ويكيبيديا

    "seninle birlikte" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • معكِ
        
    • معكَ
        
    • مَعك
        
    • معكي
        
    • معك في
        
    • برفقتك
        
    • كنت معك
        
    • معكى
        
    • بصحبتك
        
    • كان معك
        
    • ستتبعك في الأرجاء
        
    • بجانبكِ
        
    • برفقتكِ
        
    • البقاء معك
        
    • أكون معك
        
    seninle birlikte olmak çok hoş ama önce iş güzelim. Open Subtitles العمل قبل المتعة يا عزيزتى حتى ولو كانت المتعة معكِ
    Biliyorsun bu aptal yere katılmayı sadece seninle birlikte olmak için istedim. Open Subtitles أنت تعلمين ان السبب الوحيد لانضمامي لذلك المكان السخيف لأكون معكِ صحيح؟
    seninle birlikte odada başka birisi daha vardı. Kimi koruyorsun? Open Subtitles أحد أخر كان بهذه الغرفة معكِ من تقومي بحمايته ؟
    Peter Mills seninle birlikte çalışmak büyük bir şeref ve onurdu. Open Subtitles لقد كانَ فخراً لي وسعادةً أن أعملَ معكَ يا بيتر ميلز
    Şartların değiştiğini bilse ve elinde olsa seninle birlikte olmak isterdi değil mi? Open Subtitles وهو سَيَكُونُ مَعك إذا إعتقدَ بأنّه يستطيع، وذلك يغير كل شيئ اليس كذلك
    Bunu değiştirebilecek tek şey hâlâ seninle birlikte olma şansı olduğunu bilmesi olurdu. Open Subtitles والشيء الوحيد الذي قد يغير ذلك هو إن علم بأن لديه فرصة معكِ.
    Bana seninle birlikte kaçmak isteyip istemediğimi sormuştun hatırladın mı? Open Subtitles هل تذكرين عندما سألتني إذا كنت أريد الهرب معكِ ؟
    Her ne zorluk olursa olsun, seninle birlikte üstesinden gelmek istiyorum. Open Subtitles مهما حدث ، أرغب فى أن أحاول التغلب على الأمر معكِ
    Görüşmem olduğundan seninle birlikte içemem. Open Subtitles أنا لدي إجتماع قريباً، لهذا أنا آسف بأنني لا يُمكنني أن أشرب معكِ
    seninle birlikte içeri girmesem sorun olur mu? Open Subtitles هل تمانعين إذا لم أذهب معكِ إلى الداخل ؟
    Hayatımın sonuna dek seninle birlikte olmak istediğimi hissediyorum. Open Subtitles أشعر انني أريد أن أقضي معكِ ما تبقى من حياتي
    Yalnızca seninle birlikte olmak istedim. Open Subtitles عـُدتُ لآخذكِ، لأنني أريدُ أن أكـون معكِ.
    Azize Mary, merhamet dolu, Tanrı seninle birlikte. Bu kadınların arasından sen seçildin. Open Subtitles أيتها القديسة مريم ، الرب معكِ مباركة أنتِ بين النساء ، و مباركة ثمرة رحمك سيدنا يسوع
    Oh, Susan, seninle birlikte olmayı her şeyden çok istiyorum. Open Subtitles أريد فقط أن أكون معكِ أهم من أي شئ آخر
    - Artık eğlenmiyorum. Eğlensem bile emin ol, seninle birlikte eğlenmem. Open Subtitles لمأعدّأحتفل، حتى لو فعلت ، لن يكون معكَ.
    seninle birlikte gelip insanlara annemin öleceğini söylememi mi istiyorsun? Open Subtitles أتُريدُني أن أتجول معكَ في الأرجاء وأُخبر الناس بأن أمي ستموت؟
    Sana yardım eden Fantasialılar aşırı dileme yüklemesine yakalandılar ve şimdi seninle birlikte insan dünyasındalar. Open Subtitles الفانتازي الذي ساعدَك اتمَسكَ في حمل الأمنيات الزائد و هم هناك مَعك في العالمِ الإنسانيِ.
    seninle birlikte olmak, gecelerin gündüze dönmesi gibi. Open Subtitles عندما أكون معكي في الليل كما لو انك نهاري
    Ama en çok düğün gününde seninle birlikte olmak istedim. Open Subtitles لكن في الغالب أردت أن أكون معك في يوم زفافك
    Rozetimi almaya şu kadarcık kalmışken seninle birlikte olarak her şeyi riske ediyorum. Open Subtitles أنا على وشك الحصول على شارة المحقّق، وأعرّض كلّ شيء للخطر لأكون برفقتك!
    Bütün gece seninle birlikte olduğum için, onlara sorumluluğu benim alacağımı söyle. Open Subtitles بما انى كنت معك الليله كلها اخبريهم انى سأتحمل المسؤليه بدلا عنك
    Bahsettim mi bilmiyorum ama Cleveland'da seninle birlikte çalıştığım için çok mutluyum. Open Subtitles لا اعرف اذا كنت اخبرتك ام لا اننى سعيد بالعمل معكى فى كليفلاند الا تحبين ذلك؟
    - Niye seninle birlikte olduğunu soracaktır. Asla orada olmamalıydı. Open Subtitles سيسألك لماذا كانت بصحبتك ما كان ينبغي أن تتواجد هناك
    Bruce, Jeannie Hearne öldürüldüğü gece seninle birlikte olduğunu söyledi. Open Subtitles وقال بروس انه كان معك ليلة قتل جيني هيرن.
    50 yıl boyunca seninle birlikte... sen yaşlanırken hiç ulaşamayacağın bir amaca hizmet edecek, Open Subtitles ستتبعك في الأرجاء لـ 50 سنة. ستساعدك لتحقيق هدف لن تحرزه بينما تشيخ وتضحى عبئًا.
    Doğru olan şeyi yapmaya çalışıyorum çünkü bugün seninle birlikte dönüştüğüm adam tam da bu. Open Subtitles أنا أحاول القيام بالأشياء الصحيحة لأنني الرجل الذي تغير بجانبكِ
    Evde seninle birlikte olduğunu varsayıyorum. Open Subtitles لذا أفترض أنها كانت في المنزل برفقتكِ
    Tek bildiğimiz, artık seninle birlikte olmak istemiyor. Open Subtitles و لكن ما نعرفه فعلاً أنها لم تعد تريد البقاء معك بعد الآن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد