Bubbe, elbette ben Senin bilmediğin birçok şeyi biliyorum. | Open Subtitles | بوبي ، أعتقد أني أعرف الكثير مما لا تعرفه |
Babanın oğlusun, ama Senin bilmediğin bir şeyi biliyorum. | Open Subtitles | أنت أبن أوبك حقاً ولكنى أعرف شئ لا تعرفه انت |
Peki, artık Senin bilmediğin... her nerede kalıyorsa, Joanie'yi orada görürsen... ona iyi haberlerim olduğunu söyle. | Open Subtitles | حسن، إن رأيتها في مكان إقامتها الذي لا تعرفه أخبرها أن لدي أنباء جيدة بخصوص توفر عقار قادم |
Çünkü bu şirket hakkında Senin bilmediğin birşeyi bildiğimi düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين انني اعرف شيئا عن الشركه انتي لاتعرفينه |
Papaz Walters'ın Senin bilmediğin bir geçmişi olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتك ان القس والترز لدية ماضى لا تعرفية |
- Senin bilmediğin bir çok şeyle ilgileniyorum. - Mesela ? | Open Subtitles | ـ إنني أهتم بأشياء كثيرة لا تعرفين عنها شيئاً ـ علي سبيل المثال |
Senin bilmediğin, en azından dokuz milyon şey biliyorumdur. 63 numara, Art geri döndü! | Open Subtitles | أعلم على الأقل 9 ملايين شيء أنت لا تعلمه |
Bu Senin bilmediğin türden bir düşman, ve yatağa birlikte girdiğin kişiyi tanımamak pek rahat olmayan bir uyanışa sebep olabilir. | Open Subtitles | هذا عدو لا تعرفه وعندما لا تعرف من تنام معه يمكن أن يجعل استيقاظك غير مريح |
Senin bilmediğin bir şey bildiğimi mi sanıyorsun Avukat Bey. | Open Subtitles | هل تظن إنني أعرف شيئاً لا تعرفه أيها المُستشار؟ |
Senin bilmediğin şey şu; o adam daha önce de buraya geldi. | Open Subtitles | ،هل ترى، ما لا تعرفه عن هذا الرجل .لقد كان هُنا من قبل |
Ben Senin bilmediğin bir kimseyim hiç tanışmadığın bir adamım. | Open Subtitles | أنا شخص لا تعرفه.. رجل لم تقابلة أبداً |
Belki de baban Senin bilmediğin şeyler biliyordur. | Open Subtitles | ربما والدك يعرف شيئاً أنت لا تعرفه |
Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمت شيء أنت لا تعرفه |
Bana Senin bilmediğin birşey söyledi | Open Subtitles | قالت لي شيء لاتعرفينه |
Adam hakkında öğrendiğim ve muhtemelen Senin bilmediğin şey- | Open Subtitles | ما اكتشفتة عنة وما لا تعرفية على الارجح |
Senin bilmediğin ve yapabileceğim bir çok şey var Sophie, inanılmaz şeyler. | Open Subtitles | حسنا ، هناك الكثير من الاشياء يمكنني فعلها لا تعرفين عنها شيئا أشياءمذهلة... |
O hikâyeyi biliyorum. Aslında Senin bilmediğin bir kısmını da biliyorum. | Open Subtitles | أنا بالفعل أعلم هذهِ القصة، فى الحقيقة ، أعلم جزءً لا تعلمه. |
Zaten bu söylediklerim Senin bilmediğin şeyler değil. | Open Subtitles | بالطبع أنا لا اخبرك شيء أنت لا تعلمه بالفعل |