Eski müdürlerden birkaçı bu karmaşanın seninle aramızdaki kin yüzünden olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بعض المدراء السابقون يقولون أن هذه الفوضى نتيجة لمشاكل سيئة بيني وبينك. |
Gördün mü, işte seninle aramızdaki fark burada, Nick. | Open Subtitles | حسناً , أرأيت , هذا هو الإختلاف بيني وبينك يا نك |
İşte seninle aramızdaki en büyük fark bu. | Open Subtitles | هذا هو الفرق الكبير بيني وبينك |
seninle aramızdaki tek fark ben kaybettiğim insanları üzerimde taşımıyorum, Jake. | Open Subtitles | الأختلاف الوحيد بينك وبيني هو، انا لا أضع الشيء الذي فقدته على ذراعي يا جيك |
seninle aramızdaki anlaşma, bu muydu? | Open Subtitles | لقد كان هذا هوا الاتفاق بينى وبينك |
Bak işte, seninle aramızdaki fark bu. | Open Subtitles | أترين؟ هذا هو الفارق بيني وبينك |
Çünkü seninle aramızdaki şey sona ermeli. | Open Subtitles | لان هذا الشيء بيني وبينك يجب ان ينتهى |
seninle aramızdaki tüm telefon konuşmaları. | Open Subtitles | كل مكالمة كانت بيني وبينك |
seninle aramızdaki tek fark, Alex, cebindeki rozet. | Open Subtitles | الفارق الوحيد بيني وبينك يا (أليكس) هي الشارة، وبحسب آخر معلوماتي |
seninle aramızdaki fark bu. | Open Subtitles | هذا الإختلاف بيني وبينك. |
seninle aramızdaki fark işte bu. | Open Subtitles | ذلك هو الفرق بيني وبينك |
İşte seninle aramızdaki farkın olduğu nokta. | Open Subtitles | وهذا هُو الفرق بيني وبينك. |
seninle aramızdaki fark şu. | Open Subtitles | الفرق الذي بيني وبينك هو... |
seninle aramızdaki fark ne biliyor musun Karl? | Open Subtitles | هل تعرف الفرق بيني وبينك يا (كارل)؟ |
seninle aramızdaki fark bu. | Open Subtitles | هذا هو الفارق بينك وبيني |
Belki seninle aramızdaki fark budur. | Open Subtitles | ربما هذا الفرق هو ما بينى وبينك. |
seninle aramızdaki anlaşma buydu. | Open Subtitles | هذا كان اتفاق بينى وبينك. |