| Gelip evimi paylaşmak üzere seni davet ediyorum. Yalvarmamı istiyorsan o başka. | Open Subtitles | دعوتك للتو أن تشاركيني المنزل إذا أردتِ أن أرجوكِ فهذا شيء مختلف |
| Hafta sonu sahile gidiyoruz ve annem seni davet edebileceğimi söyledi! | Open Subtitles | نحن ذاهبون للشاطئ بعطلة نهاية هذا الأسبوع وأمي قالت يمكنني دعوتك |
| Risk almadan seni davet edebileceğim başka bir yer gelmedi aklıma. | Open Subtitles | لم يمكنني التفكير أين أدعوك بدون تحمل أخطار |
| Her partide bir mızıkçı vardır Bu yüzden seni davet ettik George Banks | Open Subtitles | كل حفلة فيها مخرَب ولهذا قمنا بدعوتك يا جورج بانكس |
| Bitmemiş şeyleri bitirmek ve söylemediklerimi söylemek için bu akşam seni davet ettim. | Open Subtitles | سأدعوك الليلة للخروج لإنهاء ماتوجب عليه إنهاؤه ولأقول ما توجب عليّ قوله |
| seni davet ettiğim oyunla ilgili bir makale yazılmış. | Open Subtitles | هناك مقال عن المسرحية التي دعوتكِ إليها. |
| Belki arkadaşların seni davet etmek istemiştir ama Maris'i orada göreceğin için üzüleceğini düşünmüşlerdir. | Open Subtitles | الان يا نايلز ربما أصدقاؤك أراد دعوتك و لكنهم على الأغلب ظنو أنك ستغضب لرؤية ماريس هناك |
| seni davet ettim. Fakat davetiyen postada kaybolmuş olabilir. | Open Subtitles | لقد دعوتك فعلاً، لا بد أن دعوتك ضاعت في البريد. |
| Ne kadar seksi olabileceğimi görmen için seni davet ettim ki sen de öyle olduğunu kabul edeceksin. | Open Subtitles | أعني, دعوتك هنا لكي يمكنك رؤيتي وأنا اقدم مدى إثارتي والذي أعتقد أنك توافقيني على ذلك |
| Annemle golf kulübüne gidiyoruz. seni davet edebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | أمي ستأخذني إلى النادي الريفي وقالت أن بإمكاني دعوتك |
| seni davet edecektim de sanırım gelenlerden bazılarının yaşı tutmuyor. | Open Subtitles | لا،لقدكنتأود دعوتك... انا فقط... اعتقد بأن بعضهم تحت السن القانونى. |
| Ve şovunu kaçırmamı telafi etmek için seni davet etmek istiyorum. | Open Subtitles | وتعويضا لك عن تأخري عن برنامجك أنا أدعوك لحضور الحفل |
| Ve şovunu kaçırmamı telafi etmek için seni davet etmek istiyorum. | Open Subtitles | وتعويضا لك عن تأخري عن برنامجك أنا أدعوك لحضور الحفل |
| seni davet etmediğim sürece tekrar bu eve gelme. | Open Subtitles | إذاً لا تأتي مجدداً الى هنا من دون أن أدعوك |
| Tabi. Bir dahakine seni davet edeceğim. | Open Subtitles | لا مانع, في المرة القادمة, سأقوم بدعوتك |
| Her partide bir mızıkçı vardır Bu yüzden seni davet ettik | Open Subtitles | كل حفلة فيها مخرَب، ولهذا ...قمنا بدعوتك |
| Aslında seni davet etmemi isteyen oydu. | Open Subtitles | في الحقيقه . هو الذي إقترح بدعوتك |
| Ben, yani mal sahibi, seni davet edeceğim tabii kızarmak istemiyorsan. | Open Subtitles | انا , المَالِك البشري لهذا البيت سأدعوك للداخل... إلا إذا كُنت تُريد أن تحترق. |
| Cumartesi 15 oluyorum ve seni davet etmek isterim | Open Subtitles | يوم الاحد سأكون في الخامسة عشر وأريد دعوتكِ |
| - Bilmiyorum, anne. Oturup babamın seni davet etmesini ya da aramasını falan bekleyeceksen ilelebet bekleyebilirsin. | Open Subtitles | لا أعلم يا أمي ، إذا جلستي تنتظرينه يدعوكِ أو يتصل بكِ أو يخبركِ ما الذي يجب فعله |
| - Korkma. Sıradan bir zindan gibiyse, ancak seni davet eden kişi kadar tehlikelidir. | Open Subtitles | لو كان كأي قبو عادي فهو بخطورة الشخص الذي دعاك إليه |
| Birisi seni davet etmişse yapmak isteyeceğin son şey onu aşağılamaktır. | Open Subtitles | صحيح، فلو دعاكِ شخصٌ ما فآخرُ ما تودّين فعلهٌ هو إهانتهم. |
| Karımın seni davet ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني تصديق أن زوجتي قد دعتك إلى هنا. |