtiğim bir restoranda akşam yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | إشترِ لي عشاء في مطعم من إختياري إذا كنتُ صائبة. |
ve 9 Eylül'den sonra seçtiğim mesleğin tamamen yeni şartları vardı. | TED | وبعد 11/9، كان هناك سياق جديد كليًا حول الوظيفة التي اخترتها. |
Ama editörüm seçtiğim fotoğrafa bayıldı. | Open Subtitles | لكنَّ، محرّر الصور أعجبته الصورة التي اخترتها له |
"Tlon, Uqbar, Orbis Tertius. " seçtiğim hikaye buydu benim. | Open Subtitles | " تولون أوبرا أوربس تشوسز " تلك القصة التي اخترتها |
seçtiğim baladda duymanızı istediğim çok önemli bir mesaj var. | Open Subtitles | القصيدة الغنائية التي اخترتها تحتوي على رسالة مهمة و التي أريدك أن تستمع لها |
Ya sadece kağıt üzerinde iyi durduğu için ya da... ikimiz iyi durduğumuz için... seçtiğim bir erkekse? | Open Subtitles | ماذا لو أنه شاب آخر اخترته لأنه وسيم للغاية أو انه نبدو رائعين معاً فقط؟ |
Hayır, benim seçtiğim bu değil. | Open Subtitles | لا، ليس هذا ما اخترته أنا اخترت خطاً مائلاً ملتوياً |
seçtiğim herhangi birine öylece aflar dağıtamam. | Open Subtitles | لا يمكنني هكذا أن أمنح العفو لأي شخص أختاره |
Bu yapmak zorunda olduğum değil, yapmayı seçtiğim birşeydi. | TED | ولم يكن علي القيام بذلك، ولكني اخترت القيام بهذا. |
Bazen bana nasıl online olarak sergilediğim ya da galerilerde sunduğum bir sanatı seçtiğim soruluyor. | TED | يسألني الناس كثيرا عن كيفية اختياري للأعمال الفنية التي أعرضها على الإنترنت أو في صالات العرض. |
İntihar metodumu seçtiğim zaman, ...ne yapacağımı düşünmek için yeterli zamanım olacak. | Open Subtitles | على أية حال حالما أختار طريقة موتي سيكون عندي وقت كاف لأقوم بما أستطيع فعله |
On milyon dolar. Benim seçtiğim bankaya. Offshore. | Open Subtitles | عشرة ملايين دولار، مصرف من إختياري خارج البلاد، فورا |
İki, bizi bu kapıdan, benim seçtiğim bir piste götürmesi için güvenli ve takip edilmeyecek zırhlı bir araç. | Open Subtitles | ثانياً ، عربة مُدرعة لنقلنا بأمان وبدون تدخل من هذا الباب إلى وجهة أختارها بنفسي |
Uyanık halde yatıyorum... ve seçtiğim yolla mücadele ediyorum. | Open Subtitles | ..أظلّ مستيقظاً. وأتصارع مع الطريق الذي إخترته. |
Hiç avukat olmak istemedim. seçtiğim hayat bu. | Open Subtitles | لم أرغب أبداً في أن أصبح محامية هذه الحياة التي إخترتها |
Bu, ganimetin benim olması için seçtiğim kısmı. | Open Subtitles | هذا جزء من الغنائم والتى أخترتها لتكون لى. |
Yani önce beni eşcinsel yapıyor sonra bir de kullarına bunun benim seçtiğim bir şey olduğunu söylettiriyor. | Open Subtitles | أقصد , يجعلني شاذاً ثم أتباعه يلاحقونني مخبرينني أنه شيء أخترته أنا |
Yapmayı seçtiğim için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أقوم بذلك لأنّي أخترتُ ذلك. |
Arvin'le kalmayı seçtiğim ve buraya gelip senden pek çok şeyi almış bir adama merhamet etmeni istediğim için. | Open Subtitles | بأنّني إخترت البقاء مع آرفين. بأنّني جئت هنا يطلب منك إظهار رحمة للرجل الذي أخذ كثيرا بعيدا عنك. |
Beni, benim seçtiğim gibi seçmeni ümit ediyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن تختاريني مثلما اخترتك أنتِ |